Önce HDP Muş Milletvekili Mensur Işık’ın 17 yıllık karısını dövdüğü, 11 saat boyunca odaya kilitleyip eziyet ettiği ve doktora gitmesini engellediği ortaya çıktı.
Öğretmen olan E.I darp raporuna ve polis ifadesine rağmen nasıl bir baskıya maruz kaldıysa artık, bir gün sonra şikayetini geri almak ve “dolaba çarptım, gözüm o yüzden morardı” demek zorunda kaldı.
Ardından daha fenası geldi.
HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in partili bir kadına tecavüz ettiği, tehdit ettiği, partiden kadın milletvekillerinin mağdur kadına susmayı telkin ettiği, parti yönetiminin olayı iki yıl boyunca ört bas ettiği, rezalet ortaya çıkınca da sanki olayı reddediyorlarmış gibi yaptığı ortaya çıktı.
Öylesine organize bir rezalet ki söz konusu olan, olay medyada haber olup kamuoyu kınayınca türlü çabalara girişti HDP ve HDP ile menfaat birliği olan çevreler.
İlki mesela, olayı hızlıca ve genel ifadelerle kınamak. Sanki üzerine bir şey bulaşmış da onu silkeliyormuş gibi telaşlı birkaç fiske. Ama üstünde durmamak ve mağdurun ifadesini muğlaklaştırmaya, şüpheli kılmaya çalışmak.
İkincisi, tecavüz zanlısı Tuma Çelik’in istifa etmesini sağlayarak HDP adını bu mide bulandırıcı cinsel saldırıdan uzak tutmak. Böylece Çelik’in milletvekilliği düşürülürken, yargılanırken, hüküm giyerken “HDP’li tecavüzcü” tamlamasının dışında kalmak.
Üçüncüsü tam bir kara komedi. Mağdur D.K’nın yaşananları anlatıp destek istediği ama “biz bakarız, sen olayı kapat ve unut” diyerek olayı ört bas etmeye çalışan HDP sözcüsü Ebru Günay’ın olayın duyulmasından sadece iki gün sonra “istismara ve cinsel saldırılara karşı sokaklardayız” diye slogan atması.
Dördüncüsü, HDP kuyruğundaki çevrelerin acıklı suskunluğu. Canan Kaftancıoğlu gibi kadınları dilinden düşürmeyen, dindar insanlara, iktidar partisine her gün etmediği hakaret ve iftira kalmayan isimlerin ağır bir cinsel saldırıyı görmezden gelmeye çalışması. Şehitler olduğunda PKK demeden –mecburen- terörü kınadıkları gibi, kadına yönelik saldırılarda da HDP demeden tecavüzü kınamaları.
Beşincisi, Halk TV’den Cumhuriyet’e, Sol Haber’den Gerçek Gündem’e CHP medyasının; T24’ten Bianet’e, Gazete Duvar’dan Medyascope’a ABD’den fonlanan muhalif görünümlü güdümlü medyanın olaya bakışta Özgür Gündem’den (PKK medyası) farkının olmaması.
Bir de tabii PKK’yı romantize eden, terörü gerekçelendiren Nurcan Baysal, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Nevşin Mengü gibiler var. Tecavüze uğramış, tehdit edilmiş, utandırılmış, hayatı alt üst edilmiş kadınla dayanışmak yerine HDP’yi temize çekmeyi seçtiler. Tiksindirici.
Brüksel'de yaşayan Süryani gazeteci Aydın Aslan’ın iddiasına göre Çelik’in iki tecavüz vakası daha varmış ve HDP olayı iki yıldır biliyormuş.
Niye ört bas ediyormuş?
Aslan’ın değerlendirmesini önemsedim, buraya alıyorum:
“HDP halkların kardeşliği sloganıyla riyakar bir politika izliyor. Kendisi seküler, kadın-erkek eşitliği ve buna kanıt olarak da “Eş başkanlık’’ gibi taktikleri uyguladı. Bir de, azınlık olan Süryani ve diğer Müslüman olmayan azınlıklara “hamilik’’ yapıyorum görüntüsü verip, batıda empati toplamaya gayret gösteriyor. Bu çerçevede HDP Tuma Çelik adında bir Süryani olan ama 1990’lı yıllarda PKK tarafından kurulan “Dawronoye’’ hareketine mensup ve bu gruptan başka hiç bir Süryani’yi temsil etmeyen adamı Süryani temsilcisi olarak meclise soktu. HDP’nin Tuma Çelik denen adamı seçmesinin sebebi ise, temsil ettiği grubun Suriye’de PKK uzantısı PYD ye kayıtsız şartsız sadakat göstermesinden dolayı PKK kontenjanından HDP’ ye seçtirilmiş olmasıdır.”