Bin yýl boyunca i'lay-ý kelimetullah'ý (Allah'ýn adýný/hükmünü yüceltmek) ilke edinmiþ bir millet, tek parti döneminin yerleþtirdiði bir kültür ile Allah'ýn koyduðu her hükmü aþaðýlayan bir zihniyet üretmiþtir maalesef.
Bu zihniyet mensuplarýnýn siyasette medyada, sivil toplum örgütlerinde ve akademideki mensuplarýnýn iki ezberleri sürekli sýrýtýp duruyor.
Birincisi dindarlarýn cumhuriyet düþmaný olduðu ezberidir. Ýslam'ý bilmeyen, bilmediðini de bilmeyen bu kesim dindarlarýn CHP karþýtlýðýný cumhuriyet karþýtlýðý olarak algýlýyorlar.
Algý, bilgi deðil!
Dindarlarýn daha doðrusu halkýn büyük kesiminin CHP'ye karþý oluþu cumhuriyete karþý oluþundan kaynaklanmýyor. Halkýn tepkisi, CHP'nin tek parti döneminde dini deðerlere uyguladýðý yasak ve dayatmalara karþýdýr.
Dindarlar, cumhuriyete karþý deðillerdir. Çünkü Ýslam, cumhuriyeti reddetmez. 1924 Anayasasý'nýn ikinci maddesinde devletin dininin Ýslam olduðu açýk þekilde yazýlmýþtýr. Ayrýca 26. maddesinde Meclis'in ilk görevinin Ýslam ahkâmýný uygulamak olduðu yoruma kapalý bir þekilde belirtilmiþtir.
CHP tek parti iktidarýnda halka sormadan 1924 Anayasasý'nýn fabrika ayarlarýný bozmuþ, halkýn moral deðerlerine savaþ açmýþ, halk ta bu yüzden CHP'yi ilk seçimde muhalefete mahkûm etmiþtir.
CHP zihniyetine mensup çevrelerin CHP'nin ilkelerini cumhuriyetin ilkeleri olarak sunmalarý bir aldatmacadýr, onlar cumhuriyetin deðil CHP'nin temel ilkeleridir.
Hatta o kadar CHP ilkeleridir ki 1950 seçimleri öncesi Ýsmet Ýnönü CHP ilkelerini anayasadan çýkarmayý va'd etmiþtir!
Özetle dindarlar cumhuriyete karþý deðildir.
Ýkinci ezberleri, cumhuriyeti alkol ve çýplaklýkla izah etmeleridir. Bu zihniyet mensuplarýna göre alkol almayan ve baþörtüsünü savunanlar cumhuriyet karþýtýdýr.
Ve bunu da yani alkol almayý ve kadýnýn dinin gereðine göre örtünmemesini bir marifet sayarlar. Onlara göre alkol almayan gericidir, baþörtülüler ve baþörtüsünü savunanlar çaðdýþýdýr.
(Bu kesimin siyasi ayaðýnda Gürsel Tekin'in çarþaflýlara CHP rozeti takarak baþlattýðý, Kýlýçdaroðlu'nun parti yönetimine baþörtülü bir hanýmý alarak sürdürdüðü helalleþme, özünde doðruydu ancak inandýrýcý olamadý!)
Onlara göre, alkol alanlar ve salonlarda dans edenler çaðdaþtýr, almayan ve dans etmeyenler çaðdýþýdýr!
Tabii bu kesimin bir de din karþýtlýðý vardýr ki akýlla mantýkla izahý mümkün deðildir.
Tam bir hezeyandýr.
Kendilerinin hangi inanca sahip olduklarý toplum için çok da önemli deðildir. Önemli olan bu son derece çaðdaþ(!) ve barýþsever(!) kitlenin baþkalarýný özellikle dindarlarý hakir görmeleri onun da ötesinde saldýrganlýklarýdýr!
Bu saldýrganlýk aslýnda sinelerindeki kinin dýþa vurmuþ þeklidir!
Saldýrganlýklarýnýn temelinde de bu kin yatmaktadýr. Baþkan Erdoðan ve kadrosu gibi dindarlarýn seçim kazanmalarý, 22 yýldýr ülkeyi yönetmelerini bir türlü hazmedememiþ olmalarýdýr.
Neden kaybettiklerini düþünmek yerine kazananlara karþý kin gütmeleri ve saldýrganlaþmalarý tam bir akýl tutulmasýdýr.
Genel baþkanlarý kusuru kendilerinde deðil seçmende ararken, tabandakiler sokakta, caddede, markette, metroda dindarlara özellikle de baþörtülülere saldýracak kadar agresifleþmektedirler.
Bu tutumlarý sosyal barýþý dinamitleyen tehlikeli hareketlerdir!
Bu kesim maalesef ötekine saygýsý olmayan ve kendisi gibi düþünmeyenleri/yaþamayanlarý hakir gören dayatmacý bir kesimdir.
Bu kesim ne cumhuriyet ne demokrasi ne de insan hak ve özgürlüklerini anlamýþ bir kesimdir.
Öyle hazýmsýzlar ki 22 senedir yaþadýklarý özgürlüklerin hâlâ tehlikede olduðunu söyleyip her icraata geleceklerini tehdit ettiði vehmiyle saldýrmaktadýrlar.
En son Ýstanbul Valiliði'nin alkol ile ilgili düzenlemeyi hatýrlatan genelgesine "Alkol yasaklanýyor" diye tepki göstermeleri de o malum ezberlerinin bir tezahürüdür.
Her kötülüðün anasý olan alkol keþke yasaklansa.
Ýþlenen cinayetlerin ve trafik kazalarýnýn ezici çoðunluðunun tek sebebi olan alkol keþke yasaklansa.
Ancak ortada bir yasak yok!
Genelgede alkol satýþý ve tüketimine iliþkin kanunun verdiði görevler hatýrlatýlmýþtýr, hepsi o kadar.
Saldýrganlýklarý, Baþkan Erdoðan'ýn atadýðý bir valinin uyarýsý karþýsýnda vehmettikleri korkunun depreþmesinden ibarettir.
Bu kesim kendilerini ülkenin sahibi ve milletin efendisi olarak görüyorlardý ya, bu dönemde o hegemonyalarý yýkýldý gitti hâlâ bunu anlayamadýlar/hazmedemediler.
Oysa yönetimi artýk vesayet sistemi/derin devlet belirlemiyor, doðrudan millet belirliyor!
Milletten kopuk bu kesim bu gerçeði görememenin ve hazmedememenin semptomlarýný yansýtýyorlar!
Bütün telaþlarý bu hazýmsýzlýktan kaynaklanýyor.
Siyasi hegemonyalarý bitti, kültürel hegemonyalarýnýn bitmesinden korkuyorlar.
Hâlbuki korkunun neticeye faydasý olmaz!
Herkes ve her kesim emeðinin karþýlýðýný bulur/buluyor!