“7.Koğuştaki Mucize”yi izlediniz mi? Bir sıkıyönetim komutanı, kızının ölümünden sorumlu tuttuğu genci, suçsuz olduğunu bile bile darağacında sallandırmaya çalışıyordu. Çünkü onun için hak, hukuk, adalet değildi önemli olan. Kızına karşı bir kurban istiyordu ve o genci gözüne kestirmişti.
Uzman Çavuş Musa Orhan olayına bakınca da tıpkı o filmdeki tablo geldi gözümün önüne.. Sanki pek çoğumuz, İpek Er isimli genç kızı ölüme götüren gerçeklerle ilgilenmek yerine, kuvvetli şüpheyle suçladığımız Musa Orhan’ı mahkum edip, vicdanımızı temizlemenin derdine düşmüşüz..
Bu köşede bu olayla ilgili olarak dedim ki; gerçekler elbet günün birinde ortaya çıkacak, herkes müsterih olsun. O günün görünür gerçekliği, tecavüz ettiği genç kızı intihara sürükleyen bir uzman çavuşun suçlanmasıydı.. Fakat bugün bambaşka bir tablo var karşımızda.. Şimdi tam burada durup karar verme zamanı; gerçekleri mi öğrenmek istiyoruz yoksa öfkemizi mi dindirmeye çalışıyoruz?..
Ben gerçeğin peşindeyim.. İpek’in güzel yüzlü anneciğinin ağlamaktan kurumuş göz pınarlarına tek merhem, ortaya çıkacak gerçekler olacak.. Eğer gerçeğin izini sürüyorsak, aralarında Musa Orhan’ın da olduğu, bu hikayenin bütün aktörlerine yakından bakmamız lazım.. Gelin olayların yaşandığı o günlere geri gidelim..
İpek Er, kadın derneklerince tecavüze uğrayan bir genç kız gibi sunuldu. Hatta ‘20 gün boyunca alıkonularak defalarca tecavüz edildi’ diye yazıldı.. Bunu doğru kabul ettiğimizde geriye zaten konuşacak bir şey kalmıyor. Daha da ileri gideyim isterseniz. Bana sorarsanız, tecavüz etmekle; evlilik vadiyle kandırıp ilişkiye girmek ya da alkollüyken bir ilişkiye ikna etmek arasında hiç bir fark yok.. Bunlar da tecavüzden sayılmalı.. Ama sahiden böyle mi? İşte asıl mesele bu..
Bütün olay örgüsünden anlıyoruz ki, Musa Orhan ile İpek Er’in bir duygusal birlikteliği varmış.. Musa Orhan bunu yalanlıyor fakat İpek’in gözünü karartarak yollara düşmesi bunun böyle olduğunu gösteriyor.. Evlenmek istiyorlar. Ya da İpek her genç kız gibi ilişkisinin evliliğe doğru gitmesini istiyor. Ancak süreç öyle ilerlemiyor. Ne Musa Orhan evlenme niyetinde ne de İpek’in ailesi ve özellikle de abisi bu evliliğe razı.. Ne oluyorsa işte İpek’in ‘sana kaçtım’ dediği o günlerde oluyor..
Kaçtığı yerde önce öğretmenevinde ardından da bir otelde konaklıyor İpek..
Bu konaklama sırasında, otel sahibi ile İpek arasında, görgü tanıklarının şüpheli bulduğu bir yakınlaşma oluyor. Otel sahibi, aracıyla İpek’i gezmeye götürüyor.. Otelde İpek’in kaldığı günlere ilişkin kayıtlar siliniyor vb..
Bu otelde geçirilen ve kayıt altında olmayan ancak güvenlik kameralarıyla tespit edilmiş üç günün ardından Musa Orhan gelip İpek’i otelden alıyor..
Musa Orhan’ın bir arkadaşının evine gidiyorlar. Üç gün burada kalmışlar.. Sonra İpek Er, İzmir’e gidiyor. Bu İzmir yolculuğu tam bir muamma.. İpek, İzmir’e kendisini Musa’nın yolladığını yazmış.. Musa ise İzmir’e gitmek için kendisinden para istediğini.. Sonra talihsiz kız Siirt’e geçiyor.. Ve bugün konuştuğumuz bu trajedi yaşanıyor.. .
İpek Er’in silahlı canına kıydığı söylendi. Ve biz bütün bu olayları böylece öğrendik.. Ancak İpek’in intihara kalkıştığı silah bir av tüfeği.. Ve genç kızın bu tüfeğin namlusunu bedenine yaslayıp tetiği çekmesi çok zor.. Dahası, olay yerinde duvarlarda tüfeğe ait saçmalar bulunuyor. Uzmanlar, bir intihar durumunda o saçmaların tamamının vücutta kalmış olması gerektiğini söylüyor..
Dosya çok geniş ve çok boyutlu.. Bu haliyle en ince ayrıntısına kadar olayın incelendiğini söyleyebiliriz. Eğer hadise, “Musa Orhan tecavüzle suçlanıp intihara teşvikle sonuçlansın” isteniyorsa bu en kolayı.. Ferhan Şensoy’un ‘çok tuhaf soruşturma’ oyununda bu işin nasıl yapılacağı detaylarıyla yazıyor. Yok gerçeğin peşindeysek biraz izin verin herkes işini yapsın. Bu olayın arkasından kim ya da kimlerin çıkacağını hep birlikte görelim..