Köçekten semazen olmaz. Ruhunuz donmuþ bal gibi kabýna geç akýyorsa, onun doldurmadýðý boþluklarý þeytan doldurur o hesap.
Ezaný cevapsýz çaðrý olarak görmek isteyenlerin az çalýþan kafalarýna maruz kalýyoruz.
Bunlarýn siyasi intikamlarý, çið köfteci açýlýþýnda semazen diye döndürdükleri garabetin eteklerine benziyor.
Dönüp dolaþýp ayný bayat intikama isabet oluyorlar.
Malumunuz, ÝBB bu yýl Mevlana Hazretlerinin vefatýnýn 747.gecesi münasebetiyle Þeb’i Arus Etkinliði düzenledi. Kuran’ý Kerim Aþr’ý Þerifi Türkçe okundu.
Görüntüleri izledim , Ayasofya gurbetteyken ne hissettiyse onu hissettim. Bu ülkede inananlarýn yaralarýnýn kabuk baðlamasýna bile müsaade etmiyorsunuz.
Kanatmayý sevdiðiniz için merhametiniz siftahsýz.
Kimse kusura bakmasýn bu bir etkinlik deðildi. Bu, yeniden “Tanrý Uludur” demek isteyiþinizin leþ provasýydý. Geçmiþ aylarda minarelerden çavlattýðýnýz zihniyetin gargarasýydý.
Adeta kendisini alkýþlamayan aðaçlarý gözaltýna aldýrýp þifonyer yaptýracak derecede agresif baþkanýnýzýn ajans oyuncaðý olduðunun ispatýydý o etkinlik.
Ayný ajans, seçim öncesi Yasin-i Þerifi Türkçe okutturmamýþtý ama seçim sonrasý Aþr’ý Þerifi uluyarak okuma talimatý vermiþti.
Bakýn 1950’ye kadar olan zaman diliminde ne oldu þahitler bulun ve dinleyin. Bu ülkede baþýnda Yün takke var diye karakola götürülüp “ Bu sýcakta neden takke takýyorsun” diyerek sorgulanan nur yüzlü dedelerin þahitliðini dinleyin.
Çocuklara gizli gizli Allah’ý anlattýðý için türlü eziyetler gören Ahýskalý Teyzenin þahitliðini dinleyin.
Demokrat Parti zamanýnda yeniden Ezanlarýna kavuþan yaralý halkýn ilk Allahuekber’de sokaklarda hýçkýrarak aðladýklarý zamanlara þahit olanlarý bulun dinleyin.
Bakýn bir tanesi þöyle;
8-10 yaþlarýndaydým o dönemlerde. Köyde camiye gidiyordum Kuran öðrenmek için. 1950’ye kadar ezan Türkçe okunuyordu. Bizim evin yanýndaki mescidin hocasý minare veya balkon olmadýðý için evin önündeki bir aðaca çýkardý. Oradan baðýrarak “Tanrý Uludur, Tanrý Uludur” derdi, sonra sessizce “Allah’u Ekber, Allah’u Ekber” diyerek okurdu ezaný. Her devirde olduðu gibi o devirde de rejimin jandarmasý vardý. Biri þikayet ederdi, hocayý alýp götürürlerdi. Millet korku içindeydi, baský altýndaydý. .
Bu yüzden bu insanlarýn yaralarý üzerinde kayak takýmýnýzla tepinemezsiniz. Öyle kolay deðil aðýz ucuyla olmamalýydý demek. Sizi omzunuzdan tutup arabanýza çeken o el kimse söyleyin elini fazla uzatmasýn.
Bugün sýklýkla meþgule attýðýmýz o muazzam çaðrý “ezan”ý yazdým. Sýklýkla meþgule atýp sonra dönerim dediðimiz o merhamet sesli çaðrýyý.
Bazý insanlarýn yüzlerini sabah ezanýna benzetirim. Sakinliðin ve duruluðun aktýðý yüzlerin sesidir sabah ezaný. Okuyanýn kim olduðunu merak ettiðiniz o ses, kadife bir perdeyi dünyadan sýyýran güzel sestir. “Essalat’ü hayr’ün minen nevm” / namazýn uykudan hayýrlý olduðunu nasihat eden anne sesidir Sabah ezaný. Hangi makamda olursan ol insana tepeden deðil topraktan bak diyen derviþin derdindedir sabah ezaný.
Ezanlarýn ve Kuraný Kerimin üzerinden soytarýca mesaj verme telaþýnýza bir son verin. Ýki kutsalýn verdiði mesajý da kirletmeyin...