Ýsrail rejimi, zincire vurduðu kendi ‘esirleri'ne yenilmiþtir!

Ýsrail'in asker kayýplarý olarak gösterdiði rakamlar hiç inandýrýcý deðil, Bazý kaynaklar, hatta Yahudi olup da Siyonist olmayan gruplar, çok aðýr kayýplar verildiðini iddia ediyorlar. Hatta bazýlarý, Ýsrail'in Amerikan emperyalizminden külliyetli miktarda tank ve geliþmiþ diðer silahlar istemesini bu iddialarýna delil olarak gösteriyorlar.

Bu iddia kolayca yanlýþlanamaz. Çünkü Ýsrail rejiminin elinde, en gelmiþ -yüzlerce deðil- binlerce tankýn olduðu biliniyordu. Bu tanklar demek ki büyük çapta vurulmuþ ve iþ göremez hale getirilmiþ olmalý ki, Ýsrail rejimine yeni tanklar ve diðer geliþmiþ silahlar gönderilmesi için Amerikan Kongresi'nden yeni izin istenecekti, ama geçen hafta Ýsrail'e 14 milyar dolarlýk ek mali yardým verilmesi teklifi, hem de Polonya asýllý bir Yahudi olan etkili senatörlerden Bernie Sanders'in 'hayýr' oyuyla reddedildiðinden; diðer bir Yahudi olan Amerikan Dýþiþleri Bakaný Blinken, Ýsrail'e gönderilecek modern tanklar ve diðer silahlarýn, Kongre'den izin istediðince yeniden reddedilmesi durumuyla karþýlaþmamak için bu zamana kadar pek denenmemiþ bir yöntem geliþtirdi ve Amerikan Dýþiþleri Bakanlýðý'nýn çok zaruri durumlarda, 'Acil kodu'yla Kongre'yi 'by pass' ederek kendisinin anlaþmalar imzalayabileceðini söyledi ve Ýsrail'e söz konusu tank ve diðer geliþmiþ silahlarýn gönderilmesini gerçekleþtirdi.

Tahmin edilebilir ki, konu Ýsrail olmasaydý, büyük tartýþmalar çýkardý kongrede.

Bu arada hatýrlanmalý ki, Ýspanya ve Ýrlanda gibi 1-2 ülke hariç, hemen hemen bütün Batý dünyasýnýn halklarýnýn, medya organlarýndan duyurulan ve 'Siyonist Yahudiler'in veya 'Yahudi olmayan Siyonistler'in yalan ve þartlandýrmalarýnýn manyetik alanýndan kurtulamamaktadýrlar.

Gerçi genç nesiller arasýnda, 'Acaba?' diye sorgulama yapanlar da yok deðil, ama o meydanlardan ekranlara yansýyan kalabalýklar büyük kitlelerin yanýnda 'devede kulak' mesabesinde...

Almanya, Ýngiltere, Fransa ve Amerika'dan dostlar, 'Düne kadar insana saygý duyduðunu düþünebileceðimiz/düþündüðümüz ve yýllarca iyi komþuluk iliþkileri içinde olduðumuz nice hoþgörülü, efendi görünümlü kimselerin bile, nasýl bir inatçý oluverdiklerini, kendilerine itiraz edenleri hemen, 'Yahudi düþmaný/antisemit' diye suçlamalarýný þaþkýnlýkla izliyoruz Onlar, 'Filistin halkýnýn binlerce yýl yaþadýklarý topraklarý iþgal eden silahlý Siyonist haydutlar çetesi konumunda olan ve 75 yýldýr her türlü cinayeti, kutsayarak iþleyen Ýsrail'in ve koruyucusu olan emperyalist güç odaklarýnýn kendilerine ekranlardan, gazetelerden duyurduklarýný tartýþmasýz kabul eden bir güruh olarak çýkýverdiler karþýmýza' diyorlar.

*

Artýk ne dediðini kontrol edemez durumda olan ve söylediklerinin pek çoðu hatta dudaklarýndan mýrýldanmak þeklinde dökülen Biden, geçen hafta ortaya çirkin bir iddia attý ve 'Ýsrailli rehinelerden kadýn olanlara ahlaksýzca fiiller gerçekleþtirildiðini' söyledi. Ve bu iddianýn durumun kamuoylarýnda unutturulmamasýný istedi. O Biden ki, iki ay önce 'baþlarý koparýlmýþ 40 kadar Yahudi bebeði' iddiasýný ortaya atmýþ ve birkaç gün sonra ise, bu iddia ispatlanamamýþ ve hatta Amerikan resmî makamlarý bile bu durumu resmî bir açýklamayla ortaya koymuþ iken, Biden geçenlerde o yalan iddiayý tekrar gündeme getirdi. Þimdi de, rehine alýnan Yahudi kadýnlarýna ahlaksýz fiiller yapýldýðýný ve bunun unutulmamasýný söylüyor. Bunun üzerine Blinken da, patronunun emrine riayetle, 'korkunç sahneler gördüm' demekle o kampanyaya katýldý.

Hâlbuki rehine alýnan Yahudi hanýmlarý ilk baþta ve serbest býrakýldýktan sonra, kendilerine son derece saygýlý davranýldýðýný ekranlarda anlattýlar, ama bu anlatýlanlarýn, terörizme ve antisemitizme sempati ile bakmaya yol açacaðý" gerekçesiyle yayýnlanmasý yasaklandý. (Elbette, 'Müslümaným' diyen ve sonra da öyle alçaklýklar yapan kimseler olduysa, o gibilere kesinlikle karþý çýkarýz.) Ama Biden ve taifesi, 150 Yahudi din adamýnýn, 'haham'larýn, Yahudi askerlerine, 'iþgal ettikleri bölgelerde her türlü ahlaksýzlýðý yapabilecekleri'ne dair 'fetva'lar verdiklerine hiç deðinmiyorlar.

*

7 Ekim öncesinde ve sonrasýnda, 'Esir olarak yaþamaktansa, þerefli ve hür insanlar olarak ölmeyi tercih ederiz' diyen ve haksýzlýða, zulme direnen Müslümanlara selam olsun...