Gizli protokolün fotoğrafı, aslında neyin fotoğrafı?

İki gün önce Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri 2. tur öncesi, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile imzaladıkları gizli protokolün fotoğrafını paylaştı.

Bu gizli protokol, birçok açıdan Türkiye'de siyasetin kirli yüzünün, CHP'nin faşist zihniyetinin anlaşılması bakımından tarihî bir ibret vesikasıdır.

Hatırlanacağı gibi 14 Mayıs'taki milletvekili seçimlerini muhalefet kaybetmiş, Cumhurbaşkanlığı Seçimi de 2. tura kalmıştı.

Kılıçdaroğlu'nun ve 6'lı masa müdavimlerinin paçası tutuşmuş, Kılıçdaroğlu'na, Akşener'in ifadesiyle istediği kişiyle, her şeyi konuşma yetkisi verilmişti.

Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi'nin kapısını çaldı.

2. tura 4 gün kala Ümit Özdağ ile 24 Mayıs'ta ortak bir protokol metninde anlaştıklarını söyledi. Ama gizli protokol imzaladıklarından bahsetmedi.

Cumhurbaşkanlığını Erdoğan kazanınca, muhalefetin kimyası bozuldu.

Ümit Özdağ, 17 Temmuz 2023'de, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları protokolde; İçişleri Bakanlığı da dâhil olmak üzere üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı konusunda mutabakat yaptıklarını açıkladı. "Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var." dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak zevahiri kurtarmak için Özdağ'ı yalanladı. Kılıçdaroğlu, baskılara dayanamayarak 20 Temmuz'da katıldığı bir televizyon programında nihayet gizli protokolü kabul etti: "İkimizin arasında özel bir protokol imzalandı. O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişi arasında yapılan ve namusuna teslim edilen bir protokoldür. Faik Öztrak protokolü bilmiyor. Danışman dâhil kimse bilmiyor."

Ümit Özdağ, önceki gün bu gizli protokolün fotoğrafını paylaşınca, imza altına alınan maddelerin, bilinenden çok daha vahim olduğu görüldü.

Mutabakat 4 maddeden oluşuyor.

Ümit Özdağ, daha önce İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'nın Zafer Partisi'ne verilmesi konusunda mutabakat yaptıklarını açıklamıştı.

Fotoğrafı yayınlanan gizli protokolde, bugüne kadar bilmediğimiz hususlar da var.

Kılıçdaroğlu'nun imzası bulunan mutabakattaki iki madde şöyle:

"2. Güvenlik, Adalet ve Ekonomi bürokrasisi öncelikli olmak üzere, görüş birliği sağlanan Bakan Yardımcılıkları (Müsteşarlıklar) Zafer Partisi'ne tahsis edilecektir.

3- Zafer Partisi'ne tahsis edilen makamlar ve bağlıları konusundaki atamalarda, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile birlikte karar alınacaktır."

Şu maddeleri görünce, "Cumhurbaşkanı olmak için Kılıçdaroğlu'nun gözü dönmüş. Ben seçileyim de isterse Türkiye Cumhuriyet devleti darmadağın olsun" anlayışına savrulduğunu anlıyorsunuz.

Burada, 6'lı Masa'yı oluşturan genel başkanların, 30 Ocak 2023'te kamuoyu ile paylaştıkları, "Millet İttifakı'nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni"ni hatırlatalım.

Şunu vaat ediyorlardı:

"Ortak Politikalar Metnimizde yer alan somut adımlarla, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında... kamu yönetimini liyakat, hukuka uygunluk ve şeffaflık ilkelerine göre vatandaş odaklı bir biçimde yapılandırmayı... ülkemizi güvenilir... konuma getirmeyi taahhüt ediyoruz."

Liyakatin adresi olarak Ümit Özdağ gibi ırkçı/faşist söylemleri olan bir şahsiyeti görüyorsunuz. Şeffaflık sözü veriyorsunuz ama gizli protokol imzalıyorsunuz. Bir de namus sözünden bahsediyorsunuz. Pes...

Ümit Özdağ'ın paylaştığı gizli protokolün fotoğrafı hakkında 6'lı Masanın anlı şanlı müdavimleri neden şimdi konuşmuyor?

Kendilerine bol keseden verilen milletvekillikleri mi onları susturuyor?

Mahalli seçimler öncesinde Kılıçdaroğlu'nun çırağı Özgür Özel'in, Türkiye sınırları içinde ayrı bir devlet kurulmasını arzu edenlerin elini öptüğünü görünce, onun da gizli pazarlıklara girmeyeceğinden emin olabilir misiniz?