Erdoðan'ýn politik enerjisi: ‘Türkiye Yüzyýlý'

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 28 Ekim Cuma günü Ankara Spor Salonu'nda görkemli ve iddialý bir programla açýkladý Türkiye Yüzyýlý vizyonunu.

Salon görülmeye deðerdi. Ýktidarda geçirdiði 20 yýlda yýpranmýþtýr, yorulmuþtur diyenlere, muhalefetteki tüm partilerin birlikte hareket ediyor olmalarýna, son 10 yýlýnda doðrudan hedefe konulmasýna raðmen; Tayyip Erdoðan ve AK Parti inanýlmaz bir politik enerjiyle doluydu.

Milletine verdiði her sözü tutmuþ, Türkiye'yi 20 yýlda çað atlatmýþ, diplomasi tarihine geçen hamlelerle ülkesini küresel oyuncu kýlmýþ bir liderin arkasýnda durmanýn gururu, yanýnda yürümenin heyecanýyla doluydu herkes.

Avrupa ülkelerine baþbakan dayanmýyorken, komþularda savaþ eksik olmuyorken, ülkesini barýþ, istikrar ve güven adasý olarak muhafaza edebilmiþ bir lider.

"Lider kültü" diyerek bu siyasi önderliði deðersizleþtirmeye çalýþanlara raðmen, Türk siyasetinin icracý aktörlerinin yapamadýðý, yarým býraktýðý ya da býrakmak zorunda kaldýðý tüm iyi þeyleri kendi uhdesinde gören ve bir asýrlýk eksikleri 20 yýlda tamamlayýp Türkiye'yi Türkiye Yüzyýlý'na taþýyan güçlü bir siyasi irade.

**

Bu nasýl mümkün oldu?

Dile kolay gelir belki. Çünkü çok aðýr ama bir o kadar da basit bir formülü var. Ýstemek, niyet etmek, cesaret etmek, çalýþmak, çalýþmak, karþý hamlelere direnmek, yine çalýþmak, yine direnmek, pes etmemek, itibarsýzlaþtýrmalara, diktatör yakýþtýrmalarýna, hakarete, siyasi kumpaslara, darbelere, hýrsýz iftiralarýna, "yaptýrmayýz, istemeyiz, kaynak israfý bu, kendiniz için yapýyorsunuz" yakýþtýrmalarýna raðmen abdestinden þüphe etmeyip çalýþmak, çalýþmak ve yine çalýþmak...

Teþekkürü sadece halktan beklemek ve bunlara vazifeli kýlýnmayý ibadet mertebesinde bilmek...

Erdoðan'ý büyüten, hasmýnýn bile takdir ettiði bir siyasi figür haline getiren bu aðýr ama basit formül.

Varsa bunun 10'da birine yüreði yeten, zaten sivrilir çýkar bir yerden...

**

Cuma günü Türkiye Yüzyýlý vizyonu açýklandý. Hemen ertesi günü, Cumhuriyet'in ilanýnýn 99. yýldönümünde ise 1960'ta baþlayan ancak dönemin "kaynak israfý, ne gerek var" kadrosunun marifetiyle yarým kalan yerli otomobil Devrim'e olan özlem tamamlandý ve TOGG banttan indi. Mustafa Kemal Atatürk'ü ticarileþtiren, kendi dar ideolojik kalýplarý için kalkan haline getirenlerin anlayamayacaðý bir vizyon...

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn konuþmasýnda bazý hususlar özellikle öne çýkýyordu. Türkiye Yüzyýlý elbette sadece yollarýn, yerli otomobilin, savunma sanayinin, enerji kaynaklarýnýn üzerinde yükselmiyor. Burada asýl olan özgüven. Ýmparatorluk bakiyesi bir milletin örselenmiþ, aþaðýlanmýþ öz benliðine yeniden güven duyabilmesi...

20 yýlýn en önemli bakiyesi genç, istekli, özgüvenli bir nesil. Harflerle sýnýflandýrýlmaya, þucu bucu diye taraftarlaþtýrýlmaya aldýrmayan, fikri farklýlýklarýný Türkiye'nin önüne geçirmeyen bir nesil.... Türkiye Yüzyýlý onlarýn yüzyýlý.

**

Cumhuriyet'in 100. yýlýnýn Türkiye Yüzyýlý'nýn baþlangýcý olabilmesi için bu iradenin devam edebilmesi lazým. O yüzden Cumhurbaþkaný "Öyle bir kritik eþikteyiz ki ya birinci lige çýkacaðýz ya da geri düþeceðiz." diyor. Devam etmez duraksarsak, yerimizde saymýþ olmayýz. Gerileriz.

Uzunca bir süredir tekrarlanan bir nakarat vardý; "Yatýrým, yatýrým, hem bunlarý anlatýp duruyor Erdoðan. Millet artýk yatýrýma doydu..." Görüyoruz ki milletin siyasetten asýl beklentisi tam da bu.

Siyaseti hizmet bilmek, siyasetçiyi de milletin hadimi kýlmak...

AK Parti ve Erdoðan'ýn siyasetten anladýðý açýkça budur. Dolayýsýyla bunlarý yapmayacaksa, yol, santral, baraj, fabrika, silah, araba yapmayacaksa, ülkenin ticaret hacmini artýrmayacaksa, kiþi baþýna düþen milli gelirin yükselmesi için çalýþmayacaksa, okullarý, hastaneleri iyileþtirmeyecekse niye siyaset yapsýn ki.

Siyaseti millere hizmet için deðil, dar ideolojik kalýplarýyla millete þekil evermek için yapanlarýn hali ortada

**

Cumhuriyetimiz çok deðerli. Ama biliyoruz ki Cumhuriyet tek baþýna demokrasiyi getirmiyor. Cumhuriyetin ilanýndan kýsa süre sonra milletin demokratik sesi, vesayet kurumlarý eliyle kýsýldý. Acý tecrübelerle geldik bu günlere. Dolayýsýyla Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Türkiye Yüzyýlý vizyonunda öne çýkan "katýlýmcý demokratik Cumhuriyet", "pozitif özgürlükler", "yanký odalarýndan çýkmak", "farklýlýklarla zenginleþmek" vurgularýn ziyadesiyle önemli olduðunu düþünüyorum.

Programa yeminli muhalif pek çok gazetecinin davet edilmiþ olmasý da önemliydi. Gerçi çok azý geldi ama olsun. Umarýz, genel baþkanlardan ekran önünde "gidelim mi?" diyerek izin istemek zilletinden kurtulur ve özgür iradeleriyle hareket edebilirler.