9. Yargý paketi büyük ihtimalle bu hatta komisyonda görüþülecek.
Medyaya yansýdýðý kadarýyla, Anayasa Mahkemesinin (AYM) iptal kararlarý doðrultusunda yapýlan düzenlemelerden biri olan evlatlýk meselesi de 9. Yargý paketi içinde yer alýyor.
AYM evlat edinenlerin, evlatlýðýn babasý ve anasý olarak nüfusa isimlerini kaydedileceðine hükmetmiþ.
Yani çocuðun gerçek anne ve babasýnýn yerine evlatlýk alanlarýn isimleri yazýlabilecek!
AYM dini referans almadýðý için böyle kararlar verebilir ancak dini hassasiyeti olanlarýn bu konuda dikkatli olmasý gerekir.
Bu haberi okuyunca Diyanet Ýþleri baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu'nun 12.07.2017 tarihli þu açýklamasýný hatýrladým:
"Ýslâm'ýn ilk yýllarýnda eski geleneðin devamý olarak bir süre muhafaza edilen evlatlýk kurumu, Medine döneminde nazil olan "Allah, evlatlýklarýnýzý öz çocuklarýnýz (gibi) kýlmamýþtýr." (el-Ahzâb, 33/4) meâlindeki âyetle kaldýrýlmýþ, ardýndan gelen âyette de evlatlýklarýn evlat edinenlere deðil asýl babalarýna nispet edilmesi emredilmiþtir.
Buna göre dinimizde kimsesiz çocuklarýn bakým ve gözetilmesi tavsiye edilmiþ olmakla birlikte 'hukuki sonuçlar doðuran bir evlatlýk müessesesi' kabul edilmiþ deðildir.
Bunun tabii bir sonucu olarak evlatlýðýn nesebi, evlat edinene baðlanmaz, aralarýnda mahremiyet meydana gelmez ve mirasçýlýk iliþkisi doðmaz.
Bununla birlikte evlatlýk kurumu zaman zaman 'koruyucu aile' tarzýnda varlýðýný sürdürmüþtür.
Ýslâm'ýn evlatlýk müessesesini kaldýrmasý, yetim, öksüz ve kimsesiz çocuklarla ilgilenilmeyeceði anlamýna gelmez.
Çünkü Ýslâm'a göre himayeye muhtaç çocuklara bakmak, onlarý beslemek, büyütmek büyük sevaptýr ve bir insanlýk ödevidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.), iþaret ve orta parmaðýný göstererek "Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette þöylece beraber bulunacaðýz." (Buhârî, Edeb, 24[6005]; Müslim, Zühd, 42[2983]) buyurmuþtur.
Bu itibarla, sevgiye, þefkate ve korumaya muhtaç kimsesiz çocuklar, kendilerine yardým eli uzatýlarak, ailelerin yanýnda veya çocuk yuvalarýnda himaye edilmeli; eðitilip, sanat ve meslek sahibi yapýlarak topluma kazandýrýlmalýdýr.
Fakat bunu yapmak için hiçbir kimsenin, çocuðun kendi soy kütüðü ile iliþkisini kesmeye, ona öz ana babasýný unutturmaya hakký olmadýðý gibi onu kanuni mirasçýlarý arasýna katmasý ve aile içi tesettür ve mahremiyet bakýmýndan kendisine öz evlat gibi davranmasý da doðru deðildir.
Bunun yerine Ýslâm'ýn tavsiyesi; onu koruma altýna almak, bakmak, büyütmek, maddî ve manevî ihtiyaçlarýný karþýlamak, hukuk ve helâl-haram kurallarý bakýmýndan ona öz çocuk gibi deðil, bir din kardeþi gibi muamele etmektir. Din Ýþleri Yüksek Kurulu 12.07.2017"