ERDOĞAN ve AK PARTİ, 21 yılda neleri değiştirdi?

"Toplumsal bir çığır açmak için davasına inanmış, inatçı, sabırlı bir tek kişinin çığlığı çok değerli bir başlangıçtır.' der Emile Zola, Hakikat adlı eserinde. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve siyasi birikimi düşünüldüğünde sırtlandığı bu dava, güçlü ve büyük Türkiye idealidir. Sessiz yığınların hürriyet ve onur çığlığı olarak siyasetini kurmuş bir liderdir.

Adalet ve Kalkınma Partisi, devletin, milletle barışma kararıdır. 1. Meclis'ten uzaklaştırılan 2. Grup'tan itibaren, siyasetin yapıtaşlarını CHP'ye has tek particilik zihniyetiyle kurarak dizayn eden bakış açısının sona ermesidir. AK Parti, Babıali Baskınından bu yana sırtını asla darbelere dayamayan, halkın hür iradesine güvenen çizginin semeresidir.

Adalet ve Kalkınma Partisi, darbeler eşliğinde anlatılagelen siyasi tarihimizin üzerindeki vesayet yükünün sona ermesidir. Hassaten mütedeyyin Anadolu insanı için, ayıplanmaya, ötekileştirilmeye, uzaklaştırılmaya varan baskıların, ayrımcılıkların son bulması anlamındadır.

Adalet ve Kalkınma Partisi, özellikle kadınlar lehine pek çok değerli adımlar atmıştır. 28 Şubat'ta dini görünümleri (tesettürleri) dolayısıyla hedef gösterilen kadınların yasaklarının kalkmasıdır. Hep birlikte hayatımızı hiçe sayan o yasakları planlayıp uygulayan vesayet odaklarını, "ikna odaları'nı bir kez daha hatırlayalım:

1- "Topyekûn Savaş' başlıklarıyla inançlı Anadolu insanına, değerlerinden, kültüründen, inancından dolayı yaşadığı hayata kastederek, düşmanlık besleyen odaklar... "Silahlı ve Silahsız kuvvetler" adı altında her türlü hukuk dışı takibi, tacizi, fişlemeyi, andıçı, korkutmayı, baskıyı reva görenler... Erdoğan yönetimindeki AK Parti siyasetiyle sistem dışına çıktılar. Batı Çalışma Grubu gibi, TSK içindeki darbesever yapılanmalar son buldu...

2- Medyadaki siyasete yön veren baskı odakları da Erdoğan liderliğindeki AK Parti döneminde artık işlevsiz kaldı. Medya iş takibi ve politikada oyun kuruculuğundan uzaklaşarak kendi amacı olan habercilik ve yorum-değerlendirme alanına geri döndü...

3- Üniversitelerdeki baskı ve zulüm son buldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Sevgi Kurtulmuş ve Kırıkkale Üniversitesi'nden Dr. Alev Erkilet, başörtülü oldukları gerekçesiyle okullarından atılmışlardı. 2002 yılında İstanbul Hukuk Bürosu olarak yaptığımız bir araştırmada, 10 bin civarında öğrenci, Türkiye'de tahsil göremediği için yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştı. Bursa Nilüfer ve İstanbul Küçükköy İmam Hatip Liselerine, panzer, tank ve keskin nişancı yollanmıştı. Bizleri tüm bu karanlık geçitlerden çıkartan Tayyip Erdoğan ve siyasetine binlerce teşekkür ediyoruz. Bir avukat olarak, 50 yaşında (2017'de) kazandığım yasaksız halde meslek icra edebilme hakkımı da Sayın Cumhurbaşkanımıza borçluyum. 2017... Yani hiç de eski olmayan bir zaman. Biz bunları unutamayız!

4- 28 Şubat'ta yasak üretmede kol kola giren, milli iradeye tıkaç olan ve vesayet korosu kuran İşçi ve İşveren Sendikaları... Bunların ikiyüzlü tavrıyla mücadele eden ve siyaset üzerindeki işbirliklerini ve vesayetlerini sonlandıran da Erdoğan ve AK Parti siyasetidir.

5- Yüksek yargıdaki basınç odakları da tek tek kırıldı. Ülkemizin yasalarına uygun olarak kurulmuş ve legal, yasal seçimlere girerek Türkiye siyasetinde etkinlik gösteren Refah Partisini kapatırken, Refah'a oy vermiş milyonlarca insana "metastaz yapmış habis urlar' diyebilen yüksek savcı, seni de unutmadık! Ama artık devriniz bitti, borazanlarınız kırıldı, halkın başına indirmeyi pek sevdiğiniz tokmaklarınız yosun tuttu...

Sadece şu beş maddede bile yaptığımız kısa hatırlatmalar, Tayyip Erdoğan ve AK Parti siyasetinin 21 yılda neleri başardığını ortaya koyuyor... Bu siyaset bizlere; umut, özgürlük, özsaygı, güven, gaye, sosyal barış, hayal kurma gücü veriyor...