Hillary Clinton'ýn sözleri, Gazze trajedisinin gizli niyetini açýklýyor

Amerikan siyasetçilerine hele de trajik 'Gazze Buhraný'ndan sonra bir hal oldu..

Siyonist Ýsrail çete devletinin 8 aya yakýn zamandýr, Gazze'de ve Hamas karþýsýnda, üçte birinden fazlasý çocuk olmak üzere 'savunmasýz 50 bine yakýn insaný öldürmekten baþka bir sonuç alamamasý' üzerine, mantýkî dengelerini iyice yitirdiler, 'zývana'dan çýktýlar ve ne söylediklerini akýl edemiyorlar bile...

Amerikan Kongresi'nin etkili isimlerinden ve Türkiye ile ilgili konularda da hep düþmanca bir tavýr takýnmasýyla bilinen ve Kongre'de, Siyonist Ýsrail rejiminin en gözü kapalý isimlerinden olan Senatör Lindsey Graham 12 Mayýs Pazar günü NBC News'e verdiði bir röportajda, 'Ýsrail'in Hamas'a karþý savaþýný ABD'nin, 2. Dünya Savaþý'nda Japonya'ya 'atom bombasý' atma kararýyla karþýlaþtýrdý.

Graham, "(Japonya'nýn Pasifik'teki Amerikan Üssü'ne yaptýðý ânî saldýrýyla Amerika'nýn 2. Dünya Savaþý'na girdiði tarihî geçmiþi hatýrlatarak) Pearl Harbor'dan sonra, Almanlar ve Japonlarla savaþýrken, ulus olarak yýkýmla karþý karþýya kaldýðýmýzda, savaþý Hiroþima ve Nagazaki'yi nükleer silahlarla bombalayarak bitirmeye karar verdik. Bu doðru bir karardý. Ýsrail'e de, savaþý sona erdirmesi için ihtiyaç duyduðu bombalar verilmelidir. Ýsrail, kaybetmeyi göze alamaz. Öyleyse Ýsrail, bir Yahudi Devleti olarak hayatta kalmak için ne gerekiyorsa, yapýlmalýdýr." dedi ve 'çatýþma boyunca sivil kayýplarýn sorumlusunun Hamas olduðunu' da savundu.

Hatýrlayalým ki, Graham'ýn, 'Ýsrail, kaybetmeyi göze alamaz..' sözü, gerçekte Ýsrail'in ilk lideri David ben Gurion'a aittir. O, '100 savaþ kazansak bile, bu bizim varlýðýmýzý garanti edemez. Ama, bir kez kaybedersek, yok oluruz..' demiþti. Nitekim, Ýsrail, '(5 Ekim1973'deki) 'Yom Kippur' savaþýnda, Mýsýr karþýsýnda ilk kez aðýr bir yenilgi almak üzereyken, Ýsrail Baþbakaný Golda Meir, Amerikan Baþkaný R. Nixon'a, 'Eðer, Mýsýr savaþý durdurmazsa, atom bombasý kullanacaðýz..' demiþ; Nixon da Mýsýr lideri Enver Sedat'a durumu bildirerek, 'ateþ-kes'i hemen kabul etmesini istemiþ; ve Sedat da mecburen 'ateþ-kes'i kabul etmiþti.

*

Bu arada, günlerdir Amerika Dýþiþleri Bakanlýðý'nýn Ýsrail'in, Gazze'deki saldýrýlarýnda uluslararasý hukuku çiðneyip çiðnemediðine dair bir rapor bekleniyordu. Halbuki, ABD Dýþiþleri Bakaný Blinken, 7 Ekim 2023'den sonra hemen Ýsrail rejimine koþup, 'Buraya Amerikan Dýþiþleri Bakaný olarak deðil, bir Yahudi olarak geliyorum' demiþken, onun baþýnda bulunduðu Bakanlýðýn, nasýl bir rapor hazýrlayacaðý belli deðil miydi? Nitekim, Amerikan yönetiminin, Ýsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'deki eylemlerinde Amerikan silahlarýnýn uluslararasý hukuka aykýrý kullanýlýp kullanýlmadýðýyla ilgili olarak Kongre'ye sunduðu rapor dün açýklandý..

