Yaþlý dünyamýz içinden geçtiðimiz zorlu günlerden çok daha aðýrlarýný atlattý, inþallah bu günler de geçecek. Yeter ki saðlýk tedbirlerine riayet edelim ve gönüllerimizin daralýþýný, Allah’a dua ve sýðýnýþlarla giderelim. Unutmayalým bu zorunlu ev günlerimizde sadece beden saðlýðýmýz deðil moral dünyamýzýn, irademizin, sabrýmýzýn saðlamlýðý da sýnavdan geçiyor.
Dünya týbbýnýn, duanýn ruhsal anlamda insanlara bahþettiði moral gücü konusunda olumlu tavýr aldýðýný bugün hepimiz biliyoruz. Siz de bir gözden geçirdiðinizde göreceksiniz eminim: Sizi, her türlü unutuþ ve hatadan sonra yine de sabýrla ve merhametle dinleyen ve sizin de hiç bir þeyi kendisinden gizlemeden anlatabildiðiniz kaç yakýnýnýz, kaç dostunuz var hayatta?
Bu zorunlu ikamet günlerimizde, anne babamýzdan, kardeþlerimizden, dostlarýmýzdan, arkadaþlarýmýzdan da soyutlandýðmýz þu günlerde, derdimizi açabileceðimiz kim kaldý yanýmýzda. Eþler bile birbirlerinin moralini bozmamak için sýkýntýlarýný anlatmýyorlar birbirlerine... Peki bu nükleer yalnýzlýðýný nasýl ve neyle aþacak insan? Evet internet var, evet televizyon, kitaplar, WhatsApp gruplarý... Ama bunlarýn hepsi sanal dünyanýn enstrümanlarýdýr. Ne sizi sýrlarýnýzla ve iç yüzünüzle bilecek, ne de sabýrla dinleyecek bir hakikate sahipler...
Ýnsanýn yalnýzlýðýyla yüzleþtiði, daraltýldýðý, sýkýþtýrýldýðý günlerden geçiyoruz. Sanki o koca dünyanýn tüm yollarý derlenip dürüldü, kaldýrýldý da, biz evlerimize kapandýk. Benim kalbim evlatlarýma bölündü mesela, kardeþlerime bölündü, arkadaþlarýma, yaþadýðým þehre, memleketime, Ýslam alemine, tüm insanlýða... Beni çepeçevre kuþatan bu alaka çemberleri kuruyormuþ hayatýmýn anlamýný meðer. O alaka çemberleri kýrýlýrsa, anlam baðlarým zedelenir, hayatým da parçalanýrmýþ meðer... Meðer ben ne kadar küçükmüþüm, ne kadar aciz, ne kadar gücü hiç bir þeye yetmeyenmiþim... Bunlarýn hepsiyle yüzleþiyorum bir bir... Hayatým Ýslam mazlumlarý ve mustazaflar için çaba ve duayla geçmiþ. Ömrümde ilk defa; ‘’Çin’e ve Amerika’ya da sen iyilikler ver Allah’ým, onlarý da hastalýklardan koru’’ diye dua ederken buluyorum kendimi. Ömrümde ilk defa Ýtalyanlar, Ýspanyollar geçiyor isim isim dualarýmda... Bu günler, istemsiz bir þekilde evrenselleþtirdi hepimizi. Baksanýza minare karþýtý Avrupa’dan ezan sesleri yükseliyor. Endülüs’te þehre moral vermek isteyen Müslümanlar balkonlara çýkarak ezanlar okuyor... Aminlerle Amenler birbirine karýþtý. Meðerse ayný Allah’a dua edermiþiz... Meðerse dualarýmýz bir denizmiþ ve bindiðimiz dünya gemisi bu uçsuz bucaksýz dualar denizinde yüzermiþ...
Her þeyden evvel þunu hatýrlayalým ki, bu küresel salgýn, dünyanýn yaþadýðý ilk salgýn felaketi deðil. Yaþadýðýmýz salgýnlarý veya hastalýklarý ‘’biz bunlarý hak ettik de Allah baþýmýza verdi’’ diye kötücülleþtirmenin de manasý yok. Allah’ýn aziz peygamberlerinden Hz. Eyyub, þifasý bulunamayan bir hastalýða müptela olmuþtu, onun hastalýða karþý sabrý ve duasý Kur’an-ý Kerim’de anlatýlan önemli kýssalardandýr.
Bu dünya ‘’imtihan dünyasýdýr’’ der Hayat Kitabýmýz. ‘’Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin uðradýklarý sýkýntýlar baþýnýza gelmeden cennete girivereceðinizi mi sandýnýz? Onlara öyle yoksulluklar, öyle sýkýntýlar dokundu ve öyle sarsýldýlar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: "Allah'ýn yardýmý ne zaman?" derlerdi. Bilesiniz ki Allah'ýn yardýmý yakýndýr. (Bakara 214)
Allah dostu Belkýs Ýbrahimhakkýoðlu hanýmefendiyle konuþtum geçen gün; ‘’Allah tez vakitte selamete eriþtirsin, bu aðýr sýnav geçecek inþallah ve Allah’ýn izniyle ardý hayr olacaktýr’’ diye dua niyazda bulundu. Þimdi dualarýmýzla gönül þehrimizi temizlemenin zamaný...