Hakkâri- Van(3) Hakkâri'de sorun büyük!

Irak sýnýrýndaki Çukurca'ya gidiyoruz. Zap Suyu kenarýnda uzayýp giden yol yüksek daðlardan inen çýð sebebiyle zaman zaman kapanýrmýþ. Devlet çýð düþen bölgelere tüneller inþa ederek ulaþýmýn kapanmasý sorununu çözmüþ.

Biz gittiðimizde bazý tünellerin üstünde çýðýn getirdiði karlar hâlâ erimemiþti!

Yolumuzun üzerinde Meskan Ölmez Madencilik þirketinin idare merkezinde durduk.

Sahibi Ýsmet Ölmez AK Parti'nin Hakkâri Belediye Baþkan Adayý olan ve PKK/DEM'e karþý mücadele eden bir Hakkârili.

Kendisi yoktu. Yeðenleri ve Genel Müdürü'yle görüþtük.

Maden, 600 iþçinin iki vardiya halinde çalýþtýðý bir çinko ve kurþun cevheri madeni.

Türkiye'de 600 bin ton cevher üretildiðini bunun 300 bin tonunu Meskan Ölmez Madencilik'in ürettiðini söylediler.

Ayrýca 2,5m x 2,5m ve 5m x 5m ebadýnda 20 km uzunluðunda tünellerinin bulunduðunu, üretilen cevherin %90'nýn Ýran'a ihraç edildiðini, Türkiye'nin oradan ithal ettiðini söylediler.

'Türkiye'de neden iþlenmiyor?' sorumuza ise, 'Bölgenin ihtiyacýný karþýlasýn diye Siirt'e bir izabe (eritme) tesisi kurulduðunu ama kapandýðýný, Ýran'da enerji çok ucuz olduðu için madenin orada iþlendiði' cevabýný verdiler.

Madenin terör sebebiyle 2005'e kadar üretimi durdurmak zorunda kaldýðýný; 2005'ten sonra tekrar üretime geçtiklerini hatýrlattýlar.

Terör maalesef bölgenin ekonomisini de olumsuz etkilemiþ. Üniversitenin yaptýðý bir sempozyumda Hakkâri'nin yer altý madeni zengini bir il olduðunu söylemiþ uzmanlar.

Terör örgütü, ülkenin zenginliklerine sahip çýkmasýna engel olmak ve bölgeyi ülkeden koparmak gibi bir misyon da üstlenmiþ!

Benzer bir durum Gabar'da yaþanmadý mý? Þu anda günlük 40 bin varil petrol üretiyor. Yýl sonunda 100 bin varile çýkacaðý tahmin ediliyor. 40 bin varilin gelirini 30 sene ile çarpýnca terörün sadece Gabar'da nelere mal olduðu ortaya çýkar.

Ya diðer bölgelerde sebep olduðu ekonomik zarar?!

Kürtlerin çýkarýný koruduðu yalanýyla propaganda yapan terör örgütü en büyük zararý da Kürtlere vermiþ!

Oradan Çukurca'ya doðru devam ettik. Eþsiz tabiat güzelliklerinin yer aldýðý güzergâhta suyla çalýþan bir deðirmenin önünde durduk. Tahin öðüten tarihi deðirmen o gün çalýþmýyordu. Deðirmeni gezdik ve deðirmen bitiþiðinde tandýrda ekmek piþiren bir hanýmdan yeni piþmiþ tandýr ekmeði aldýk. 7 günlük seyahatimiz boyunca yediðimiz en lezzetli yiyecek o hanýmýn piþirdiði tandýr ekmeðiydi!

Zihinlerimizde terör olaylarý sebebiyle anýldýðý için merak ettiðimiz Çukurca'ya vardýk. Öðle vaktiydi, ezan okununca hemen merkezdeki Emir Þaban Camii'ne girip öðle namazýný cemaatle eda ettik.

Emir Þaban Camii kiliseden camiye tahvil edilmiþ, orijinal bir mabet. Restore edilmiþ ve ibadete açýlmýþ. Tertemiz bir cami. Cemaati da bol maþallah.

Çukurca küçük bir ilçe. Bir tane ana caddesi var. O cadde boyunca yürüdük ve karþýlaþtýðýmýz hemen herkesle diyalog kurmaya çalýþtýk. Ayaküstü sohbet ettiklerimiz de oldu dükkânýnda oturup çay içtiðimiz de.

Ýlçenin ekonomisinin büyük çapta asker ve polis ile ayakta durduðunu hemen anlýyorsunuz. Lokanta, kafe ve dükkânlarda asker ve polis müþterinin bolluðu dikkat çekiyor.

Esnaf da bu ticaretten memnun görünüyor.

Sokakta konuþtuðumuz bazý vatandaþlar terör döneminde köylerin boþaltýldýðýný ve dönmek istediklerini dile getirdiler. Tevafuka bakýn ki ayný gün, Çukurca köylerine dönüþün önünü açacak çalýþmalar yapýldýðý medyaya düþtü.

Emir Þaban Camii yakýnda restore edilmiþ tarihi bir mekân Zap Sofrasý adý altýnda lokanta olarak hizmet veriyordu. Orada biraz dinlendikten sonra Hakkâri'ye döndük.

Birilerinin iddia ettiði gibi sýnýrlarýmýz delik deþik deðil. Geldik yerinde gördük.

Cuma günü sabah 10.30'da Üniversite'de Filistin Meselesi üzerine düzenlenen programda Ýdris beyle birlikte birer konuþma yaptýk.

Cuma namazý için Ulu Cami'ye gittik. 1954 yýlýnda inþa edilmiþ üç sene önce yenilenmiþ iki katlý kubbeli büyük bir cami. Üst kat dolmuþtu alt katta namaz kýldýk. Ýmamý göremedik ama kýraati de hitabeti de kulaðý týrmalamayan huzur veren bir kývamdaydý.

Cuma'dan sonra þehirleri gördük bir de köy görelim dedik. Rehberimiz bizi Baðýþlý Köyü'ne götürdü.

2000 nüfuslu köy Avrupa köylerine benzer bir düzen ve temizlikteydi. Tüm yollar parke taþlarýyla döþenmiþ, yeþilin içinde bir köy. Bahçelerde her türlü meyve var. Etraf yemyeþil.

Bizi misafir eden Ömer Aydýn'ýn misafirperverliði anlatýlmaz ancak yaþanabilir.

Döndük ve akþamüzeri Hakkâri Valisi Ali Çelik beye uðradýk.

Hakkâri hakikaten þanslý bir vilayet. Karþýmýzda doðuyu batýyý bilen, saðduyulu, görevinin ehli, analiz yeteneði ve çözüm üretme kapasitesi yüksek, millete devlete hizmet edecek yaþta hem aktif hem de mütevazý bir vali bulduk. Tam Türkiye Yüzyýlý valisi.

Sorun?

Sorun büyük! Devletiyle kavgalý PKK/DEM'li bir belediye baþkaný var Hakkâri'de.

Devam edecek.

Not:

Hakkâri'de 4 gün boyunca bizi aðýrlayan Abdurrahman Dodurgalý hocaya, Engin Ümit beye, Ömer Aydýn'a ve ailelerine misafirperverlikleri için teþekkür ediyorum.