Enis Berberoğlu ne yaptı?

Enis Berberoğlu’nun rol aldığı “MİT tırları olayı” Türkiye’ye karşı yapılmış büyük bir saldırıdır.

FETÖ’nün 2012 sonunda Hakan Fidan üzerinden Erdoğan’ı tutuklama girişiminde olduğu gibi MİT tırları olayında da devlete silah doğrultmuştur.

MİT tırları olayı FETÖ’nün uzantısı olduğu yabancı istihbarat örgütünün Türk istihbaratına operasyonudur.

İstihbarat, yargı, siyaset, medya ayakları vardır. Berberoğlu o dönem Cumhuriyet GYY’si olan firari Can Dündar’la birlikte operasyonun medya ayağında yer almıştır.

Amaç PKK ve FETÖ’nün dolaşıma soktuğu, belli medya organlarının, kurum ve kişilerin dolaştırdığı “Türkiye DEAŞ’a silah veriyor” algısı oluşturmaktı.

İstediklerini alabilselerdi FETÖ tetikçisi Tuncay Opçin’in “Lahey’e giden yolun taşları MİT tırlarıyla döşeniyor” diye müjdelediği (!) gibi Erdoğan’ı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılatacak, DEAŞ’ı gösterip sınırda PKK devletine razı edeceklerdi.

Etrafımız yangın yeriydi. Ukrayna’da Kırım kopmuş, Mısır’da darbe olmuştu.

Suriye’de iç savaş derinleşmiş, Türkiye’de Gezi bastırılsa da PKK-HDP çözüm masasını devirmiş, PKK-YPG sınırda kantonlar kurdukça Demirtaş “seni başkan seçtirmeyeceğiz” diye şımarmaya başlamıştı.

Bu esnada durduruldu MİT TIR’ları. Düzenek şöyle işledi.

1 Ocak 2014’te Hatay Kırıkhan’da, 19 Ocak’ta Adana’da devlet hiyerarşisini bozup FETÖ talimatına uyan, makamlarına verilen yetkileri devlete karşı kullanan savcı kılığındaki FETÖ’cüler durdurdu MİT tırlarını.

TIR’larda görevli MİT mensupları aylar öncesinden teknik takibe alınmıştı.

Ankara’dan yola çıkan TIR’lar güzergah üzerinde başka bir yerde değil operasyonda görevli FETÖ’cü savcılar Özcan Şişman ve Aziz Takçı’nın görev alanında durdurulmuştu.

Yasalara aykırı olmasına rağmen operasyonu yöneten savcı Adana Valisi’nden izin almamış, kendisine bilgi vermemişti.

Savcılar özel yetkiliydi ve onlar müdahale edebilsin diye ihbar özellikle “bomba ihbarı” olarak yapılmıştı.

İhbarda herhangi bir örgüt ismi yoktu. Ama sonradan el Kaide” ibaresi eklenmişti el yazısıyla.

Üstelik savcılar MİT’e ait bir aracı durduramazdı. Başbakan’ın izni gerekirdi ve yoktu. Durdurana kadar savcının tırın mahiyetini bilmemesi normal karşılanabilir ancak aracın MİT’e ait olduğunu öğrendiği anda yetki sınırına geldiğini de bilmesi gerekir. Ama zaten Türkiye yasalarına ve Türkiye’ye karşı bir operasyondu yapılan. Hukuksuz işlem yapmayı sürdürdü FETÖ savcıları.

MİT görevlilerine düşman gibi davrandılar. Silah doğrultup yere yatırdılar, başlarına ayakla basıp hakaret ettiler.

FETÖ elemanı savcı Adana bilgilendirmedi ama FETÖ medyasını (Cihan Haber Ajansı) arayıp çağırdı ve daha iyi görüntü alınsın diye araçları özel alana çektirdi.

Bakmayın sonradan “medyaya özgürlük”, “bağımsız gazetecilik” diye koparılan yaygaraya. Kılıçdaroğlu’nun da bizzat destek ziyaretine gittiği, CHP’li vekillerin kapısından ayrılmadığı FETÖ medyası 12.00’de başlayan ve henüz tamamlanmayan operasyonun haberini (!) 12.34’te tastamam geçti.

Enis Berberoğlu’nun Cumhuriyet’te yayınlanması için Can Dündar’a gizlice verdiği görüntüler işte böyle temin edilmişti.

Kılıçdaroğlu’nun izledim dediği, Eren Erdem’e talimat verdiği, yıllarca ağzına sakız ettiği görüntüler FETÖ’nün organize ettiği bu kanunsuz işlerdi.

Berberoğlu’nu suçlu bulan ve 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme “Siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak”tan mahkum etti zaten Enis Berberoğlu’nu.

Şu da önemli bilgidir. Ne yaşadığımızı unutmamak için lütfen bunu çıkarmayın aklınızdan.

Ocak 2014’te MİT TIR’larını durduran savcı 53 kişinin feci şekilde hayatını kaybettiği 11 Mayıs 2013 Reyhanlı saldırısından haberdar olmasına rağmen sırf MİT’i suçlamak için göz yuman kişidir.

MİT’in 13 kez uyarmasına, şüpheli araçların plakalarını vermesine, tedbir amacıyla gözaltı istemesine rağmen görevini yapmamıştır. 53 kişinin öldüğü 146 kişinin yaralandığı terör saldırısından sonra da tüm çağrılara rağmen olay yeri incelemeye gitmemiştir.

O yüzden steril ortamlarda Enis Berberoğlu olayı yahut firari Can Dündar konuşulurken veya Kılıçdaroğlu FETÖ’ye merhamet isterken şu iki fotoğraf mıh gibi çakılı olsun aklınızda.

Biri, FETÖ ajanlarının Türk istihbarat elemanlarına silah doğrultup başlarına ayaklarıyla basması.

Diğeri Reyhanlı’daki terör saldırısından... Etraf hala yanık et ve barut kokarken, yerde açılan devasa çukurun ortasında kollarını göğe açıp haykıran o acılı kadını asla unutmayın.