Elinizi yıkayıp çıkamazsınız, bu pisliğin sebebi sizsiniz!

Düşünün. Daha yeni doğum yapmış bir kadın. Cennet kokan bebeğini kucağına almış, o güzel yüzünü seyrediyor. Belki hayranlıktan bayılacak gibi oluyor, bahşedilen nimetten dolayı gözleri doluyor. Eşi, annesi, ailesi gülümsüyor, çocukları kardeş neşesi içinde. Yorgunluk, heyecan, mutluluk, şükür hepsi bir arada...

Sonra kulağına bir şeyler çalınıyor. Herkesin yüzünde bir gölge, gülümsemeler donmuş burkulmuş yüzlerde.

Sorsa da söylemiyorlar. Ama saklanacak gibi de değil.

***

Ahlaktan ve insanlıktan zerre nasibini almayanlar işte tüm bu güzelliği, masumiyeti ve tazeliği kirletmek, lohusa bir kadını üzmek istediler.

***

Hiç değer yargısına sahip olmayan, kural tanımayan, kanundan korkmayan bir nefretle karşı karşıyayız. Anneliğin kuşatan kutsiyetinden bihaberler. Çocuk olmanın herkesin hafızasında hatırasında olması gereken o ışıltılı masumiyetinden yoksunlar.

Ve ne yazık ki üç beş müptezel deyip geçemiyoruz.

Organize bir kötülükten bahsediyoruz.

Ve yayılıyor.

Birkaç bot hesaptan, bilinmeyen kişilerden, firari Fetöcülerden, Avrupa’daki PKK’lılardan ibaret değil.

Adını koyalım.

Meşru siyasi alanda ürüyor bu pislik. Küfretmeyi marifet sananlara iltifat edip terfi ettiren bir siyasi tercihin sonucunu yaşıyoruz. Yücelttikleri çirkef siyaseti kirletiyor, toplumsal barışı bozuyor.

***

Sayın Esra Albayrak ve Berat Albayrak’a yapılan hakaretlerin (şiddetle kınıyorum) ortaya çıkmasıyla beraber öyle büyük bir tepki oluştu ki olayı sessizlikle geçiştirmek isteyenler bile kınamak zorunda kaldı. Vicdan, edep sahibi olanların ortaklaşacağı noktaya geldiler.

Pekiyi ama bu sarmalın nasıl başladığını görmeyecek miyiz?

CHP’nin terfi ettirdiği isimlerin küfür sicili kabarık olmasına tesadüf diyebilir miyiz?

***

Ayakları yere basmayan bir iddia değil bu. İsim isim, vaka vaka somut. İşledikleri suçlar sosyal medya hesaplarında, yazılı videolu belgeli. Bilgisayarların IP numaraları kayıtlı.

Şöyle işliyor mekanizma. Edilen küfürler aynı siyasi görüşü paylaşan hesaplarca RT edilip beğeni alıyor. Küfürbaz kişi bu yolla fark edilip terfi ettiriliyor. Parti yönetimi kamuoyuna gururla takdim ediyor bu küfürbazları.

Sadece il ilçe yönetimlerinde de değiller üstelik. Genel merkezde ve Meclis’te de çok sayıda küfürbaz her gün “performans” sergilemekte.

Dini, milli, ailevi değerlere ettikleri küfürler ortaya çıkınca ya tiviti siliyor, ya hesabı kapatıyorlar. Bazıları (Canan K. gibi) TV’ye çıkıp “arkasındayım” diyebiliyor gururla.

Hiçbir şey olmuyor yani!

Parti yönetimi kılını kıpırdatmıyor!

Küfürbazlar yerleştirildikleri makam için tayin edilen titri, yetkiyi ve bütçeyi kullanmaya devam ediyor.

Nefret suçu işleyen, küfreden kişi Türk Ceza Kanununa göre hak ettiği cezayı aldığında ise “Akepe muhalefeti boğmak istiyor, Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok” diyorlar hep bir ağızdan. Utanmadan. “AK Parti toplumu kutuplaştırıyor” takiyesi de cabası.

***

CHP’nin küfür siyaseti ve küfür yoluyla siyasi kariyer geleneği nerede başladı derseniz, yollar bizi Gezi’ye çıkarır.

Gezi’de açılan pankartlar, Taksim’de, Sıraselviler, Cihangir, Şişli’de duvarlara yazılanlar kutsal değerlere, Erdoğan’ın şahsına ve ailesine hakaretlerle doluydu çünkü.

Bunu yücelttiler.

Birleşik Haziran Hareketi’nin çabasına rağmen Gezi tekrar tertip edilemedi ama Kaftancıoğlu eliyle CHP’de ve sosyal medyada devamı da sağlandı.

Bu sarmal getirdi bizi bugünlere.

***

Ettikleri küfürleri aktarmayacağım ama CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan başlayarak (ki Sayın Erdoğan’a, Erdoğan’a oy verenlere, Aile Bakanına söyledikleri arşivlerde mevcut) CHP’nin utanç listesini şuraya alacağım. İsimler açık kaynaklardan; birkaç örnek sadece.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç,

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel,

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu,

CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı İdil Solgun,

CHP Gençlik Örgütleri İzmir İl Sekreteri Dila Koyurga,

CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Yasin Ergül,

CHP Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda,

CHP İzmir İl Teşkilatı üyesi Caner Gül…