Ýktidarýn 500 tl ile yaptýðýný muhalefet 15 bin tl ile yapamadý. Neden?

Temmuz zamlarý emekliyi memnun etmedi. "Memurunun caný can da bizimki patlýcan mý?" diyorlar.

Ocak zammýnda da memur memnun olmamýþtý. Emeklinin yüzü gülüyordu. Gerçi o zaman da az pirim ödeyen ile çok prim ödeyen arasýndaki merdivenin bozulduðu dile getirilmiþti. Haklý bir eleþtiriydi. Asgari ücretli korunurken beyaz yakalý çalýþan ayný oranda gözetilemedi.

Eðri oturup doðru konuþalým, alt gelir grubu gibi maaþlý orta sýnýf da pandemiden sonra girilen enflasyonist ortamda irtifa kaybetti.

Fakat tüm bu ekonomik olumsuzluklara raðmen iktidar partisi hem Meclis'te hem Cumhurbaþkanlýðýnda güvenin adresi oldu. Vatandaþ bu sorunlarý çözerse yine Erdoðan çözer dedi. Hükümet ekonomik gerçekleri halýnýn altýna süpürme yanlýþýna düþmedi.

Vatandaþý enflasyona ezdirmemek için elimizden geleni yapacaðýz dedi. Yaptý da. Olabildiði kadar tabii. Bu yaklaþým tarzý vatandaþa güven verdi. Çok basit bir örnekle açýklamak mümkün bunu; Kemal Kýlýçdaroðlu dedi ki Cumhurbaþkaný olursam emekliye 15 bin tl ikramiye vereceðim. Cumhurbaþkaný Erdoðan ise zaten verilen bayram ikramiyesini makul bir oranda artýrmakla yetindi. Benzeri örnekleri çoðaltmak mümkün.

Seçimden sonra ekonomi yönetiminin baþýna Mehmet Þimþek ve ekibi getirildi. Muhalefet bugüne kadar heteredoks da neymiþ, ortodoks ekonomi modeline dönülsün deyip duruyordu. Yani Þimþek'in uyguladýðý ekonomi modelinden bahsediyorlardý. Kimse enflasyonun iki yýldan erken tek haneye inebileceðini iddia edemiyordu. Çünkü ekonomi okuyan herkes düþüþü en iyi ihtimalle bu þekilde tarihliyordu.

O kadar beceriksizler ki bu durumu bile lehlerine bir söyleme dönüþtüremiyorlar. En azýndan "biz demiþtik zaten" deyiverin. "Bunca zaman neden ýsrar ettiniz?" diye hesap sorun. "Þimþek'i neden daha önce ekonominin baþýna getirmediniz?" falan deyin di mi...

Yok, yapmýyorlar, çünkü bundan az da olsa bir olumlama anlamý çýkabilir.

Çünkü muhalefet etmeyi iktidar ne yapsa yanlýþ olduðunu söylemek zannediyorlar.

Hepimiz çarþýya pazara gidiyoruz. Fiyatlardaki artýþ hýzý gerçekten can sýkýcý. Fiyat artýrmanýn yanýnda bir de gramaj azaltma taktiði var malum. Dikkat edin bir paket makarna diye aldýðýnýn makarna bile artýk daha az.

Büyük þehirlerde kiralar da aldý baþýný gidiyor.

Eline kalemi kaðýdý alýp bir maaþla nasýl geçinilir hesabý yaptýðýnýzda iç açýcý bir tablo çýkmýyor ortaya.

CHP'li Mustafa Balbay bir televizyon kanalýnda böyle hesap yapýyordu. Emeklilerin aldýðý maaþ üzerinden hükümete çakýyordu. "10 milyon emekli var, 6 milyonu 7,500 tl maaþ alýyor, 4 milyonu daha az" falan diyordu.

Gerçek anlattýðý gibi mi kontrol etmedim. Ama diyeceðim baþka bir þey.

Madem öyle þu ortamda bile neden seçim kazanamadýnýz diye de soracak deðilim. Zaten yayýnda da kimse sorup utandýrmak istemedi.

Maaþlara yapýlan zammýn enflasyonu tahrik ettiði görülüyor. Bu döngüden bir þekilde çýkmak lazým, evet. Sabit gelirli geçinemiyor, evet. Büyük þehirlerde kira fiyatlarý aldý baþýný gitti, evet. Ama memleketin yollarýna bakýn, buralardan kim geçecek dediðiniz yollar, köprüler výzýr výzýr. Bir mekanýn önünden geçiyorsunuz insanlar dýþarýya taþmýþ. AVM'lerde kasa kuyruklarý var. Tatil yerleri can sýkýcý þekilde kalabalýk. Her ay ihracat rekoru kýrýlýyor. Bankalarýmýz halinden memnun.

Ekonomik sorun yok, her þey güllük gülistanlýk demek için yazmýyorum bunlarý. Enflasyon ile ekonomik krizin ayný þey olmadýðýný bilelim diye söylüyorum. Bir de zaman zaman diyoruz ya hani, her þey bu kadar pahalý da millet nereden para buluyor ki mekanlar kýta basa, kimse tatilden geri durmuyor... Ýþte ekonominin gücü tam da bu.

Teker ne olursa olsun dönüyor. Dönemsel olarak sýkýntýlar, daralmalar olabilir ama ekonomiyi ayakta tutan dinamikler baþka. Haliniz vaktiniz yerindeyken ne yaptýðýnýz çok önemli. Bankacýlýk sisteminin saðlamlýðý ve yaptýðýnýz alt yapý yatýrýmlarý kötü günde durumu idare etmenizi saðlayabiliyor.

Son 20 yýlda Türkiye yapýlan yatýrýmlar sayesinde ekonomik krizlere daha dayanýklý hale geldi. Vatandaþý da korumaya çalýþan tedbirlerle havlu atmadan, dükkan kapatmadan krizleri atlatabilecek bir dayanýklýlýk testi geçiriyoruz.

Ýktidar neden hep kazanýyor, muhalefet neden hep kaybediyor sorusu bence asýl burada gizli.

Yoksa muhalefet liderlerinin dinleyin, 6 deðil 16 olsalar ayný þeyi söyleyecekler; "Millet aç aç, Türkiye tarihinin en kötü dönemini yaþýyor."

Ýyi de siz ne kadar kötüsünüz ki, Türkiye tarihinin en kötü dönemini yaþadýðý halde bu millet sizi, deðil de yine iktidardaki partiyi seçiyor?

Kýlýçdaroðlu köylü 500 lira için oy verdi demiþti. Köylü, nüfusun yüzde 20'si bile etmiyor.

10 milyon emekliyi 15 bin TL ile kandýramayan Kýlýçdaroðlu'nun, köylünün 500 TL'ye kandýðýný söylemesi bile iktidar "Ýktidar neden hep kazanýyor, muhalefet neden hep kaybediyor?" sorusuna cevap olarak yeterli.