Hz. Ýbrahim gibi

Kur'an-ý Kerim tüm zamanlarý kuþatan kitabýmýzdýr. Emirleri yasaklarý ve kýssalarýyla her müminin ilk rehberidir. Ýkincisi Efendimiz aleyhisselamýn kavil, fiil ve ikrarlarýný ihtiva eden sünnetidir.

Bir baþka ifadeyle kainatýn yaratýcýsý olan Allah (azze ve celle) kullarýnýn kainat ile iliþkisini düzenleyen kullanma kýlavuzlarý -kitaplar sahifeler- göndermiþ; kullanma kýlavuzunun doðru anlaþýlmasý için de kýlavuzu yorumlayacak olan uzmanlar -Peygamberler- göndermiþtir.

Mesela bir klima yahut çamaþýr makinasý veya benzeri bir eþya satýn aldýðýmýzda onun yanýnda bir kullanma kýlavuzu verilir deðil mi? O eþyayý üreten þirket kullanma kýlavuzu verir ama kurulumunu ve nasýl çalýþtýrýlacaðýný göstermek için de bir servis elamaný gönderir!

Teþbihte hata olmaz, Kur'an kainatýn kullanma kýlavuzudur, Peygamber de o kýlavuzu doðru anlamamýzý saðlayan ve uygulayan Allah'ýn Elçisidir!

Dolayýsýyla Peygamberimizin sünneti yok sayýlarak Kuran doðru þekilde anlaþýlmaz. Mesela Kuran namazý emreder ama detay "Ben nasýl kýlýyorsam öyle kýlýn" buyuran Peygamberin uygulamasýndadýr. Diðer hükümler de öyledir.

Zaman geçtikçe bilim ilerledikçe Kurandaki ilmi mucizelerin anlaþýlýyor olmasý ayrý bir konu.

Bir de kýssalar var ki hiç biri gereksiz deðildir ve hepsinden ibret ve ders çýkarmamýz için vahiy edilmiþtir.

Kurban denince hemen aklýmýza Hz Ýbrahim'in imtihaný gelir!

Hz. Ýbrahim'in, yýldýzlara aya bakarak yaratýcýya ulaþma kýssasý, puta tapanlara karþý verdiði mücadeledeki cesareti, oðlunu kurban etme imtihanýndaki sadakati, ailesine merhameti, cömertliði hepsi ayrý birer ders.

Erkek çocuklar katledildiði için 17 yaþýna kadar maðarada yaþayan Ýbrahim ilk kez gece vakti dýþarýya çýktýðýnda parlayan yýldýzlarý görür ve 'Bu benim rabbim ha!' der, yýldýz batýnca, 'ben batanlarý sevmem.' Sonra ayýn doðduðunu görünce, 'Bu benim rabbim ha!' der. O da batýnca der ki, 'Hiç þüphe yok ki Rabbim bana doðruyu göstermezse ben de mutlaka o sapýklar güruhundan olacaktým. Sonra güneþi doðar vaziyette görünce de, 'bu daha büyük bu benim Rabbim (olabilir mi acaba)'demiþ. Fakat o da batýnca þöyle söylemiþ: 'Ey kavmim! Ben sizin Allah'a eþ koþtuðunuz nesnelerden tamamen uzaðým. Ben Hakk'a eðilerek yüzümü göklerle yeri yaratana döndüm ve ben müþriklerden deðilim.'(En'am Suresi, 76-79)

Bu kýssa insanýn aklýný kullanmasýnýn en güzel örneklerinden biridir.

Bugün ibadet ve ahlak konusunda elimizde Kuran ve Peygamber sünneti var. Ferdi ve toplum hayatýmýzý ona göre düzenleyebiliriz. Kaldý ki ahlak konusunda sünnetin tavsiye ettiði düzeyden çok uzaklardayýz.

Fakat kâinatý okuma konusunda ve kainat ile iliþkilerimiz konusunda aklýmýzý kullanmadýðýmýz, sünnetullaha riayet etmediðimiz de gün gibi aþikar.

Dinimiz hak ama batý medeniyeti dünyaya hâkim! Ortada bir çeliþki yok mu?

Var, hem de büyük çeliþki var. O çeliþki, dini ibadetlerden ve ahlaktan ibaret zannetme çeliþkisidir. Oysa Kuran birkaç yerde 'Sünnetullah'da asla deðiþiklik bulamayacaksýn.' diye müminleri ikaz etmektedir.

Sünnetullaha kim riayet ederse dini bâtýl da olsa güçlenir!

Bugün, dünyaya batý hükmediyorsa dini hak olduðu için deðil sünnetullaha riayet ettiði içindir!

Sünnetullah birilerinin tabiat kanunlarý dediði gerçekte ise Allah'ýn koyduðu kainattaki deðiþmez kurallardýr.

Aklýný kullanmak, çalýþmak, araþtýrma yapmak, çaðýn gereklerini göz önünde bulundurmak, baþarý yollarýný zorlamak, insana yatýrým yapmak, uzmanlýðý önemsemek, bilime deðer vermek ve insanlýðýn diðer ortak meziyetleri.

Kim bunlara riayet ederse baþarýr, mümin riayet ettiðinde ise diðerlerine fark atar. Ýþte ona bereket deriz.

Kurban yazýsý yazacaktýk ki, söz nerelere geldi.

Hz Ýbrahim gibi mümin olarak aklýmýzý da kullanmamýz niyazýyla bayramýnýzý tebrik ediyorum.