İbrahim Güneş
İbrahim Güneş
Tüm Yazıları

Gölge başkan, gölgede kalan başkan

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun yüz ifadesine bir bakar mısınız? CHP Genel Başkanı Özel, Hatay'da hükümete yönelik sert eleştiriler paylaşıyor. Açık söylemek gerekirse Özel "Ben gölge başkan değilim" imajı çizmeye çalışırken, İmamoğlu arkasında "Sıkıldım" pozları veriyor. Tek kare fotoğraftan yorum yaptığımızı düşünenler için CHP'nin resmi sayfasındaki linki de aşağıya bırakıyorum. Zira İmamoğlu "Sıkıldım" pozlarından sıkılınca partililerle fotoğraf çektirmeye başlıyor. O sırada Özel ise arkasında dönenlerden habersiz Erdoğan'a meydan okumaya çalışıyor. Esas mesele İmamoğlu'nun sıkılıp sıkılmamasından çok, politikaları kimin belirleyeceğiyle ilgili aslında. Zira CHP kongresinde ön seçim vaadini namus sözü olarak veren Özel, bir hafta sonra ön seçime gerek olmadığını söyledi. Gerekçe olarak da seçime çok az bir zaman kalmasını sundu. Kim inanır bilemem. Ancak CHP'den ihraç edilen eski meclis üyesi Nurhan Çetinkaya'ya göre MYK'da musluğun başına ve karar koltuklarına oturanların tamamının İmamoğlu yanlısı olması, belediyelere kimlerin doldurulacağının da işareti. Yani eğer Özel gerçekten gölge başkan değilse, Hatay'da gölgede kalan başkan ile yakında kıyasıya bir mücadele içine girmek zorunda kalacak. Ya da Kılıçdaroğlu'nun partiyi HDP'lileştirme mirasının yansıması olarak Özel ve İmamoğlu eş başkanlık şeklinde partiyi yönetecek.

Öte yandan İyi Parti'de de akçeli işler tartışması, peş peşe gelen istifalar ve Akşener'i masaya oturtmak için İmamoğlu medyasının yaylım ateşi var. Ama mesele uzun bir başka yazıda ele alalım...

"BİBİ İÇİN YOLUN SONU GÖRÜNDÜ MÜ?"

Sürekli cephe hattına gidiyor. Askerlerle pozlar veriyor. Tel Aviv'den yükselen protesto seslerini, boykot çağrılarını dünya vicdanının sesini bastırmaya çalışıyor. Ama o da farkında "Bibi" yani Netanyahu için yolun sonu görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Netanyahu şunu bil gidicisin, gidici. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" sözlerini bir kenara not alın. 300 vicdanlı avukatın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ndeki suç duyurusu ve ABD'nin Netanyahu'yu gözden çıkardığını gösteren açıklamaları da üstüne ekleyin.

Körfez'in köklü ülkelerinden Umman'daki ABD'nin Maskat Büyükelçiliği'nin Washington'a gönderdiği "Arap kamuoyunu bir nesil boyunca kaybediyoruz, İsrail algı savaşını kaybediyor" notu kritik önemde...

Zira ABD bölgedeki nüfuzuyla birlikte ekonomik gücünü de kaybediyor. Dış ticaret açığı veren, borcu 33 trilyon doların üstüne çıkan ABD, bu despot yönetimini daha kaç yıl sürdürebilir? Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de tüm planları bozuldu. Biden yönetimi 100 milyar dolarlık destek paketini hâlâ çıkaramadı. Yakın gelecekte, Çin'in Orta Doğu'nun yeni patronu benim dediği bir dönem geldiğinde, Türkiye Yüzyılı inşa edildiğinde, ABD desteğini kaybeden İsrail'in hali nice olacak? Kim bilir belki de Netanyahu kendiyle birlikte İsrail'i de uçuruma sürüklüyor ama biz şimdilik bunu bilmiyoruz. Gün ola harman ola...

Bize düşen Siyonist markaların kuşatmasına direnmeyi bir yaşam biçimi haline getirmek, sıkı çalışmak, güçlü Türkiye'nin inşası için mücadele etmek. Unutmayın büyük zulümler gibi, büyük zaferler de bir günde gelmiyor...

"YERLEŞİMCİ, HIRSIZ, İŞGALCİ, TERÖRİST"

Fotoğrafa dikkatle bakın, sizi şaşırtıyor hatta şoke ediyor olabilir. Ama İsrail'de özellikle de işgal bölgesinde günün en rutin hali bu. Tel Aviv yönetimi çıldırmış gibi vatandaşlarını silahlandırıyor. Yahudi işgalciler evleri, koyunları, hayatları çalıyor. Sonra da buna tepki gösterenlerin terörist olarak yaftalanmasını istiyor. Ama kazın ayağı öyle değil. Batı medyasının yıllardır "İsrailli sivil yerleşimciler" diye pazarladığı bu insanlar için önce hırsız, sonra işgalci son olarak da İslam İşbirliği Teşkilatı Bildirisi'nde "terörist" ifadesini kullanıldı... İsrail, ölüm makinaları ile şimdi kazanıyor gibi görünüyor olabilir ama Nazi kampları gibi Gazze katliamları da o katliamlara imza atanlar da asla unutulmayacak.

ADİLE NAŞİT HAKLIYMIŞ

Rahmetli Münir Özkul ile Adile Naşit'in tartışması hala kulaklarımızda çınlıyor. Areda Survey'in Dünya Sirke Günü için yaptığı araştırma cevabı bulmuş. Halkın yüzde 75,9'u turşunun 'sirkeli' olanını tercih ediyor. Yüzde 24,1 ise turşunun limonla yapılması gerektiğini dile getiriyor. Adile Naşit ne diyorsa o :)