HDP'nin kapatýlmasýna bel baðlamakla olmaz

HDP diyelim ki kapatýldý.

Peki o sosyal taban ne olacak?

HDP tabaný sadece Kürtlerden oluþmuyor; Türklerden de oluþuyor.

HDP’nin Kürtleri de homojen deðil.

Ýçlerinde dindar-muhafazakar olanlarýn sayýsý azýmsanmayacak ölçüde.

Hepsi PKK’lý deðil.

HDP’ye oy verenler HDP’nin PKK’nýn partisi olduðunu biliyorlar.

Lakin oy verenlerin hepsi PKK’lý deðil.

PKK militaný olanlar HDP siyasetinde her düzeyde belirleyici.

Ancak sosyal taban sadece PKK’lýlardan ibaret deðil.

HDP’yi laikçi bir parti olduðu için destekleyen o eski CHP zihniyetine mensup Kürtler de var, HDP’yi Kürtlerin sesi sanýp destekleyen Kürtler de var, HDP’nin mecliste olmasý halinde silah sorununun çözülmesinde katkýsý olur diye destekleyen Kürtler de var, HDP yüzünden kýymetlerinin siyaseten bilindiði algýsý üzerinden HDP’ye oy veren Kürtler de var, HDP’yi Erdoðan’ý alaþaðý etmek için kullanýþlý bir parti olarak görüp destekleyen Türk solcularý ve beyaz Türkler de var...

Geniþ ve çeþitli bir sosyal katman söz konusu.

Burada beni ilgilendiren husus, muhafazakar-dindar Kürtlerin tercihidir.

Diðerlerinin tercihi tamamen ideolojik olduðu için tavýrlarýnda bir deðiþiklik olmaz.

Erdoðan’ýn Kürt inkarýna ve asimilasyona dayalý resmi paradigmayý tarihe uðurlamasý ve bu baðlamda Kürt halký üzerindeki ceberrut devlet politikalarýný sonlandýrmasý onlar açýsýndan bir anlam ifade etmiyor.

Çünkü o cenah Kürtlükle alakalý deðil.

O cenahýn gerçekte Kürt hassasiyetleriyle hiç bir alakasý yok.

Kürtleri ve Kürtlüðü kendi ideolojik amaçlarý için sadece bir mobilizasyon aracý olarak kullanýyorlar.

Bu cenahýn baþýný HDP merkez yönetimi/yöneticileri çekiyor.

PKK’nýn daðdaki baronlarý çekiyor.

Eðer gerçekten Kürtlük diye bir davalarý olsaydý asla Erdoðan’a ve partisine düþmanlýk etmezlerdi.

Kürt kimliðini inkar eden, Kürt dilini ve kültürünü yasaklayan, yani inkar, asimilasyon ve baský politikalarýnýn mimarý olan CHP’yi desteklemezlerdi.

Bu ülkede Erdoðan’a Kürtlük hassasiyeti üzerinden düþmanlýk besleyenin Kürtlüðünden þüphe duyulur.

Erdoðan bu ülkede Kürtler tarafýndan nefret edilecek en son kiþi bile olamaz.

Tam tersine Kürtlerin herkesten çok sevip baðrýna basacaðý tek liderdir.

HDP iddia edildiði gibi Kürt milliyetçisi bir parti deðildir.

Öyle olmuþ olsaydý kendisi gibi düþünmeyen Kürtleri imha edilmesi geren hain ve düþman olarak görmezdi.

Milliyetçilik, ideolojik-siyasi ve dinsel farklýlýk gözetmeden kendi milliyetinden olan herkesi sevmek demektir.

HDP sadece ve yalnýzca kendi ideolojisine uygun Kürdü seven bir partidir. Diðer Kürtleri de kendilerine oy verdiði oranda sevdiðini gösteren bir partidir.

Dindar-muhafazakar Kürtlerin siyasal tercihleri ve psikolojileri doðru anlaþýlmadýðý sürece siyasal tercihlerinde farklýlaþma beklemek safdilliktir.

Çok açýk söylüyorum:

“Ýyi ki HDP var. HDP olmazsa kimse ne varlýðýmýzýn farkýna varýr ne de kýymetimiz bilinir!” anlayýþý yýkýlmadýðý sürece HDP’nin kapatýlmasýyla o Kürt vatandaþlarýmýzýn kendilerine yöneleceðini sananlar yanýlýrlar.

Dahasý var: Kendi içlerindeki Kürtleri de HDP’yle siyasi mücadele dolayýsýyla önemseyenler veya HDP olmazsa önemsenmeyecekleri algýsý oluþturanlar býrakýnýz HDP’ye giden oylarý devþirmeyi kendi içinden asýl kayýplarý yaþamaya baþlarlar.

HDP içindeki dindar-muhafazakar Kürtlerde yerleþik bu algý ve psikoloji var olduðu sürece bütün çabalar beyhudedir.

Kendi içimizdeki Kürtlerin HDP’ye karþý konumlandýklarý ölçüde önemsendiði algýsý tersine bir akýþý saðlama riski oluþturduðu görülmelidir.

Ýki þey siyaseten çok önemli:

Dýþlanmayacaklarý algýsý.

Her düzeyde temsil imkaný.

Dýþlanmýþlýk hissi sadece siyasi temsil makamlarýnda deðil kamu bürokrasinde de yeterli oranda temsil edilmeme duygusuyla birleþtiðinde siyaset adýna yýkýcý sonuçlar doðurur.

Kürtler dediðim iki halde de ancak HDP dolayýsýyla kýymetli olduklarý hissinden kopmadýklarý sürece kimse HDP’nin kapatýlmasýyla farklý siyasi tercihlerin ortaya çýkacaðýna zinhar bel baðlamasýn.

O yüzden önerim þudur:

Kuþatýcý bir siyasi söylemin acilen pratik olarak gösterilmesi.

Siyasi ve bürokratik temsilin kuvveden fiile çýkartýlmasý.

Siyasi temsilin ve bürokratik kadrolaþmanýn bölgesel milliyetçilikten þehir milliyetçiliðine doðru kaydýðý algýsý pekiþmeye devam ederse korkarým ki daha kötü sonuçlarla karþý karþýya kalabiliriz.

Her þey bize baðlý. Oluþturacaðýmýz siyasi pratiðe baðlý.

Bunun gereðini yapmazsak her seferinde bir kýsým dindar-muhafazakar Kürtlerin niye HDP’yi tercih edip durduðunu söylemeye devam ederiz.

HDP’nin sosyal tabanýný çözecek yeni bir siyaset pratiði ortaya konulmazsa havanda su dövülmüþ olur, biline!