Hayvan olamazsýn!

F. W. J. Von Schelling, “Ýnsan Özgürlüðünün Özü Üzerine” adlý kitabýnda þöyle der: “Fran Baader, ‘insandaki yozlaþma, yalnýzca insanýn hayvanlaþmasý olsa ne iyi olur’ derken haklýdýr, ne yazýk ki, insan hayvanýn ya üstünde ya altýndadýr.”

Ýnsan istese de hayvan olamaz, hayvan gibi davranabilir ama sahip olduðu insani özellikler sebebiyle hayvanýn derecesinden aþaðýya düþer.

Hiçbir hayvan insanlar kadar kötülük, insanlar gibi iyilik de yapamaz.

Hiçbir hayvan milyonlarca canlýyý katletmemiþtir. Soykýrýmlar, toplu katliamlar, zulümler, sömürüler insan sýfatlý mahlûklar tarafýndan yapýlmýþtýr.

Cenab-ý Hak bu gerçeði þöyle buyurur: “Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoðunu cehennem için yaratmýþ olduk. Bunlarýn kalpleri vardýr ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardýr ama onlarla göremezler; kulaklarý vardýr ama onlarla iþitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da þaþkýndýrlar/aþaðýdadýrlar. Ýþte asýl gafiller onlardýr.” (A’raf, 179)

‘Belhum adal’ tabiri bu yüzden insani özellikleri kaybedip hayvan gibi davranan, düþüncesiz, ahlaksýz, sorumsuz, þuursuz hareket eden insanlar için kullanýlýr.

Akýl ve kalp, insanýn anlama ve kavrama kabiliyetini ifade eder. Kalpsizlik sadece vicdansýzlýk ve duygusuzluk deðil, akýlsýzlýk ve þuursuzluktur ayný zamanda…

Ýnsan hayvan gibi davranabilir ama düþtüðü derece hayvanlýk mertebesi deðil hayvandan aþaðý bir noktadýr.

Son günlerde gündemde olan hadisede bir ses sanatçýsý yaþlý bir adamý dövmesi üzerine ‘Yaptýðým þey hayvanlýk’ demiþ.

Bu tabir hem yanlýþtýr hem bir mazeret teþkil etmez. Konunun güncel boyutu bir tarafa bu ifade teorik olarak tartýþýlabilir.

Ýnsan akýl sahibi, düþünen, bilen, inanan hikmetli ve ahlaklý davranabilecek bir varlýktýr.

“Biz onu en güzel biçimde yaratmýþýzdýr” þeklindeki ilahi buyruk insanýn ahsen-i takvîm üzere, yani mükemmel ve en güzel þekilde var edildiðini ifade eder. Eþref-i mahlûk olan insanýn ahlaki ve iradi davranýþlarýyla yücelerin en yücesi olan Alâ-yý illiyyîn’e çýkmasý da, aþaðýlarýn en aþaðýsý Esfel-i sâfilîn’e düþmesi de mümkündür.

Yani insan, insanlýktan çýktýðý zaman hayvan olmaz, daha aþaðý bir dereceye düþer.

Haddizatýnda insanýn farklýlýðý mertebe ve derece kat edebilmesindendir. Melekler iyi veya kötü eylemlerde bulunup alçalýp yükselemezler. Bitki ve hayvanlar da neyse odur. Ama insan sahip olduðu iradeyle ve sergilediði iradi davranýþlarla alçalabilir, yükselebilir.

Ýnsaný insan yapan bu özelliklerin bastýrýlmasý insanýn insan olmaktan çýkmasý, beþeri özelliklerini yitirmesi, varoluþsal anlamýný kaybetmesi demek olur.

Ýnsanoðlu elbette hayatýnýn her anýnda mükemmel, mübarek, makul, makbul olamaz; her anýný tefekkürle, tezekkürle, ulvi hislere yönelerek geçiremez. Gafletten tembelliðe, malayaniyattan sýradanlýða kadar farklý anlarý vardýr. En yüksek derecelere sahip insanlarýn hayatý hep en yüksek derecede iþler yaparak geçmez.

Bununla birlikte insan, varoluþ gayesine uygun þekilde insani özelliklerini ne kadar fazla kullanýrsa aslýnda o kadar insan olur.

Düþünmek, sevmek, üzülmek, dertlenmek, merhamet etmek insani hasletlerdir.

Ýyilik ve hayýrda yarýþmak, kötülük ve þerri engellemek insani eylemlerdir.

Bize düþen insan olmayý baþarmaktýr.

Bunun yol ise ahlaktan, adaletten, merhametten, hayýrdan, iyilikten, yaratýlýþ gayesine uygun hareket etmekten; sahip olduðumuz bilinci, þuuru, aklý, zihni bu hakikati anlamaya yöneltmekten geçiyor.