İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yetkilileri, günlerdir bir şey deniyor, farkında mısınız?. Önce toplam sokaktaki nüfusun azalmasını fırsat bilip otobüs servis sayılarını seyrelttiler. Ardından yaşanan yoğunluğu gerekçe göstererek ‘sokağa çıkma yasağı’ propagandası yapmaya başladılar. Otobüslerde millet üst üste diyenlere önce bunun bir siyasi kumpas olduğunu söylediler ardından da ; “üst üste olması bizim suçumuz değil. içişleri bakanlığının genelgesinde ne yazıyorsa öyle yapıyoruz, araç bir anda doluyor” demeye başladılar. Bir halk sağlığı sorunu üretiyor ve bunun suçunu da hükümete atıyorlar. Hükümeti, bu süreci kötü yöneten bir aktör gibi sunup, kendilerine yakın televizyon kanallarında ; “yerel hükümet gereken tedbirleri alıyor” dedirterek, üstü örtülü bir özerklik provası yapıyorlar..
Bakın açık söylüyorum, Ekrem İmamoğlu ve kadroları ateşle oynuyor haberleri yok. Bu memleket daha evvel dükalıklar kurdukları kasabalara benzemez.. ‘Merkezi hükümet’ şöyle ‘biz yerel hükümet olarak böyleyiz’ falan gibi sözlere bu milletin tahammülü yoktur, olamaz da. İlk deneyenin sonunu biliyorsunuz.. Bugün ülkede, sokağa çıkma yasağıyla başlayan bir Ohal ilan ettirme gayretinde İBB.. Bunun için ne gerekirse yapıyor.. Sokağa çıkma yasağı icap ederse ilan da edilir. Bunda problem yok. Fakat birileri, ohal ilanıyla 15 Temmuz’da başlayan ve yarım kalan işlerini bitirme gayretindeyse, söyleyelim başları büyük belada demektir.. Bu millet Korona morona dinlemez, kimin ne hesabı varsa başına geçirmesini çok iyi bilir.. Herkes aklını başına alsın..