Koronavirüsün hayatýmýza müdahalesi ile beraber, birçok konuya odaklanarak okuma yapmaya baþladýk.
Kendini her þeyden güçlü gören devletlerin, nasýl çaresizce çýkýþ yolu aradýklarýna, bunu yaparken nasýl bencil tavýrlar sergilediklerine þahit olmaktayýz.
AB liderlerinin anlaþamamasý, üzerine neredeyse romanlar yazýlacak kadar övgüler yaðdýrýlan o büyük Avrupa hayalinin sadece bir "hayal" olduðunu da anlamaktayýz. Çaresiz kalan komþularýnýn hastanelerde acil yatak taleplerine "hayýr" cevabý veren Belçika örneðinin, "ileride kendi hastalarýmýz olabilir, yerlerimizi veremeyiz" beyaný, insanoðlunun nasýl bir "ben merkezli" dünya inþa ettiðinin de açýk kanýtý ile karþý karþýyayýz!
Yaþlýlara yapýlan muamele, "güçsüzse ölsün" mantýðý, "güçlüyse sahip çýkalým" bakýþ açýsý, bize esasýnda çok derin manalara odaklanmamýz gerektiðini, çarenin "yaradýlýþýn kendi kodunda saklý" olduðunu açýktan anlatmakta. Tabii ki halen bunu anlamak istemeyen, kalýn kafa insan tipleri ile de yeniden ve tekrar tekrar tanýþmaktayýz.
Þimdi geldiðimiz nokta, Almanya Þansölyesi Merkel'in de ifade ettiði gibi, "2008'deki bankalar krizinden daha vahimdir, bu meselenin iktisadi kýsmý!"
Þimdi gelelim kainatýn ve alemlerin yaratýlma bazýna... Þu an içerisinde bulunduðumuz durum, sonucun rengidir. Biz ne zaman sebepler ve sebeplerin sebebini masamýza yatýracaðýz acaba? Eðer insanoðlu sebeplere kafa yormazsa, felaketin geliþ noktasýný tahmin edemez. Bu durum, sonuca götüren gidiþatý kontrol altýna aldýrtmaz. Deðerler sistemleri ile oynadýk. Ýlmin hikmetine odaklanmadýk. Odaklanmamýza gerici muamelesi yapýldý. Oysa gerici bilimden nasibini alamayanlar, her þeyin insanýn elinde olduðuna inananlarýn olduðunu þimdi daha þeffaf görmekteyiz deðil mi?
G-20 zirvesini, liderlerin konuþmalarýný dinledik. Kimin nasýl bir mesaj verdiðini, çözüme yönelik somut tekliflerde kimin bulunduðunu gördük. Türkiye'nin çözüm üretici kabiliyetinin, ileride kendisine daha da verimli sonuçlarla döneceðini hep yazmýþýmdýr. Bu durum kriz ve yeni salgýn anlayýþý ile bünyemiz daha da güçlenecek. Daha da yeni bu denli salgýnlarla savaþacak hale gelecek. Lakin meselenin kökü, çýkýþ noktasýný iyi anlamamýzdýr. Kâinatýn yaradýlýþ anlayýþýnýn özüne uygun bilim ve hikmetine vakýf olabilmektir, iþin anahtarý.
Ýslam dini ve bize gönderilen kitap, her þeyi açýk anlatmakta. Þifreler orda. Vakýf olanlara kulak verelim. Bilimi, ilmi bu kaynakla analiz edelim.
Devletlerin neredeyse hepsi, bu salgýnýn ciddiyetine baþýnda önem vermedi. Bakýn Avrupa'daki tablo, hatta Amerika'nýn bu virüsün merkezine dönüþmesine sebep olan da, bu bakýþ açýsý idi. Ýran, tüm bilgileri kapatmaya gayret etti. Rusya ancak þimdilerde Türkiye’nin yöntemlerini devreye sokmaya baþladý.
Çin'in, bu iþin içinden daha baþarýlý çýktýðýný sergileyen durumu, toplumdaki disiplin anlayýþý ile ilgili olduðu giderek net anlaþýlmakta. Milletlerin teþekkülü, devletlerin kurulmasý bir kaç önemli kodun belirlenmesi ile alakalýdýr. Teþkilatlanma kabiliyeti, disiplin ve çözüm üretme kapasitesi burada esas meseledir. Bu salgýnlar ve felaketler geldikçe, devreye girilen reflekslerdir. Lakin daha da önemlisi gelmeden önceki tespittir. Ýþte kilit burasýdýr. Kainatýn yaratýlma kodlarýný anlamak için ilim ve bilim hikmeti ile birlikte çözüme kavuþur. Sonuçla savaþýrken veya sonuçtaki felakete karþý tedbirler alýrken, sebepleri ve sebeplerin sebebini anlamak þarttýr.