Ama, ne denilmek istendiði anlaþýlamadý ve 'Ýsrail'in ihlâller yaptýðýný deðerlendirmenin "mâkul" olduðu kanýsýna varýlmakla birlikte, bu konunun kesin bulgularla ispatlanmasýnýn mümkün olmadýðý' belirtildi. ABD Dýþiþleri Bakanlýðý'nýn raporunda "(Amerikan) savunma malzemelerinin (yani, silahlarýnýn) Ýsrail Askerî Birimi tarafýndan 7 Ekim'den beri uluslararasý hukukla veya sivillere verilen zararýn azaltýlmasýna yönelik uygulamalarla tutarsýz biçimde kullanýldýðýný deðerlendirmek mâkul olacaktýr" da denildi; ama, buna raðmen, 'Ýsrail'in sivillere zarar verirken, bunu kasýtlý olarak yaptýðýna dair kanýt bulunmadýðý'nýn da altý çizildi!!.

Gerekçeleri de ilginç: 'Gazze'de sahada Amerikan resmî personelinin bulunmamasý göz önüne alýndýðýnda, deðerlendirme yapmak veya kesin bulgulara ulaþmak zordur."

*

DEVREYE ÝNANÇ UNSURLARI DA SOKULUYOR

Evet, Amerikan sistemi, kendi içindeki ihtilaflarý ve tutarsýzlýklarý gizlemeye çalýþýrken, devreye ilginç bir takým inanç unsurlarý ve projeleri de sokuluyor.

Nitekim, eski baþkanlardan Bill Clinton'un hanýmý ve Barack Hussein Obama'nýn baþkanlýðý döneminde de Amerikan Dýþiþleri Bakanlýðý yapan Mss. Hillary Clinton, geçen hafta, akýllara durgunluk veren bir iddiada bulundu ve Filistinlileri, 'Yahudilerin topraklarýný iþgal eden halk' olarak suçlayacak kadar saçmaladý.. Unutmayalým ki, o, sýradan birisi deðil ve Amerika Dýþiþleri Bakanlýðýný yýllarca yapmýþ birisi..

Delil olarak da, Yahudilerin binlerce yýl önce, Firavun zamanýnda o topraklarda yaþadýðýný söylemiþ..

Mss. Hillary bunu söyler de, baþkalarý onu yalnýz mý býrakýr?

Nitekim, Amerikan Kongresi'nde Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi üyesi olan Mss. Nancy Mace de, dün, Gazze'de Ýsrail ile Hamas arasýnda devam eden çatýþmaya aðýrlýk vererek bunu, "Ýncil Savaþý" olarak nitelendirdi.

"Ýsrail bu topraklarý iþgal etmiyor, oralarýn sahibi..' diyen Mace, sosyal medya platformu X'te; "Vaad edilen topraklar onlarýndýr. Bu, açýk ve basit bir þekilde Ýncil'de haber verilen savaþtýr" diyor.

Daha önce de, Netenyahu, kendi savaþlarýnýn inanç delili olarak önce, (ellerindeki muharref) 'Tevrat'ta yer aldýðý belirtilen ve 'Ýþâyâ Mucizeleri' dedikleri ve 'kutsal bildikleri' metni okuyarak, 'düþmanlarýný, çoluk-çocuk, hattâ hayvanlarýna kadar öldürmeleri'nin, 'kendi inançlarýnýn gereði olduðu'nu açýkça söylememiþ miydi?

*

Biz de o zaman meþhur bir beyti tekrar edelim:

'Eðer istersen, sulh'ü salâh/ Hazýr ol, ceng'u cidâle..'

*