''Hasan Daðý yaman arpalýk olur; eðer, dað yol verirse..''

'Taþra Kýzý' Baþbakan..

Kendisini 20 yýl öncelerdeki bir röportajda 'Taþra'nýn kýzý' olarak niteleyen bir siyasetçi hanýmdan söz etmek istiyorum.

*

Ýki sene kadar önce, Batý Trakya'ya giden çeþitli partilerin temsilcileri arasýnda, o da vardý. Gümülcine (veya Ýskeçe)'de yaptýðý konuþmada, 'Kendi ailesinin de 100 yýl öncelerde Balkanlar'dan geldiði, bir 'göçmen çocuðu' olduðu; büyüklerimiz gelmeseydi, bizler de þimdi sizlerin arasýnda olurduk..' gibi sýcak sözler söylemiþti..

600 küsur yýl boyunca, ayný devletin hâkimiyeti altýnda, birlikte yaþamýþ olan kitlelerin, bir çöküþ faciasý sonrasýnda farklý coðrafyalara düþmesiyle, ne büyük acýlar, büyük ve aðýr sosyal travmalar yaþanmýþtý..

Ama, ilginç olan þu ki; 100 öncelerde 400 yýl birlikte iç-içe yaþamýþ olan Anadolu ve Suriye halklarýndan, sýnýrýn o tarafýnda kalanlar da bu ülkenin insaný ve bu halkýn kardeþleri iken.. Ki, nicelerinin Ýstanbul'u savunmak için Suriye ve diðer coðrafyalardan yerlerden gelen dedelerinin mezarlarý da Edirnekapý Þehidliði'ndedir, hâlen.. Ýþbu siyasetçi hanýmýn da, týpký KK gibi, 'Suriyeli sýðýnmacýlarýn ülkeden çýkartýlmasý'ný isteyecek kadar taþ yürekli olmasýný anlamak zor..

*

2 ay kadar öncelerde Rize- Artvin taraflarýnda, kendisine, bir haným tarafýndan, 'PKK ve HDP'yle niye iþbirliði yaptýðý' sorulduðunda, çok hýrçýn bir þekilde, 'Yok öyle bir iþbirliði.. Size yalan söylüyorlar!' diyerek oradan uzaklaþmýþtý.

Þimdi müttefikleriyle nasýl bir siyaset izlediði ortada.. 2 ay öncelerdeki sözünü unutup, HDP'yi -Meclis'te oluþuna bakarak- 'meþru bir taraf' görüyor; 25 yýl öncelerde Ýçiþleri Bakanlýðý döneminde, kim için, 'Erm... Dölü!..' dediði de unutulmamýþken..

*

Þimdi, 'O kadar gerilerde kalan konularý hatýrlatmak niye?' denilebilir.

Ama, kendisi geçmiþten bazý sahneleri þimdi allayýp pullayarak kamuoyuna deðiþik þekilde sunuyor da, onun için..

Geçenlerde, 'Baþörtüsü yasaðýna karþý aslanlar gibi direnen, mücadele veren bendim..' diye laflar etmiþ, 28 Þubat 1997 Askerî Darbe Zorbalýðý günlerini ve öncesini hatýrlatarak..

Evvelki gün, Tayyib Bey, partisinin Meclis Grubu toplantýsýnda, 28 Þubat günlerinde, 'Erbakan-Çiller Hükûmeti'nin Ýçiþleri Bakaný olan bu hanýmefendinin, '28 Þubat Muhtýrasý'nda dayatýlan konular için, 'O kararlarýn, çok yerinde olduðunu, desteklediðini ve Ýçiþleri Bakaný olarak uygulayacaðýný' gayet net olarak ifade ettiði sözlerinin videolarýný ekrana yansýttý.

Bunu bir arkadaþa hatýrlattýðýmda, 'N'apsýn, bir general, 'Onu kazýða oturturum..' gibi, -medyaya da yansýyan- alçakça tehditlere baðlamýþtý.

