Ýyi Parti’nin kurucularýndan olan Ümit Özdað, partisinin Ýstanbul Ýl Baþkaný Buðra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduðunu söyledi. Hem de aðzýndan kaçýrmadý, dili sürçmedi, “Çok net söylüyorum…” dedi, genel baþkaný uyardýðýný da ekledi.
Herkes grup konuþmasýna kilitlenmiþti ama Akþener bu konuya hiç girmedi, keyifsiz; muhalefet söylemleriyle konuþmasýný bitirdi.
Neyse ki grup sonrasýnda soruldu da konu hakkýndaki deðerli görüþlerini duyabildik!
Meral haným dersine iyi çalýþmýþ. “Ýl baþkanýnýz FETÖ’cü mü?” sorusunu, “Hukuk, guguk” söylemleriyle gayet ustalýkla savuþturdu! Hatta o kadar iyi hazýrlanmýþ ki; krizi fýrsata bile çevirdi. AK Parti Grup Baþkanvekili Bülent Turan’ýn, bir yýl önceki deðerlendirmesine yaptýðý atfý gerekçe göstererek partisine sabotaj yapýldýðýný iddia etti!
Efendim, sizi bilmem ama Meral Akþener’in açýklamalarý beni tatmin etmedi.
Enver Altaylý gibi daha öðrenciyken “darbe” ile baþlayan kariyerini(!) yine “darbe” ile tamamlayan birinin yeðeni olan Buðra Kavuncu, Ümit Özdað aleyhine dava açmýþ! Sayýn Akþener, biz FETÖ denen melanetin hukuk denen teraziyi sakýz gibi çiðneyip arzu ettiði þekle sokmakta ne kadar mahir olduðunu çok iyi biliyoruz. Yargý, FETÖ’nün silahýdýr. Bu beyefendi de o alýþkanlýkla böyle bir tepki vermiþ ama o yargýçlar þimdi ecnebilere yalakalýk yapmakla meþgul.
Kaldý ki, “ÝYÝ Parti il baþkaný FETÖ’cü” açýklamasý da bizi hiç þaþýrtmadý. Çok da önemli bir tespit deðil. Olsa olsa, “suyun üzerine çýkan kýsmý” olabilir.
Çünkü ÝYÝ Parti, MHP’yi; seri kaset kumpaslarýyla yola getiremeyen FETÖ’nün, “yeni versiyon operasyonu” olarak kurulmuþ bir partidir. Nitekim ilk günden bu yana izlediði çizgiye bakarsanýz, kurulurken iddia edildiði gibi “daha iyi yönetilen yeni bir milliyetçi parti” deðil, diðer bir FETÖ ürünü olan Kýlýçdaroðlu’nun CHP’si ile kol kola girerek “þer cephesi”nin omurgasýný oluþturmuþ bir yapýdýr.
Ýþte ÝYÝ Parti’nin, HDP’ye desteði de tam buradan kaynaklanan bir gerçektir. Bu destek, ÝYÝ Parti’nin tercihi deðil, varlýk sebebidir. Ayný zorunlu istikamet, CHP için de geçerlidir. Yoksa Kürt halký dahil; herkesin PKK nefretinin arttýðý bir dönemde hâlâ PKK uþaklýðý yapan HDP’nin hýyanetleri karþýsýnda milletin yanýnda yer almayý becerebilirdi.
Bu “mahkumiyet”in tek izahý “Hayýr bloku”nun muhafazasý yani siyasî rant olamaz. Nitekim Sayýn Akþener bir nebze ferahlamak için gerçeði bir kere dile getirmek istedi, “HDP’yi PKK’nýn yanýnda konumlandýrýyorum” dedi ama karþý cepheden gelen ifþaatlar söylediðine piþman etti. Durumu kurtarmak için, Yasin Börü gibi 37 masumun katiliyle kahvaltýyý kabul etmek zorunda kaldý.
Hem ÝYÝ Parti hem de CHP, FETÖ’ye karþý net tavýr koyma konusunda da ayný çaresizlik içerisindedir, koymadýlar; koyamazlar.
Netice itibariyle, milletin teveccühünü kazanacak kadar etkili siyaset üretemediði için kötü yollara düþen CHP ile “resmî” müttefiki ÝYÝ Parti, PKK maþasý HDP ile darbeci FETÖ’ye karþý ayný mesafede daha doðru mesafesizliktedir.
Meral hanýmýn, “HDP’yi destekliyor musunuz” sorusunu duyunca zýplamasý da bu çaresizliðin dýþavurumudur.