İran'dan itiraf

Türkiye’deki İrancı casus yapılanmanın yaydığı bir yalan vardı: “Suriye’de savaşı Recep Tayyip Erdoğan başlattı”.

Bu yalanı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a olan garezlerinden atacak iftira söyleyecek yalan arayan her odak sahiplendi. Başka bir casus yapılanma olan Fethullahçı Terör Örgütü de bu yalanı kullandı, her iki casus yapılanmayla irtibatı olan siyasi partiler de.

Bu yalan üzerinden Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne suç duyurusunda bile bulundular. FETÖ’nün MİT tırları kumpası da bu yalana delil bulmak için yapılmış bir operasyondu. Dünya çapında oluşturmak istedikleri kanaat, Suriye’de savaşı Recep Tayyip Erdoğan başlattı ve oradaki ‘terör’ örgütlerine silah göndererek savaşı sürdürüyor.

Bu yalan üzerinden Suriye’de katledilen kundaktaki bebekten 70’lik ihtiyara kadar Suriye’de işlenen tüm insanlık suçları Başkan Erdoğan’ın üzerine yıkılacaktı. Böylece, başta İran olmak üzere Suriye’de savaşı körükleyen ABD ve Rusya kanlı ellerini yıkayıp pîrüpâk olacaktı; Esed de vatanını kurtaran kahraman!

2011 senesinde Suriye’de başlayan gösterilerde halk, Nusayri rejiminin yıllarca süren baskısının sona ermesini istiyordu. Halkın herhangi bir şiddet eylemine başvurmadan yaptığı gösterilere Nusayri rejimi silahla müdahale etti. Rejimin silahlı müdahalesine rağmen halk silahla karşılık vermeden gösterilerine devam etti. Nusayri rejiminin artan şiddeti ve ev baskınlarında tutuklananların yeraltı hapishanelerinde işkenceyle öldürülmeleri neticesi halk kendini savunmak için silahlı mücadeleye başladı.

Esed’in arkasında İran olduğu ve savaşı İran’ın başlattığı hep konuşulan bir mevzuydu. Lâkin İran’ın, Türk vatandaşlarından oluşturduğu casusluk şebekesinin yıllarca nüfuz ettiği çevreler aracılığıyla Türkiye’de yaptırdığı propagandayla sanki İran Suriye’ye pikniğe gitmiş intibâsı oluşturuldu.

Biliyorsunuz, Ocak ayında, İran’ın çeşitli coğrafyalarda oluşturduğu katiller sürüsünün başındaki isim olan Kasım Süleymani ABD tarafından, beraber işgal ettikleri Irak’ta öldürüldü. Süleymani’nin ölümünün ardından öğreniyoruz ki Rusya’yı Suriye’ye sokan da Süleymani! Savaş uçaklarıyla Suriye halkını bombalayan Rusya’yı…

Bizce mâlûm olan bir vak’a da Fars Haber Ajansı’nın iki gün önceki haberiyle ayan oldu. Haber şu: “Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Güçleri'nin idaresindeki Dini Eserlerin Restorasyonu Kurumu'nun eski Başkanı Tuğgeneral Plarek, Esed'in görevinden istifa edip ülkeden kaçmasına, Kasım Süleymani'nin engel olduğunu söyledi.

Fars Haber Ajansı'na konuşan Hasan Plarek, "Kasım Süleymani, Suriye sorunuyla tek başına mücadele etti ve Suriye'yi kurtardı. Hatta Beşşar Esed neredeyse sığınmacı olup ülkesini terk edecekti. O (Süleymani), 'Zafer için tek yol direniştir. Allah'ın izniyle başarılı olacağız' dedi, direndi ve başarılı oldu." ifadelerini kullandı.

Devrim Muhafızları Komutanlarından Gülali Babayi de, "Balıkların Mesajı" kitabında, Suriye'deki çatışmalarda hayatını kaybeden komutanlarından Hüseyin Hemedani'nin, "O gece çok karmaşık bir durum söz konusuydu. Esed, işinin bittiğini düşünüyordu. Rusya gibi bir ülkeye iltica etme peşindeydi." ifadelerini aktardı.” (Anadolu Ajansı)

Haberi okuduğumda “İtirafın da böylesi” demekten kendimi alamadım. Esed, halkın da isteği olan başkanlığı bırakıp Suriye’den ayrılmak istiyor ama katiller sürüsünün başı olan Kasım Süleymani ona, “Sen başkanlığı bırakma gerisini biz hallederiz. Rusya’yı da ikna eder buraya getirtirim. Rusya havadan biz karadan çoluk çocuk demeden katleder iktidarımızı sürdürürüz” diyerek ikna etmiş!

Bu haber sonrası içimizdeki İran muhibbanları, “Suriye’de savaşı Recep Tayyip Erdoğan başlattı” yalanını söylemeye devam edebilecekler mi, göreceğiz. İran ve FETÖ casus yapılanmaları ise bu yalanı bırakıp yeni yalanlar servis ediyorlar. En son, “Libya’da ve Suriye’de öldürülen Türk askeri” diyerek başka ülkelerin askerlerine ait görüntüleri servis etmeye başladılar. Casus yapılanmalarda yalan da bitmez kahpelik de!..