Türkiye'deki seçimlerin sonucunu, sýradan bir olay gibi okumamalýyýz.
Emperyalizmin son yýllardaki esas silahý olan renkli devrimlerin güzergahý da, Erdoðan'ýn mutlak zaferi ile deðiþiyor.
Türkiye önemli bir kale idi ve bu kale düþmüþ olsaydý; bunun rüzgarý tüm dünyayý etkileyecekti...
Küresel dayatma, emperyalizmin elindeki silah ile en büyük manayý ortadan kaldýracaktýr.
Erdoðan'ýn üzerine tüm dünyanýn birlikte ortaklaþa gelmesinin en önemli sebebi buydu.
Tabii kulaða güzel (!) gelen cümleler var. Bunlar güya "demokrasi" "özgürlük" ve "þeffaflýk" gibi, dýþý süslü; içi ise boþaltýlmýþ ithamlardýr.
Türkiye'de yapýlan bu seçim, demokratik bir seçimdir ve kimse bunun aksini ispat edemez!
Muhaliflerin ve batýdaki siyasi enstitülerin itiraz edememesi de, demokratik seçim sonuçlarý gerçeðine baðlýdýr.
Ýþte o nedenle bu savaþ, devletler hukukuna göre davrananlar ile þirketler çýkarlarýna göre tavýr koyanlar arasýnda olmaktadýr.
Devletlerini korumak isteyen toplumlarýn reaksiyonlarý, haliyle bu seçim sürecinde, Türkiye'deki devletin varlýðýný ortadan kaldýracak söylemlere karþý duruþu ve direniþi ile netleþti.
Türk devletine uzatýlan ele karþý, milli bir cephe oluþturdu ve demokratik seçimlerle, kansýz bir þekilde, kendi kaderini yine sandýkta belirledi...
Türkiye'nin Suriyeleþtirilme ve Ukraynalaþtýrma sürecine sokulmasý, bu mutlak zaferle þimdilik sonlandý...
Neden mi þimdilik?
Çünkü süreç, henüz tam olarak bitmedi.
Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doðu üzerine inþa edilmek istenen senaryonun kilit noktasý Türkiye'ydi.
O nedenle Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Orta Asya içinden çýkan Amerikanvari sesler, deðiþim teranelerinin içeriði iyi incelenmelidir.
"Erdoðan giderse Azerbaycan, Rusya, Orta Asya'da deðiþim olur..." yorumlarýný hafife almamak gerekiyor.
Erdoðan demokratik seçimler sonucu kazanan bir liderdi.
Ama ýsrarla onu antidemokratik bir yolun temsilcisi olarak tanýmlamak, iþlerine yarýyor.
Neden mi?
Çünkü renkli devrimlerin önünü kesen önemli aktördür. Türkiye gibi önemli bir devletin baþýnda, Erdoðan gibi ciddi devlet adamýnýn durmasý; emperyal senaryo için kabul edilir deðildir.
Seçimler bitti ve Türk milleti iradesini, liderini ve geleceðini belirledi.
Yeniden ve yine "Erdoðan" dedi.
Bu süreç, üzerinde çokça düþünülecek iþaretleri barýndýrmaktadýr.
Erdoðan coðrafyanýn kaderini, devletlerin çöküþünü, haritanýn deðiþimini þimdilik önleyebildi. Bunun kalýcý olmasý için, Erdoðan'ýn yeni devrim ve nitelikli hamlelerine ihtiyaç vardýr. "Türkiye'nin Yeni Yüzyýlý" baþlýðý ile halka sunulan vizyon belgesi ise, bizlere ufuk göstermektedir.
Devlet Bahçeli'nin zafer akþamý konuþmasýndaki "Çok þey deðiþecek, her þey deðiþecek..." cümlesi ise, bize birçok þeyden haber vermektedir.
Erdoðan ve emperyalizme karþý birleþen milli cephe, yüz yýlýmýzý büyük çöküþlerden kurtarmayý baþaracak yolu, belirlemek zorundadýr.
Önümüzde ciddi ve zor bir süreç var.
Desteðimizi sadece sandýða attýðýmýz oylarla deðil, bu süreç boyunca bilinçli tavýrlarýmýzla da, devam ettirmeliyiz. Gelecek nesillere miras býrakacaðýmýz devletimiz için, olaylara irfanla bakmamýz, desteðimizi buna göre belirlememiz gerekmektedir.