Onun, o '28 Þubat 1997 Askerî Zorbalýðý' dönemindeki sözleriyle bu tehdit arasýnda bir ilgi var mýydý, bilmem..

*

Bu vesileyle, bir baþka konuya da deðineyim.

Ýþbu hanýmefendi, evvelki gün, GP Gen. Baþkaný Davutoðlu'yla görüþtükten sonra da yaptýðý açýklamada, 'AK Parti kurulurken, Tayyib Bey'in kendisinden, 'AK Parti Gen. Baþkan Yardýmcýsý olmasý' talebinde bulunduðunu' da söylemiþ..

Bu iddiayý aradan 20 yýl geçince hatýrladýðýna göre; bu satýrlarýn sahibi de, o günlerde Vakit'te yazdýðý bir yazýda, bu hanýmla yapýlan bir röportajda söylediklerinden bazý ilginç cümleleri aktardýðýný hatýrladý.

O, sözkonusu röportajda, kendisini 'taþra'nýn kýzý' olarak niteliyor ve taþra kýzlarýnýn dýþlanmak isteyiþlerine karþý nasýl inatla direnç ruhu taþýdýðýný dile getiriyor, ve ayrýca, AK Parti'nin kuruluþ süresince bu siyasî teþebbüsün bir kenarýndan, bu niyetle tutmak için çaba harcadýðýný da aktarýyordu.

Tayyib Bey de ona o zamanlar son derece saygýlý bir þekilde 'abla' diye hitap ediyormuþ.. Ancak, iþbu 'Taþra Kýzý', kendisine hiçbir konuda danýþýlmadýðýný gördüðünü ve 'bir vitrin malzemesi olarak kullanýlmak istendiði duygusuna kapýldýðýný' hissederek, Tayyib Bey'e, 'küçük' bir talebini söylediðini belirtiyordu o röportajda.. Ama, kendisinden, 'Gn. Baþkan Yardýmcýsý olmasýný istendiði'nden hiç söz etmiyordu.

Bu 'küçücük' talebinde, 'taþra'nýn kýzý', demiþmiþ ki, 'Tayyib Bey, ben bu hareketin içinde var gücümle çalýþmak istiyorum ve buna mukabil de sizden, m.vekilliði veya baþka hiçbir isteðim yok, tek bir talebim var: Partinin genel siyasetini belirleyen 3 kiþiden birisi olmak!'

Tayyib Bey saygýyla dinlemiþ, ama, hiçbir þey söylememiþ.. Taþra'nýn Kýzý' da bu 'küçücük' talep karþýsýnda, tatmin edici cevap alamayýnca, 'AK Parti'den istifa etmiþ, MHP'ye geçmiþti..

Sonra, oradan da ayrýldý.

'Taþra'nýn Kýzý', inatçý..

*

'Taþra Kýzý', geçen dönemdeki C. Baþkanlýðý seçiminde aday olmuþtu, hayalini gerçekleþtiremedi. Ama, iddiasýndan vazgeçmedi; ama büyük bir feragat ve tevazu örneði göstererek, 'vites' düþürdü, 'Ben Baþbakan olacaðým..' deyiverdi, geçen hafta..

'Olmayana ergi' kabilinden bir tuhaf sözdü bu.. Çünkü, mevcut sistemde Baþbakanlýk makamý yok ki, Baþbakan olsun!.

Haa, seçimde çok büyük bir çoðunlukla Meclis ekseriyetini elde edeceði rüyasýný görüp, Anayasa'yý deðiþtirecekmiþ..

Hayal kurmak yasaklanamaz, elbette..

Ama, bu durum, bir halk türküsünü hatýrlatýyor:

'Hasan Daðý yaman arpalýk olur, /

Eðer dað yol verir ise..

Her misafire bir tavuk,

Eðer köylü verir ise..'