Erdoðan gibi liderin olsun!

Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiði destek ve bu desteðin meydana getirdiði büyük baþarý, Rusya’nýn bölgede Türkiyesiz bir dengeleme yapamayacaðýnýn kabulü anlamýna da geliyor. Bu ayný zamanda bir NATO üyesi olan Türkiye’nin Batý bloðuyla iliþkilerinde de elini güçlendirecektir.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn son bir iki haftadýr partisinin il kongrelerinde ABD ve Avrupa Birliði ülkelerine verdiði mesajlar hem bir özgüven göstergesi hem de Türkiye’nin yeni dönemin kodlarýný reform söylemiyle mezcedeceðinin iþareti. Türkiye AK Parti iktidarý süresince, hiçbir aktör ve ülkeye karþý kategorik anlamda iyi ya da kötü tutum takýnmamýþtýr. Dolayýsýyla bugün bir yenilenme hissi veren reform söyleminin aslýnda AK Parti’yi merkeze taþýyan ve giderek güçlendiren önemli özelliði olduðunu söylemek yanlýþ olmaz.

Bugün reform söyleminin dýþ politikadaki iliþki kurucu potansiyeline odaklanmak ve siyasetin pragmatik, rasyonel kodlarýný öne çýkaran bu yaklaþýmý desteklemek doðru olacaktýr. Bu asla Türkiye’nin iddialarýndan geri adým attýðý anlamýna gelmiyor. Bilakis bu yeni dönem, kabasýný çýktýðýmýz bir binanýn ince iþçiliðiyle uðraþacaðýz. Bu daha fazla sabýr, özen ve dikkat gerektirecektir.

Mücadelenin en sert olduðu dönemde Erdoðan gibi güçlü lidere sahip olmak, zoru baþarmayý ve Türkiye’yi bugüne getirmeyi saðladý. Batý’nýn ciddi anlamda lider ve siyasetsizlik sorunu yaþadýðý, Türkiye’nin ise aklý selimi, demokrasiyi, çok kültürlülüðü ve uluslararasý iliþkilerde eþitlik hukukunu temsil edeceði bu yeni dönemde Erdoðan gibi bir lidere sahip olmak yine en büyük avantajýmýz olacaktýr.

OKUMA ÖNERÝSÝ

Yayýnlanmasýna daha var ama dumaný üstündeyken haber vereyim, Doç. Dr. Yusuf Özkýr ile birlikte Kriter dergisi için yazarýmýz sevgili Sevil Nuriyeva Ýsmayýlov’la bir röportaj gerçekleþtirdik. Aralýk sayýsýnda yayýnlanacak. Tahmin edeceðiniz gibi konu, 27 yýl sonra Daðlýk Karabað’ýn Ermenistan iþgalinden kurtarýlmasýydý. Bir Türkmen Hanlýðý olan Karabað’ýn tarihinden alýp iþgaline ve azatlýðýna ve yeni süreçte Türkiye’nin Kafkasya’daki pozisyonuna kadar oldukça tafsilatlý bir söyleþi oldu. Tavsiye ederim.

***

MAFYA VE TERÖR KISKACINDA SÝYASET

Alaattin Çakýcý’nýn CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu hakkýndaki tehdit içeren ifadeleri elbette yargýnýn konusu olmalýydý. Öyle de oldu. Bir zamanlar devletin, kirli iþleri için kullandýðý mafyavari yapýlarýn Türkiye’sinde deðiliz artýk. Devlet hukuk ile kaimdir. Ýllegaliteye prim vermek, devlet gücünü haiz olmayan yapýlarýn tevessül edeceði iþlerdir. Yani ortada mafyaya iþi düþmüþ bir devlet varsa aslýnda ortadaki devlet falan deðildir. 90’larýn Türkiye’sinde iþler maalesef biraz böyle görülüyordu. Bunun sonucunda da bir çok sorun miras kaldý bugünlere.

Alaattin Çakýcý’nýn artýk kifayetsiz biri olmasýna raðmen tehdidinin bunca ses getirmesi hem bu mirasýn bir neticesi hem de muhalefetin söylem üstünlüðü kurmasýna imkan vermesiyle alakalý. Çakýcý’nýn sözleri CHP’nin retorik üretmesi için iyi bir fýrsat oldu. Ama dedim ya, artýk 90’larýn Türkiye’sinde yaþamýyoruz. Faili meçhuller dönemi kapandý. Devlet suç iþlemiyor, suçu örtmüyor. Varsa böyle bir durum hukuka havale ediyor.

Eski bir mafya liderinin sözleri üzerinden 90’larýn Türkiye’sindeymiþiz algýsý üretmeye çalýþanlarýn önce kendilerine bir dönüp bakmalarý lazým. Mafyavari yapýlar siyasetten temizlendi ama muhalefet eliyle siyaset terör örgütlerinin söylem sahasý haline getirildi.

CHP’lilerin, mezkur mafyacýnýn tehdidi arkasýna saklanýp bu gerçeði görünmez kýlmasý mümkün deðildir.

Halihazýrda Türkiye’de siyasetin en önemli sorunu budur. FETÖ, PKK ve DHKP-C’nin siyasette muhalif partiler üzerinden söylem kurma, aktör yerleþtirme imkanýna kavuþmasý ve bununla ilgili hukuki süreçlerin ise insan haklarý ihlali gibi jenerik kavramlarla uluslararasý alanda Türkiye aleyhine bir ajandaya dönüþtürülmesi söz konusu.

Yapma sarýþýn klipler, ucuz ve paçoz romantizm ve Devran döner prodüksiyonlarý eþliðinde…

Sadece CHP olsa gam yemeyeceðiz, siyaseten sakýt olmasý gereken eski AK Partililer de sýraya girmiþ. Hangi akýlla ve vicdanla bilinmez…