Gül'ün anlattýðý: Ýlle de vefa… Ýlle de vefa…

Müebbet hapis cezasý alýnca Osman Kavala'nýn küresel zeminde ne kadar önemli olduðunu daha da iyi anladýk.

CHP ve þürekâsýnýn cinnet halinde baðýrýp çaðýrmasýný garipsemedik ama sanki bir savaþ kaybetmiþçesine yýrtýnanlarý görmek de þaþýrtýcý oldu.

Sadece o kadar deðil.

AK Parti iktidarýnýn makamlarýndan en fazla istifade eden bazý zevatýn, sanki Kavala'nýn müridleri gibiymiþ tepki vermeleri de þaþýrtýcý geldi.

Daha þaþýrtýcý olan ise sütre gerisinde kalýp, Erdoðan'ýn dostu gibi yapanlarýn içinden de epey Osman Kavala destekçisi çýktý.

Bir bakýma iyi oldu.

Haziran 2023'e doðru kim kimdir, kimin eli kimin cebindedir, kim Cumhur Ýttifaký'nýn kaybedeceðine oynayýp zil tedariki yapmaktadýr, bunu da görmüþ olduk.

Abdullah Gül, Ahmet Davutoðlu ve Ali Babacan'ýn Kavala kararý üzerinden Türkiye'de yargýyý aþaðýlamalarý, Erdoðan'a saldýrmalarý ise gerçekten ibret-i âlem bir ders.

Gezi Vandallýðý döneminde devlette görev almýþ bu isimlerin, Gezi olaylarýnýn, devlete, millete karþý tezgâhlanmýþ bir kalkýþma olduðunu, taþeron olarak FETÖ ihanet þebekesinin kullanýldýðýný bilmemesi mümkün mü?

79 ilde ayný anda harekete geçen on binlerce kalabalýðýn, organize olmadýðýný, demokrasi talebi için harekete geçtiklerini söylemek, gafletten öte deðil midir?

Ýçiþleri Bakanlýðýnýn verdiði bilgilere göre Gezi Parký olaylarý çerçevesinde 5 bin 532 eylem gerçekleþtirildi.

Eylemlere yaklaþýk 3 milyon 600 bin kiþi katýlýrken, 5 bin 513 kiþi güvenlik kuvvetlerince gözaltýna alýndý.

Olaylarla ilgili adli soruþturmalarda 189 kiþi tutuklandý, 4 bin 329 kiþi yaralandý, 5 kiþi yaþamýný yitirdi.

Emniyet teþkilatý bir polisi þehit verirken, 697 polis yaralandý.

Valiliklerden gelen bilgilere göre hazýrlanan hasar tespit raporunda ise 58 kamu binasý, 68 MOBESE kamerasý ve 337 iþyerinin tahrip edildiði, 90 belediye otobüsü, 214 özel araç, 240 polis aracý ve 45 ambulansýn kullanýlamaz hale geldiði anlaþýldý.

Türkiye ekonomisinin beli kýrýldý, Gezi kalkýþmasý ile...

Bu gerçeklere raðmen Kýlýçdaroðlu önceki gün, "Gezi direniþi; dayanýþmaya, barýþa, kardeþliðe ve demokrasiye adanmýþ bir millet hareketiydi" dedi.

ABD'den, Almanya'dan ve Avrupa Birliði'nden gelen Kavala tepkilerinin bir tehdide dönüþmesini anladýk.

Hadi Kýlýçdaroðlu'nu da anladýk.

Ýktidara gelmeyi Biden projesi dâhilinde görev kabul ediyor diye düþünülebilir.

Gül, Davutoðlu ve Babacan da proje elemaný mýdýr?

Hele hele Gül ve Babacan'ýn, "Biz o zaman Erdoðan'a laf anlatamadýk, kimseyi dinlemedi" gibisinden laflarý nedir Allah aþkýna?

Bu ve benzer isimler için "Bu kadar vefasýzlýk olur mu?" diyen çok var.

Vefasýzlýk tamam da, meðer Erdoðan'ýn etrafý baþtan beri kendisini üzen, yaralayan, çelmeleyenlerle çevriliymiþ...

Küresel projeler ardý ardýna devreye girince uyuyan hücreler nasýl da uyandýrýlmýþ.

Ne zamandýr bir fýrsat olur da yazarým diye düþünüyordum.

Hani gündeme geliyor ya; liyakat mý, vefa mý?

Bilhassa milletvekili, bakan seçiminde ben VEFA diyorum.

Vefasýz insanlarda; ülkemizin geleceðini, Türkiye'nin güçlenmesini, kardeþliðimizi önemsemek diye bir dert olmuyor.

Bürokraside vefanýn yanýnda liyakat da mutlaka aranmalý.

Ama siyasi kadrolarda ille de vefa... Ýlle de vefa...