Müjdeler olsun…

Siyaset umut olmakla başlar. Umudunuz yoksa, umut veremiyorsanız, milletin umudu olamıyorsanız siyaset yapamazsınız.

Kendi umudu olmayanlar, başkalarına umut aşılayamazlar.

Umut, siyasetin enerjisi; millete umut verecek projeler, programlar, politikalar siyasetin dinamosudur.

Türk siyasetinde AK Parti ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan 19 yıldır milletin umududur.

Siyaset aynı zamanda gündem oluşturma kabiliyetiyle şekillenir.

Erdoğan usta bir siyasetçi olarak gündem oluşturma üstünlüğünü her zamanda elinde tutuyor.

Çarşamba günü yaptığı müjde açıklaması hem gündem oluşturmak, hem umut aşılamak açısından çok önemli bir siyasi hamle oldu.

Bugün tüm gözler Cumhurbaşkanımızın yapacağı açıklamaya çevrildi.

En zor zamanlarda, en büyük tehditler karşısında, en çetin sorunlar ve musibetler üzerine geldiğinde dağılmamak, yıkılmamak güçlü bir iradeyle, büyük bir özgüvenle mümkündür.

Erdoğan özgüveni yüksek bir lider. Hem kendisine, hem milletine, hem ülkesine inancı tam. Allah’ın izni ve yardımıyla her türlü zorluğu aşacağına dair sağlam bir inancı var.

Siyasette eğer siz kendinize inanmıyorsanız, kimse size inanmaz; eğer siz kendinize güvenmiyorsanız, kimse size güvenmez.

Özgüven ile toplumsal güven karşılıklı olarak birbirini besler.

Küresel salgınla mücadeleden terörle mücadeleye, dış politikadaki adımlardan dev projelere kadar her alandaki başarılı süreçler bu güven ve inanç paylaşımıyla yürüyor.

Karizmatik liderliğin en önemli vasfı, insanların lidere büyük bir sevgi ve güvenle bağlı olmaları, sevmeyenlerin bile onun liderlik başarısını reddedememeleri ve zor zamanlarda onun otoritesine ihtiyaç hissetmeleridir.

15 Temmuz gecesi darbe kalkışmasına karşı Erdoğan’ın sergilediği liderlik, hangi partiye oy verirse versin insanlar için bir umut ışığı, bir siyasi dayanak olmuştur.

Bütün dünyayı kasıp kavuran salgına karşı insanların güvenecekleri bir otoritenin var olduğunu bilmeleri de rahatlatıcı bir faktördür.

Türkiye bugün aynı anda üç ülkede askeri operasyon yürüten, iki denizde askeri gücüyle ekonomik çıkarlarını koruyan, küresel düzeydeki meydan okumalara karşı siyasi varlığını ayakta tutan bir ülke durumunda.

Muhalefetin tüm bu konularda ortaya koyduğu anlamlı bir vizyon, politika, söylem yok. Erdoğan karşıtlığı ve tepkisellik siyaset diye sunuluyor.

Türkiye ise güçlü, kararlı, onurlu bir duruşla yeni dünya düzenine hazırlanıyor.

Erdoğan iktidarı sadece içeriye yönelik değil, bölgesel ve küresel çapta bir siyasi varlık sergiliyor.

Muhalefet ‘isimler, adaylar, liderler’ bazında çekişirken, iktidar güçlü bir liderlikle yoluna devam ediyor.

Muhalefet ortaya gerçekçi politikalara dayalı bir Türkiye vizyonu koyamazken, iktidar yeni milenyumun güçlü Türkiye’sini inşa etmeye soyunmuş durumda.

Birçok ülkenin yatırımları ve girişimleri durdurduğu bir zamanda Erdoğan’ın 1.4 milyar dolarlık yatırımı hayata geçirmesi sıradan bir hadise gibi algılanıyor. Dünyada birçok açıdan ilk olma özelliği taşıyan Kalyon Grup’un Ankara ve İstanbul’daki fabrikası milli enerji boyutuyla hayati önemde.

Enerji bakanlığı ‘milli’ vasfıyla tanımlanmış. Ama belki de tarihinde ilk kez AK Parti döneminde bu boyutta bir ‘milli enerji’ faaliyeti yürütüyor.

Milli enerji üretmek, Türkiye’nin aydınlık geleceği açısından ‘oyun değiştirici’ bir hamledir.

Ekonomik olarak ayakları üzerinde duran, PKK’dan FETÖ’ye kadar terörle mücadelede oyun değiştirici hamleler yapan Türkiye küresel bir aktör olarak sahaya çıkmaktadır.

İnanç, umut, güven ile başarılamayacak şey yoktur Allah’ın izniyle…