Enes Kaya'nýn düþündürdükleri

Kimilerinin fýrsat bilip Ýslam düþmanlýðý yapmaya kalkmasý bizi Enes Kaya'nýn ölümü üzerine düþünmekten alýkoymamalý.

Týp fakültesi ikinci sýnýf öðrencisi iken canýna kýyan gencimizin arkasýnda býraktýðý videoyu izlemiþsinizdir.

Ne kadar sýkýþtýðýný, kaldýðý yurdun gerekli gördüðü rutinleri yapmak istemediðini fakat ailesinin bu konuda ýsrarcý olduðunu ve son olarak da yaþama sevincinin kalmadýðýný anlatýyordu. Videoyu izleyip de etkilenmeyen yoktur, öyle tahmin ediyorum.

Geleceði parlak bir gencimiz daha hayatýnýn baharýnda, yaþama sevincini kaybettiðini söyleyerek ölümü seçiyorsa hepimize düþen bir sorumluluk vardýr.

Aileden baþlayalým, çünkü ailede baþlýyor her þey...

Enes'in ailesi en büyük acýyý yaþýyor þimdi, Allah yardýmcýlarý olsun.

Evladýný kaybetmekten daha büyük acý, o kayýptan evladýn bizzat sizi sorumlu tutmasý.

Pek çok gencimiz var, bir anlam arayýþý içinde...

Onlarý saçma sapan ateizm propagandalarýyla zehirleyen ve hayata anlam veren güzelliklerle baðlarýný kopartanlara da diyecek sözümüz olmalý, öyle deðil mi?

Ama yine de en büyük sorumluluk ailelerin.

Çocuklarýmýz daha anne kucaðýnda dijital evrene giriþ yapýyor olsa da onlarý her türlü bilinmeze karþý koruyacak çok büyük bir güç var elimizde. Üstelik tükenmeyen, kullandýkça çoðalan bir güç. Dýþarýdan gelecek her türlü zararlý etkiye karþý en güçlü aþý; sevgi ve ilgi. Ama sararken boðmayan bir sevgi ve hep anlatmayan, daha çok dinleyen bir ilgi...

Enes'in ölümü vesilesiyle kendimizi biraz tartalým, hesaba çekelim. Evlat yetiþtiriyoruz, istiyoruz ki sözümüzden çýkmasýn, biz nasýl inanýyorsak onlar da öyle inansýn, biz ne istiyorsak onu yapsýn. Enes diyor ki "Týp okumak istemiyordum aslýnda ama ailem ille de týp okumamý istedi."

Kendi inancýmýzý, deðer yargýlarýmýzý, felsefemizi, yaþam biçimimizi onlarýn da üzerinde görmek istiyoruz. Ýçimizde kalanlarý, kendi kariyer planlarýmýzý onlarla hayata geçirmeye çalýþýyoruz...

Ailelerin çocuklarý üzerinde tasarruf hakký elbette vardýr. Onlara zarar vermedikleri müddetçe ve reþit olduklarý yaþa kadar ailelerin çocuklarý üzerindeki yetki ve sorumluluðu devletin de korumasý altýndadýr.

Hukuken reþit olma yaþýna geldi diye, kimse çocuðunu kapý dýþarý etmez. Varýný yoðunu çocuðunun peþinde harcayan bir toplumuz. Dolayýsýyla çocuklarýmýz üzerinde hakim konumumuzun sorgulanmasýný pek istemeyiz.

Çocuklar birey olmaya yüz tuttuðunda, sancýlý bir sürece girer iliþki. Evvela ailesiyle çatýþýr, ailede ne varsa onun tersini yapmaya meyleder. Bu dönemlerinde onlarý yakýnda tutmanýn yolu üzerlerine kapý kilitlemek ya da istemediklerini bile bile, onlarý kendi doðrularýmýzýn tatbik edildiði yapýlarýn içinde olmaya zorlamak deðildir.

Kazanmayýz, tersine kaybederiz.

Enes Kaya gibi alýr baþýný gider de yüreðimize bir taþ oturur. Ne yapsak o taþýn aðýrlýðýndan kurtulamayýz. Yaramýz kabuk baðlar, yer içer belki gene güleriz ama bir lahza aklýmýza gelir ve bir sürü "Þöyle yapmasaydým, bunu demeseydim, keþke o kadar zorlamasaydým"lar dizilir boðazýmýza...

Enes Kaya ile ilgili konuþmamýz gerekenler bence bunlar. Ama görüyorsunuz ki konumuz, esasa dair bir soruya, sorgulamaya vesile olmadan önce kin ve nefret diliyle politik bir malzemeye dönüþtürüldü bile.

Öyle olunca da ne muhasebe yapmak, ne nasihat almak mümkün olabiliyor. Bir musibet baþka musibetlere yol oluyor.

Bir kesim, Enes Kaya üzerinden cemaat dövme peþinde. Cemaatlerin de yanlýþ tutumlarý var elbette. Ama bu olayý adeta 28 Þubat zihniyetinin hortladýðý bir söylemle Ýslam'a ve Müslümanlara saldýrma fýrsatýna çevirenlerin Enes Kaya'yý dert ettiklerini hiç sanmýyorum. Kabe'nin üzerine Atatürk'ün oturtulduðu bir fotoðrafý paylaþarak Müslümanlarýn kutsallarýna saldýranlarý ve toplumda kutuplaþma iklimi yaratanlarý yokluða mahkum etmek gerek.

Kimse kimsenin kutsalýyla dalga geçememeli. Bunun ifade özgürlüðü olarak deðerlendirilmesi kabul edilemez.

Ýnancý gereði baþýný örtenlere "çul takýyorlar" diyenlerle, bir gencin acý ölümü üzerinden cemaatleri hedefe koyarak Ýslam'a saldýranlarla, cami cemaatini "Euro, dolar diye tespih çekiyor bunlar" sözleriyle aþaðýlayanlarla, çocuklarýn camide Kur'an eðitimi almasýný ideolojik faaliyet olarak yaftalayanlarla ve Müslümanlýða dair her þeyi Orta Çað zihniyeti diyerek etiketleyenlerle neyi nasýl konuþacaðýz?