Esaret altýnda

Ýsrail'in güvenlik kaygýsýnýn yüksek oluþunun ardýnda tarihleri boyunca yaþadýklarý olaylar ve bu olaylarýn yarattýðý travmalar yatar. Nesilden nesile aktarýlan bu olaylar, Talmud'da yazýlanlar tehdit algýsýnýn ve savunma anlayýþýnýn belirleyicisi olmuþtur. Ýsrail-Filistin sorununun arka planýný incelerken bu travmalarýn etkisi de dikkate alýnmasý daha kapsamlý bir bakýþ açýsý saðlar.

M.Ö. 953'te Hz. Davud'un Kudüs'te Tanrý Yehova'ya adanmak üzere yaptýrmak istediði, Yahudi tarihinin önemli simgesi Büyük Tapýnak, Kral Hz. Süleyman tarafýndan Siyon Daðý'nda yaptýrýlmýþtýr. Tapýnaðýn inþasýndan Babillilerce yýkýlýþýna dek dönem Birinci Tapýnak Dönemi'dir. Hz. Süleyman döneminde monarþik sistemin güneydeki aþiretlerin tekeline girmesiyle çatýþmalar çýkmýþ, ölümüyle 12 kabilenin 10'u kuzeyde "Ýsrail Krallýðý", geriye kalan 2 kabile de güneyde "Yehuda Krallýðý"ný kurmuþtur. Ýsrail Krallýðý Hz. Süleyman'ýn oðlu Yarobean tarafýndan M.Ö. 931 yýlýnda kurulmuþ ancak sürekli komþu ülkelerin taarruzlarýna uðramýþtý. Nihayetinde M.Ö. 722'de Asurlular tarafýndan yýkýlmýþ, 10 aile sürülmüþtür. Krallýk merkezi Kudüs olan Yahuda Krallýðý daha uzun süre ayakta kalmýþ ancak o da M.Ö. 587'de Babil Kralý II. Nabukadnezzar tarafýndan yok edilmiþtir.

Babil Kralý, Hz. Süleyman'ýn Tapýnaðý'ný (Beyt Hamiktaþ) yýkmýþ, Kudüs'ü yakmýþ, Yahudilerin önde gelenlerini de Babil'e sürmüþtür. Babilonya Esareti denilen bu dönem Persler Babil devletini M.Ö. 538-532'de yýkýncaya dek devam etmiþtir. Perslerin serbestlik tanýmasýyla Yahudiler daha sonra Kudüs'e dönüp þehri yeniden kurdular, eskisi kadar görkemli olmasa da Siyon (Ziyon) Mabedi M.Ö. 519'da yýkýk temeller üzerine yeniden kuruldu. Daha sonra bölge Büyük Ýskender, Ptolemaioslar ve Suriye'deki Selevkoslar tarafýndan ele geçirildi. M.Ö. 332'de Büyük Ýskender'in istilasý, Yunan etkisi ile göçler oldu ve ticaret yapmaya baþladýlar. Büyük Ýskender'in ölümüyle M.Ö. 134-M.S. 37 arasý baðýmsýzlýk dönemi yaþanmýþtýr. M.S. 63'te Roma Ýstilasý gerçekleþmiþtir. Roma Prensi Titus tarafýndan Kudüs'ün yerle bir edilerek Yahudilerin bu kez Romalýlarca sürülmeleri önemli travmalardan birini oluþturur. M.S. 64'le birlikte isyanlar, M.S. 70‟deki uzun süren birinci ayaklanma sonunda Roma ordularý Kudüs'te Ýkinci Tapýnak dâhil her yeri yakýp yýktý, halký kýlýçtan geçirdi, kaçanlar çevre ülkelere sýðýnýp bölgeden koptu. Aðlama Duvarý, yýkýlan Ýkinci Tapýnak'ýn kalýntýlarýdýr. Hz. Ýsa'nýn Filistin'in Nasýra kasabasýnda doðuþu ve Hýristiyanlýðý yaymak için Kudüs'te mücadeleye baþlamasý, çarmýha gerilmesi bu dönemdedir.

M.S. 117'de Roma Ýmparatoru Adrian, Kudüs'teki Siyon Daðý çevresindeki Yahudilerin temizlenmesini istemesi üzerine ayaklanma çýkmýþ, daha sonraki M.S. 132-135 2. ayaklanmada 900 Yahudi köyünün tahrip ve talaný ile sonuçlanmýþtýr. 2000 Yahudi ailesinin imparatorluðun çeþitli yerlerine götürülmesi ile yaklaþýk 2000 yýllýk "diaspora", dünyaya daðýlmýþ Yahudi dönemi baþlar. Çoðu esir alýnýp Roma'ya götürüldü. Kudüs'e yýlda sadece bir kez girmelerine izin verilmiþtir. Talmud bunun intikamý duygularýyla yazýlmýþtýr. M.S. 395'te Roma Ýmparatorluðu'nun Doðu (Bizans) ve Batý Roma olarak ikiye ayrýlmasýyla Filistin Bizans topraklarý içerisinde kalmýþtýr. Daha sonrasýnda bu kez Sasani istilasýna uðramýþ, birkaç sene sonra da Kudüs bir büyük kýyým daha yaþamýþ; 629 yýlýnda da tekrar Bizans hâkimiyeti altýna girmiþtir. Ýslamiyet'in bölgeye giriþi, sýrasýyla 629 tarihinde Bizans Devleti ile Ýslam ordularý arasýndaki Mute Savaþý, bir sene sonraki Tebük Seferi ile ilk halife Hz. Ebubekir'in, Amr bin As'ý Filistin'in fethi için görevlendirmesi ve ilk olarak Gazze'nin ele geçirilmesiyledir. Bizans ile yapýlan Ecnadeyn (634) ve Yermük (636) savaþlarý, Hz. Ömer'in Kudüs'ü fethiyle sonuçlanmýþtýr. Ülke ve Yahudiler arasýnda iliþkiyi kesmek için Yehuda'ya Syria Palestina, Kudüs'e de Aeliea Capitolina dendi. M.S. 634'te Ýslam ordularý fethi döneminde %5 nüfus Yahudi'ydi. Filistin, Ýslam-Arap Ýmparatorluðu'nun ayrýlmaz parçasý olarak Emevi, Abbasi ve Araplarýn elinde kaldý. Sonraysa baþarýsýz Haçlý ve Moðol hücumlarýna maruz kaldý. Bölgede Haçlý hâkimiyeti, 1099‟da baþlayarak yaklaþýk 90 yýl sürmüþtür. Sonrasýnda Selahaddin Eyyubi 1187 tarihinde Filistin'deki Haçlý hâkimiyetine son vererek eskiden sürülmüþ olan Yahudilerin geri dönmelerine izin vermiþtir. Osmanlý Ýmparatorluðu geniþleyince Filistin ve Arap âlemini de içine aldý.