Hz. Hüseyin (r.a) Peygamberimizin güzide torunudur.
Kufe halkýnýn daveti üzerine yola çýkar.
Her yerde Yezid’in zulmü vardýr.
Güç Yezid’dedir.
Yezid kendinden olanlara iktidar, para, makam bahþetme konumundadýr.
Þam’ýn en muktedir gücüdür.
Isýrýcý bir meliktir.
Zalim bir sultandýr.
Hz. Hüseyin efendimizin elinde sadece adalet kýlýcý vardý.
Hz. Hüseyin rehberliðinde yola koyulan pak ehl-i beytin yolu Kerbela çölünde kesilir...
Hz. Hüseyin baþta olmak üzere ehl-i beytin birçok deðerli þahsiyetinin tertemiz kanlarý hunharca dökülür.
Hz. Peygamberin torunu Zeynep (r.a) boynuna esaret zinciri takýlarak Þam’daki zulüm sarayýna götürülür.
Ehl-i beyti Kerbela’da doðrayanlar ve adeta esir pazarlarýnda alçakça sergileyenler Yezid’in neferleriydiler.
Hepsi de Müslümandýlar.
Tarihin hem trajedisi hem ironisi bu iþte...
Hz. Hüseyin haklýydý.
Ama haklý olmak yetmiyordu.
Yezid haksýzdý.
Sultanlýðý babasýndan devralarak tam bir zulüm saltanatý oluþturmuþtu.
Güçlüydü.
Ve ne yazýk ki güçlüden yana olanlarýn sayýsý fazlaydý.
Kufe halký bile çaðýrdýklarý Hz. Hüseyin efendimizi terketmiþti.
Birkaç yiðit gencin dýþýnda...
Kufe halký sadece o dönemle sýnýrlý deðil.
Kufe halký bugün de var.
Yarýn da olacak.
“Gönlümüz senden yana ya Hüseyin ama kýlýcýmýz Yezid’den yana!” diyenler bugün de utanç tablolarý sergilemiyorlar mý?
Ýran kendini inkar etmiyor mu?
Ehl-i beyt savunuculuðu iddiasýndan tutunuz da tarihsel tüm tezlerine varýncaya deðin...
Þam’da tarihteki Yezid’e rahmet okutturan günümüzün Yezid’inin arkasýnda duran Ýran, masum Irak halkýna Kerbela zulmünü yaþatan Ýran paradoksa bakýnýz ki Hüseynilik iddiasýnda bulunuyor.
Þam’da zulüm sarayý inþa eden Esed’e arka çýkmayý Þiiliðin gereði sayýyor.
Müslümanlýðýn ve insanlýðýn gereðini unutan Ýran mezhepçi bir taassupla günümüz Yezid’inin tam arkasýnda duruyor.
Yardýma gönderdiði eli silahlý milisleriyle Kerbela görüntüleri oluþturuyor.
Çok yazýk!
BÝAT VE KIYAM EHLÝ OL!
Tarihin her döneminde “güç” belirleyici olmuþtur.
Güçlü olanlar ya hakikati belirlemeye ya da ketmetmeye çalýþmýþlardýr.
Kibir ehli muktedirler hakikatleri duymak istememiþlerdir.
Hakikati dile getirenleri de fitne çýkarmakla suçlamýþlardýr.
Oysa en büyük fitne gücün yanlýþ kullanýmýdýr.
Güç sahiplerinin kibirle buluþan üsttenci uygulamalarýdýr.
En büyük fitne, kibirli güç sahipleri karþýsýnda gerdan kýrýp hizalanma psikolojisidir.
Güç kimdeyse ve güç neredeyse kendini onun yanýnda ve ona göre konumlandýranlar týpký Kufe halký gibi utanýlacak bir miras býrakýrlar.
Sen sen ol nefsim, sakýn haklý dururken güçlüden yana tavýr takýnma!
Kaybedeceðini ve katledileceðini bilsen dahi Hüseyin gibi ol, Hüseynilerden ol!
Sakýn ola ki Yezid meþreplilerden olma!
Olma ki gelecek nesiller seni utançla anmasýnlar!
Biat hakka olsun, hakký þahsýnda temsil edenden yana olsun!
Kýyamýn da haksýzlýða ve zulme karþý olsun!
Sadece biat eder kýyamý unutursan öbür dünyaný kaybedersin, unutma!