Finansal çatýþma büyüyor

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Almanya'da batýlý ülkelerin Ýsrail politikalarýný kararlý sözlerle eleþtirdi.

Cumhurbaþkaný dedi ki; "Bizim Ýsrail'e borcumuz yok, ama borcu olanlar rahat konuþamýyorlar."

Bu borç meselesini çok geniþ bir perspektiften ele almak gerekiyor.

Meselenin, finans oligarþisinin bir kesiminin taþeron olarak kullandýðý Ýsrail'i aþan bir yönü var.

Görüldüðü gibi, çatýþma her geçen gün daha da büyüyor.

Ve bu çatýþmadan sað salim kurtulabilmek için kavramlarýmýzý, görüþlerimizi yeniden gözden geçirmemiz, buna göre de her an tetikte olma hâlini sürdürmemiz gerekiyor.

Gündem enflasyonunun bütün kýþkýrtmalarýna raðmen serin kanlý bir þekilde süreci yönetmeliyiz.

Ayný zamanda, Filozof Nasreddin'in öðüdüne kulak vererek, bindiðimiz dalý kesme cesaretini göstermeliyiz.

Çünkü zemin kaydý.

Dünyanýn dört bir yanýnda süren çatýþmalar, daha düne kadar bilimsellik söylemleri altýnda zerk edilen teorilerin, ideolojilerin çöktüðünün 'en net' ifadesi.

Daha dün 'tarihin sonu' tezi etrafýnda liberalizmin zaferi ilan edilirken, bugün kaotik bir zemin altýnda devletlerin beka sorununu konuþuyoruz.

Herkes bu kaotik zeminde, uzun erimli stratejiler geliþtirmekten ziyade ayakta kalma telaþýyla hareket ediyor.

Bu noktada kim, kapitalizmi aþan devlet telakkisine sahipse, süreci sabýrla yönetebilecektir.

Kimileri ise hâlâ, yeniden þekillenen güç parametrelerini algýlayamadýðý için emperyal güçlerin yeni bir tasarým yapabileceðinden bahsediyor.

Bugün özellikle Çin üzerinden söyleyecek olursak, dolaylý strateji hamleleriyle rakibini zayýflatarak hegemonya tesis etmek en geçer yol.

Amerika'nýn sistem içindeki payýnýn hýzla gerilediði bir zeminde, maliyeti en düþük tutmak ekonomik sistemin yaþadýðý krizde en akýlcý yol.

Fakat þunu da söylemek gerekir...

Çin ekonomisi dolarizasyonun gölgesi altýnda...

Dolayýsýyla hegemonya üretecek niteliði sahip deðil.

Öte yandan ABD, var olan sorunlarý yönetme noktasýnda ciddi sýkýntýlar yaþýyor.

Güçleri çok daðýlmýþ durumda.

Bütün bunlarýn hepsi birer maliyet.

Hele hele, Amerikan sistemini ayakta tutan finans sisteminde çatýþma her geçen gün daha da büyürken, hegemonik söylemlerin hiçbir karþýlýðý yok.

Ukrayna'da yaþananlar tam bir fiyasko.

Ýsrail konusunda ise þimdilik þiddet politikasýný besleyecek gücü olduðu için süreci yönetiyormuþ gibi görünüyor.

Fakat bölge ülkeleri her ne kadar ses çýkarmýyormuþ gibi görünse de, çatýþmalar uzadýkça tavýrlar deðiþmeye baþlayacaktýr.

Temel soru aslýnda þu:

Devletleri aþan finansal sistemin bugün kendi içinde yaþadýðý büyük çatýþma nereye kadar sürecek?

Koca koca devletler, deyim yerindeyse söz konusu oligarþinin acentesi haline geliyorlar.

Geçen cuma günü Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn ziyaret ettiði Almanya'da bu konu ciddi bir þekilde tartýþýlýyor.

Eski Maliye Bakaný Oskar Lafontaine, Hristiyan Demokrat Birliði'nin Genel Baþkaný Friedrich Merz'i 'Blackrock lobicisi' olarak suçluyor.

Blackrock malum, dünyanýn en büyük yatýrýmcý þirketlerinden biri.

Ve Rockefeller'e ait þirket ABD menþeili.

Almanya'nýn Ýsrail'in arkasýnda durmasýnýn en büyük nedenlerinden biri de bu.

Hatta Biden Amerika'sýna karþý Ukrayna özelinde Almanya'nýn bu kadar edilgen olmasýnýn en önemli sebebinin Blackrock'ýn bu etkisi olduðunu düþünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn Almanya'da söylediklerine bir de bu açýdan bakýn.

Yine, Dýþiþleri Bakaný Hakan Fidan'ýn El Cezire'ye verdiði mülakatta, Ýsrail'in saldýrýlarýnýn diplomatik yollarla durdurulamamasý hâlinde "baþka yollar var" ifadesini de Cumhurbaþkaný'nýn açýklamalarýna ekleyin.