Fark da olurdu, beraberlik de!..

Fenerbahçe oyunun 32’inci dakikasýnda golü yediðinde, geriye düþmeyi hak edecek kadar kötü deðildi. Hatta maça olan asýlýþý, kazanma isteði, temposu ile; iyi bile sayýlabilirdi. Ama savunmasý çok sayýda hata yapýyor, adam kaçýrýyor, yerleþme zaafý gösteriyordu. Gustavo-Serdar arasýnda olduðu gibi, paslaþma hatalarý da eklenince; geriye düþmek neredeyse þart oldu.

Oysa F.Bahçe; Rodrigues’in müthiþ þutu ile birlikte, Ozan’ýn kale dibinde vuramadýðý anlar, F.Bahçe’ye öne geçme fýrsatlarý tanýmýþtý. Ataklarý yeterli sayýlýrdý ama, savunmasý dengeyi bozuyordu. Golü yiyen kendisi oldu.

***

Sivas, F.Bahçe’nin biraz da kontrolsüz denilebilecek çýkýþlarýný kollayarak, kontratak fýrsatlarýný iyi kullandý. Kazandýðý gol de, böyle ani ve hýzlý çýkýþ anlarýndan birinde geldi. Devre arasýna daha büyük bir farkla girebilirdi.

Bir de... Dirar’ýn ceza sahasý içinde Fernando’ya yaptýðý hareket, penaltý vermeyi davet eder nitelikteydi. Hakem verse, “Niye verdin” diyemezsin...

Sivas, kendi istediði ve kurguladýðý zamanda deðil; F.Bahçe’nin hazýrlýksýz ve zaaf anlarýnda yüklenmeyi prensip edinmiþti. O anlarda çok hýzlýydý. Akýllýca bir taktikti... Bu yüzden, F.Bahce topa daha çok sahip olduðu halde, etkinlik üstünlüðü Sivas’taydý.

***

32’inci dakikada yenilen golde; top Samassa’nýn elinden çýkýp Fernando tarafýndan gole çevrilinceye kadar geçen evre içinde, hiçbir F.Bahçe’li olaya müdahil olamadý. Böyle gol yenir mi?

Sarý-lacivertliler, bu gole karþýlýk vermekte zorlanýp bir de ikinci golü yiyince; dengesi, oyun düzeni ve þüphesiz morali de bozuldu. Gol atmasýna raðmen, olmayýnca çýldýrdýlar. Kýrmýzýlar doðru!