Biden dönemi baþlýyor. Emperyalist devlet olan Amerika'nýn sahaya dönüþünden bahseden bir baþkanla, yeni sürecin olup bitenlerine bakmamýz þarttýr.
Davos'ta "one minute"la baþlayan süreç, Baðýmsýz Türkiye yolunun esas ana hattý oldu.
Bu sebeple 2009'dan baþlayarak, Türkiye'ye operasyon çekmenin tek yolu" Erdoðan'ý hedef seçmek" idi.
MÝT operasyonu, Hakan Fidan'ýn da hedef seçilmesi, Erdoðan'a uzanana yolun baþlangýcý olarak gördük ve idrak ettik.
Amerika ve Ýsrail'in Türkiye üzerindeki etkisinin azalmasý ve hatta yok edilmesi sürecinin baþlangýcý olarak yorumladýklarý içindir ki, Erdoðan'sýz Türkiye hayali her fýrsatta zinde tutulmakta.
Erdoðan, artýk Türkiye baðýmsýzlýðýnýn simgesidir anlýyoruz deðil mi? Siyasi retorikten uzak, ideolojik bakýþ açýsýna baðlý olmadan bakarsak, esasýnda görürüz.
MÝT'e yönelik operasyonlarýn hepsi, Hakan Fidan'a yönelik tüm hamleleri doðru okursak, hedefin sonraki merhalesinin Erdoðan üzerinden Türkiye olacaðýný anlamamýz þarttýr.
Demokrasi ve özgürlükler gibi hikayelere artýk farklý analiz ve bakýþ açýsý ile bakmamýz lazým.
Þunu iyice kafamýza sokmalýyýz. Þu anda Baþkan Erdoðan'ýn hedef seçilmesi, Türkiye'nin hedefe konulmasý anlamýný taþýmaktadýr. Ve giderek yeni süreci sokaklarda dizayn etme çabasý da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin baðýmsýzlýk mücadelesinin önünü kesmek için yeni adýmdýr.
Burada savaþýn çok büyük olduðunu ve siyasi ihtiraslarýn gerçek anlamda bir hiç deðerinde kaldýðýný görebilirsek, Baþkan Erdoðan'a karþý durmanýn, Türkiye karþýtlýðý ile eþdeðeri taþýdýðýna kimsenin kuþkusu kalmayacaktýr.
Bakýn baþýmýza gelen felaketlere! Düþünün bir anlýk. Türkiye'yi; Suriye, Irak ve Orta Doðu'nun tamamýndaki durumlara benzer tabloya sokma arzusu, halen zindedir.
Biden'ýn seçim öncesi Türkiye ve Baþkan Erdoðan aleyhinde söylediði beyanlarýn hepsi, zerre kadar haysiyet sahibiysek, bunun bize aðýr gelmesi gerekiyor. Çünkü bu Baþkan, baðýmsýz Türkiye dýþýnda hayali olmadýðýný defalarca ispat etmiþ Baþkandýr.
Peki, o zaman içimizdeki bazýlarýnýn bu kadar nefretinin sebebi nedir? Bu cehalet mi, yoksa gerçekten ihanet mi?
Gazetecilik hayatým boyunca hep fikirlerin tartýþmasýndan yana oldum. Þahýslarý, kiþileri hedef almanýn ahlaki durum olmadýðýna hep inandým. Ama anlaþýlýyor ki, bizi çekmek istedikleri savaþ alaný, fikirlerin deðil kiþilerin kavgasýný þartlandýrmýþlar.
Gezi olaylarýnda, nasýl ki aðaç görünümlü ve sonrasýndaki isteklere baktýðýmýzda, mega projelerimizin hepsine engel oluþturmak için taleplerde bulunulduysa, þimdi ayný sistem Boðaziçi gibi seviyeli bilim ocaðýný yeniden Demirtaþ ve Kavala gibi ismi direk kanlý olaylara bulaþmýþ veya yönlendirme olarak taraf olmuþ, hukuk karþýsýnda tanýmý net olan kiþilerin özgürlüðü talepleri ile karþýmýzdadýr.
Çünkü sokak karýþýrsa, ekonomik durum kötüleþirse, eylem üzerine eylem oluþursa, kaos ortamýnda Türkiye'yi alaþaðý etme senaryosu gerçekleþeceðine inanmaktalar!
Anlamak belki bazýlarý için zor olabilir. Çünkü insanoðlu nefsin esiridir. Esirlikten kurtarabilen her bir vatan evladý biliyor ki, "Baþkan Erdoðan" demek, "Baðýmsýz Türkiye" anlamý taþýmaktadýr. Erdoðan'ý hedef seçenler, Erdoðan kendi ülkesini ve milletinin çýkarlarýný tercih ettiði için sinirli ve nefret yaygarasýnda. Biden ve onun geliþini dizayn edenlerin derdi, kendi ulus devletlerinin çýkarlarýný, devlet olarak aðýrlýðýný koruma altýna alan liderlerle savaþacaklar. Bu sebepten baþýmýza gelen tüm olaylarý doðru okumak analiz etmek geleceðimiz için hayatidir. Bu hedef, seçilmiþ fikri ve lideri savunan herkes anlamalý ki, gerçek anlamda kendi vatanýný, kendi devletini ve mübarek Milletini savunuyor. Önümüze yeni ve daha meþakkatli süreç dikiliyor. Bunu defetmek, birlikte güç olmaktan mümkün olacak. Eðer baþarýrsak, tarihi yeniden yazacak ve insanoðlu için yeni sayfayý da biz açacaðýz.