Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

‘Esfel-i Safilin'in Sahnesi: Buyurun, Ýstila

Ülkemiz bugün baþta ekonomi ve mülteci sorunlarýyla boðuþuyor olsa da aslýnda geri planda çok daha büyük bir problemle karþý karþýya. Üstelik bunu diðer iki sorunun aksine kendimiz oluþturuyoruz.

Toplumlarý ayakta tutan bazý deðerler vardýr. Dil gibi, din gibi, ülkü birliði, toprak bütünlüðü gibi... Bu deðerlerden herhangi birinin tamir edilemez þekilde zarar görmesi durumunda toplumlar daðýlmaya ve ardýndan yok olmaya mahkûmdurlar.

Kültür birliði ise toplumu bir arada tutan deðerlerin belki de en baþýnda gelir. Bugün ülkemiz korkunç derecede bir kültür erozyonu ile karþý karþýya.

Genel geçer manada, 'kültürsüz, zevksiz, estetiksiz; cani, nobran, haydut' bir hayatýn saldýrýsý altýndayýz.

Hiç kimse birkaç gün öncesinde Müze Gazhane'de sergilenen ve toplumun büyük tepki gösterdiði duvar resminin bir "kültür eseri" olduðunu iddia etmesin. Bu olsa olsa bir kültürsüzlük ve nobranlýk eseridir. Bu resmi çizen insanlarýn vicdan sahibi olup olmadýklarýný sorgulamayý býrakýn, birazcýk zevk sahibi olduklarýndan bile þüphe duymak gerekir. Bu resmi çizebilmek için hastalýklý bir ruha sahip olmak gerekiyor.

Hadi diyelim ki bu resmi çizen kiþi aymazýn birisiydi, peki bu resmi koskoca müzeye "sanat" ve "kültür" eseri diye koyanlarýn da mý aklý baþýnda deðildi? Ýnsan hiç sormaz mý kendine "acaba bu resim ne anlatýyor" diye!

Tam da tepkiler üzerine ÝBB'nin resmi kaldýrmasýyla doðru kararlar alýnýyor derken bu sefer de yine ÝBB'nin Ýstanbul'un meydanlarýnda görücüye çýkardýðý Þahmeran heykelleriyle neye uðradýðýmýzý þaþýrdýk.

Þehir, ulaþým baþta olmak üzere adeta sorunlar yumaðý haline dönüþürken bu heykel sevdasý da nedir?

Birkaç gün önce CHP'li ÝBB Baþkaný'nýn baþka sevdalar peþinde þehir emanetini ihmal etmesine karþýn affedilmediðini gördük. CHP Ýl Baþkanýnýn zamanýnda yediði hurmalarýn cezasý gündem edilerek ÝBB Baþkaný'nýn ihmalinin unutturulmaya çalýþýlmasý azýcýk da olsa karþýlýk (!) bulmuþken inatla bu ihmal sevdasý neden?

ÝBB'nin büyük harcamalarla yaptýrdýðý ve kültür eseri diye sunduðu heykeller bari bir nebze estetik özellik taþýsa! Verilen paraya göre ortaya konan sözde sanat (!) eseri heykeller, baþta çocuklarý ve dahi görenleri korkutacak derecede hilkat garibesi.

Ayrýca Þahmeran ile Ýstanbul'un nasýl bir kültürel baðý var anlayan beri gelsin! Yýlan ve kadýn üzerinden kurgulanmaya çalýþýlan hayal ne?

Ülkemizin maruz kaldýðý kültürsüzlük istilasý bu iki örnekle sýnýrlý deðil elbette.

Ankara Üniversitesi'nde Mülkiyeliler tarafýndan gerçekleþtirilen ve adýna "Ýnek Bayramý" denilen etkinlikte bu milletin en çok ehemmiyet verdiði deðerlerle alay edilmesi bir baþka kültürsüzlük istilasý örneði.

Bir hadiste, 'cahiller arasýnda kalmýþ alime' acýmamýz öðütleniyor. Bu bakýþla, bu toplumun içerisinde 'naçar' kalmýþ, 'aklýselim, kalbi selim, zevkiselim' insanlara acýmamýz gerekiyor. 'Ne günlere kaldýk ey gazi hünkâr!...'

Toplumun çoðunluðu tarafýndan gösterileri bir dönem öyle ya da böyle izlenen Cem Yýlmaz'ýn sanatla asla örtüþmeyecek iðretilikte olan yeni dizisine ne demeli?

Dijital platform marifetiyle bu ülke toplumunun bütün deðerlerine ters düþecek þekilde bel altý söylem ve küfürlerle mizah sanatý yaptýðýný zanneden Hasan Can Kaya'yý dile getirmiþtik. Müze Gazhane'de sergilenen duvar resminin film versiyonunu çeken Cem Yýlmaz taht korkusuyla, Hasan Can'ý mumla aratacak derecede seviyeyi düþürüp sözde sanat icra etmek adýna; küfürde sýnýr tanýmayarak, bayaðý espriler yaparak, kadýný bir obje gibi gösterip güldürmeyi sadece porno üzerinden kurgulayarak kültürsüzlük istilasýna katký sunmuþ olmadý mý?

Sanat aynadýr, denir. O halde, bize yansýtýlan, gösterilen, daha doðrusu maruz kaldýðýmýz 'pis iþler'e ne demeliyiz?

'Þehre resim, ekrana seyirlik, sahneye sanat' mevkiinde 'bu' bulaþýklara tahammül etmemizi gerektiren, ne büyük günahýmýz varmýþ! 'Kötü iyiyi her yerde' kovuyormuþ. Baþýmýzý, hangi taþlara vursak, bilmiyorum!

"Ýnsanlar kýyýcýydý, kitaplara kaçtým" diyen aklýn, bugünleri görmediðine, sevinmemiz gerekir. Böyle bir 'yaþamak'la, muazzep baþka ruhlarýn olabileceði umudu ise, çaðlayýp akan çamur deryasýndaki bizler için, bir dava arkadaþlýðý, duygudaþlýk umudu da oluþturuyor diðer yandan.