Yeni haftaya 'Pençe Kılıç' askeri harekâtı ve Erdoğan-Sisi görüşmesiyle bismillah dedik.
'Bir gece ansızın gelebiliriz' uzun süreden beri askeri harekâtların parolası oldu. Her ne kadar içerdeki gayr-i milli muhalefet sık sık bu parolayı alaya alsa da askeri harekât gerçekleşince dilini yutuyor ve lâl oluyor.
Altı eve ateş düşüren İstiklal caddesindeki terör eylemi sonrasında verdiği taziye mesajında terör örgütünün adını anmamaya özen gösteren ana muhalefet, teröre hesap sorma harekâtı konusunda da sessizliğini hâlâ muhafaza ediyor.
Ana muhalefet lideri dün saat 13.30 civarında Karkamış'a yapılan roket saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlara taziye yayınladı. Yine PKK/YPG diyemedi!
Hadi hain terör örgütü ifadesini yeterli bulalım peki 89 terör yuvasına yapılan 'Pençe Kılıç' harekâtına neden destek vermedi?
Çünkü 'Pençe Kılıç'ın hedefinde PKK/YPG vardı.
Yani HDP'nin silahlı kanadı!
Bu harekâta destek verirse HDP'nin desteğini çekmesinden korkuyor!
İkilemi görüyorsunuz değil mi?
Hem o harekâtı yapan orduya başkomutan olmak istiyor hem de o ordunun terör örgütlerine karşı yaptığı harekât hakkında olumlu bir cümle kuramıyor!
Aslı Baykal boşuna millilikten bahsederek CHP'den istifa etmiyor!
Başkan Erdoğan'ın Katar'da Sisi ile musafaha görüntüsü şüphesiz haftanın en önemli fotoğrafıydı.
Şaşırdık mı?
Evet şaşırdık!
Mısır'la ilişkilerin normalleşmesini bekliyorduk ama Başkan Erdoğan'ın Sisi ile bu kadar erken tokalaşacağını tahmin etmiyorduk.
Çünkü Sisi'nin bulunduğu masaya bile yaklaşmayan Başkan Erdoğan'ın böyle bir fotoğraf vermesini beklemiyorduk.
Katar, dış politikası farklı bir Arap ülkesi. Arapların ezeli düşman kabul ettikleri İran ile de İsrail ile de ilişki kurabilen, Türkiye ile ilişkilerini geliştiren aynı zamanda Körfez ülkelerinin bir dönem hedefinde olmasına rağmen başta Mısır olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle de ilişki tesis eden farklı bir ülke.
Öyle anlaşılıyor ki Katar Emiri, Başkan Erdoğan ile Sisi'nin buluşmasında da etkili/aracı olmuş. Musafaha resmindeki gülüşten de bu çok rahat anlaşılıyor!
Peki, bu buluşma ülke ve bölgenin lehine mi olmuştur aleyhine mi? Desteklenmeli mi eleştirilmeli mi?
Malum ülkeler arasındaki dostluk da düşmanlık da ebedi değildir diye bir motto vardır!
Kaldı ki Türkiye'nin Mısır düşmanlığı yoktur! Araya giren soğukluk ve ilişkilerin kopması Türkiye'nin darbeler karşısındaki demokratik tavrıdır!
Başkan Erdoğan'ın 2013'te Mısır'da seçimle işbaşına gelmiş olan iktidarın kanlı bir askeri darbe ile indirilmesine karşı sert tavır almıştır.
Doğru yapmıştır!
Yanlış olan askeri darbedir, darbeye karşı çıkmak değildir!
Tavır Mısır devletine değil darbeci yönetime karşıdır. Böyle olduğu için de Mısır ile ilişkiler tamamıyla askıya alınmamıştır! Ticaret seyahat ve benzeri ilişkiler devam etmiştir!
Bu fotoğraf da şaşırtıcı olmakla beraber doğrudur!
Ancak bu buluşma iki lider arasındaki resmi bir buluşma değildir. Ama buzların erimesine yol açacak olumlu bir gelişmedir.
Nitekim başkan Erdoğan dönüş yolunda gazeteciler bu hususa yaptığı açıklamada, "Türkiye-Mısır arası, bir liderler buluşması değildir, Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir. Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın?" diyerek işaret etmiştir.
Evet, Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi yolunda atılan bu adıma destek verilmelidir.
CHP sözcülerinin 'Tükürdüğü suratı yaladı bunlara para lazım' gibilerden lüzumsuz laflar edilmemelidir.
CHP'liler, Anadolu'yu işgale kalkışan Yunanistan'ın başbakanı Venizelos'un CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Mustafa kemal Atatürk tarafından Ankara'da ağırlanmasını ne kadar normal kabul ediyorlarsa Başkan Erdoğan'ın Sisi ile tokalaşmasını da en az o kadar normal kabul etmelidirler!
Ortadoğu ülkeleriyle olan ihtilaflar yüzünden iktidarı eleştiren, ilişkilerin normalleşmesi lazım diyen muhalefet, dün Türkiye'nin BAE, Suudi Arabistan ve İsrail ile ilişkileri normalleştirmesinden duydukları rahatsızlığı şimdi de Mısır ile verilen görüntüde sergiliyorlar!
Evet, ebedi dostluk ve ebedi düşmanlık olmadığına göre günü zamanı gelince kimi düşmanlıkları dostluğa çevirmek doğru bir siyasettir.
Eğer muhalif çevreler bu bulaşmadan 'Erdoğan Sisi'yi bağrına bastı!' anlamı çıkarıyorlarsa çok fena yanılıyorlar demektir.
Siyasi askeri ekonomik ilişkiler başkadır, dostluk ve sevmek başkadır!
ABD ile her alanda ilişkilerimiz hatta müttefikliğimiz var. Ama ABD bizim dostumuz değildir hiç olmamıştır! Başkan Erdoğan Biden ile görüşünce de dostumuz olmuyor! Görüşmek başka dostluk başkadır!
Başkan Erdoğan devlet başkanı olarak bir diğer devlet başkanı olan Netenyahu ile de görüşür, görüşmek normaldir! Ama görüşünce de dost olunmuyor!
Sisi ile verilen resimde de onunla dost olunduğu anlamı çıkmaz!
Diplomasi böyle bir şey!
Bu diplomatik esnekliktir, ikiyüzlülük değildir. Aksine umumun menfaati için atılmış bir adımdır.
"Biz içimizden lanet okuduğumuz birilerinin yüzüne(umumun menfaati için) tebessüm ede(bili)riz!" kuralı 14 asırdır yürürlüktedir!
Mısır ile normalleşmenin bir an önce gerçekleşmesini temenni ederim.
Gerisini Miçotakis ile Hafter düşünsün!