“Ölüm hakikati her gerçekleþtiðinde insaný derinden sarsýyor. Hele tanýnan, bilinen, sevilen biri vefat ettiðinde insan daha da sarsýlýyor.” Bu satýrlarý en son Akif Emre’nin vefatýnda yazmýþtým. Þimdi Ahmet Kekeç’in vefatý hepimizi sarsmýþ durumda.
Bir sevdiðimizi kaybetmek bizi sarstýðý kadar ölüm hakikatiyle yüzleþmek de insanýn küçük dünyasýný sarsýyor.
Günlük korona raporlarýndaki ölümler sadece bir istatistik gibi görülmemeli. Hayatýný kaybeden her insan birinin yakýný, sevdiði ve her vefat bir canýn göçüp gitmesi, ebedi bir kurtuluþu kazanýp kaybetmeye yönelik bir hikâyenin son bulmasý.
Aurelius’un dediði gibi kimileri doðma, kimileri ölme telaþýnda…
Ecel yakýn emel uzaktýr ama insan yakýndakini görmek istemez.
Ýnsan ölümü kendisinden uzak görür, hiç ölmeyecekmiþ gibi hayaller peþinde koþar. Daha önce de belirttiðim gibi, Allah’ýn insanýn fýtratýna yerleþtirdiði ‘gaflet’ büyük acýlarý ve ölümleri görmemize raðmen hayata tutunmamýza sebep olan bir nimettir. Ama ayný zamanda insaný içine çekip yutabilecek bir bataklýktýr.
Gaflet ölümlere dayanmamýzý ve yaþama tutunmamýzý saðlar, ölüm ise gafletten sýyrýlýp asli amacýmýza tutunmamýza yardýmcý olur.
Ýnsanýn ne zaman öleceði belli deðil ama ne kadar yaþayamayacaðý çok belli. Yaþamýn bir sýnýrý var, ister yakýn ister uzak herkes sonlu ömrünü tüketiyor.
Ömrün ne zaman biteceðini bilmemek gaflete sebep olabilir ama mutlaka bir gün biteceðini bilmek gafleti daðýtacak bir þuur haline sebep olmalý.
Ebedi hakikatten uzaklaþýp anlýk gerçekliðe dalmak gaflettir.
Gaflet unutmaktan daha kötüdür; bilerek uzaklaþmak, terk etmek, gerekenleri yapmamaktýr.
Aklýný uyuþturmaktýr gaflet…
Kalbini karartmaktýr gaflet…
Pusulasýný kaybetmek, rotasýný yitirmektir gaflet…
Layýkýyla var olmak yerine var kalmaya çalýþmaktýr gaflet…
Bir amaç için yaþamak yerine yaþamayý amaç edinmektir gaflet…
Gafleti daðýtacak þeylerin baþýnda ölümden ibret almanýn geldiði, Allah korkusunun gafletin panzehiri olduðu söylenir. Doðrudur Allah korkusu bir silkinme ve uyanýþa sebep olur. Ýlahi azab ve gazap uyarýcý ve sarsýcý bir etkendir. Ama kâmil insanlar için korku bir haþyettir, Allah’a duyulan bir hürmet, bir sevgi, bir kalp titremesidir, onun rýza ve hoþnutluðunu kaybetme korkusudur.
Küresel salgýn ayný zamanda küresel bir uyarýcý olarak küresel bir uyanýþa davet ediyor. Adil, hakkaniyetli, merhametli bir dünya olmalýyýz, birbirimizin kýymetini daha iyi bilmeliyiz. Ama en önemlisi yaþamýn gayesinden, büyük hakikatten gaflete düþmemeliyiz.
Aklýmýzý uyuþturan, kalbimizi karartan her þeyden uzaklaþarak, bize þah damarýmýzdan daha yakýn olan Allah’a yakýnlaþmaya çalýþarak gafletten kurtulabiliriz.