Ýsrail ve kötülüðün sýnýrlarý hakkýnda...

Gazze'de topraða diri diri gömülen insanlarý, yakýlarak öldürülen çocuklarý, keskin niþancýlar tarafýndan vurulan nineleri gördükçe, insanlýðýmdan utanýyorum... Ýnsan bu kadar kötü müdür gerçekten, bu kadar kötü olabilir mi? Bu soruyu içimden baþýmý döndüren burgaçlarla soruyorum soruyorum...

Bertolt Brecht'in batý trajedilerini tekrar edercesine sorduðu soru, 'insan neyle yaþar?' sualine verdiði cevap 'ancak kötülükle''ydi... Kötülük ve insan bileþimi, batý düþüncesinde Orta Çað'da da hakimdi, aydýnlanma sonrasý dönemlerde de ve günümüzde de batý, özünde insanýn kötü olduðu fikriyle baþlar düþünce taþlarýný üst üste dizmeye...

Halbuki insan ve kainat hakikaten kötü müdür, özünde? Ýsrail bu ''özde kötülüðün' bir tekrarý mýdýr? Baþýmda dönüp duruyor, nereden çýkýyor bunca kötülük?

Bakara Suresi geliyor sonra aklýma, insanýn yaratýlacaðý gün, gözyaþý dökerek aðlayan melekler... Hani þöyle anlatýr ya Kur'aný Kerim: 'Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacaðým" demiþti. Melekler: "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksýn? Oysa biz Seni överek tesbih ediyor ve Seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi' (Bakara)...

Ýsrail ve iþlediði tüyler ürpertici kötülükleri düþününce, bu kötülüklerin elbette bir sýnýrý olmalýdýr diye umut ediyorum bu ayetin ýþýðýnda... Çünkü insan, sýnýrlýdýr, sayýlýdýr. Bu baðlamda kötülükleri de hatta kötülüðün kendisi de sýnýrlý olmalýdýr diye bir umut geçiyor içimden... Oysa iyilik öyle midir ya? Ýyilik yaradýlýþýn özünde vardýr, bize hediye edilmiþ, bahþedilmiþ bir þeydir, bizden sadýr olan deðil, bize ve kainata ihsan edilmiþ bir þeydir...

Aksini düþünecek olduðumuzda, yani kötülüðün sonsuz ve sýnýrsýz olduðunu düþündüðümüzde, kötülüðe ve hattýzatýnda þeytana, yüksek bir prim vermiþ olmaz mýyýz? Evet, insan yeryüzünde bozgunculuk yaptý kan döktü... Ýsrail, bunun günümüzdeki prototipini tekrar ediyor...

Lakin Allah'ýn da bir bildiði var... Ýsrail için yaklaþýyor yaklaþmakta olan... Kötülüklerin sýnýrýna dayandýlar, hatta aþtýlar. Firavun ile yarýþýyorlar. Hani vakti zamanýnda Firavun onlarýn soylarýný nasýl kurutmuþtu, zulümleriyle onlarý nasýl tarumar ettiyse, asýrlar ve uzun asýrlar sonrasýnda aynýsýný, Hz. Ýsmail'in torunlarýna yapýyorlar... Halbuki Hz. Ýshak ile Hz. Ýsmail kardeþtir ve bugün Ýsrailoðullarý, kendi kuzenlerini katletmekle tarihe kara bir leke olarak geçiyorlar.

Ýsrail'in adý artýk Firavun ile ayný sýrada yazýlýdýr...

...........................................

Þehadetin büyük, çok büyük, tahmin edilemez derecede büyük bir tesiri varmýþ hep birlikte görüyoruz... Þehadet, masumiyet denizinde yýkanarak parlamýþ ruhlarýn aynasý gibi tüm dünyaya ýþýklar, nurlar salýyor...

Gazze'deki insanlarýn nasýl oluyor da hala ayakta durduklarýna akýl sýr erdiremeyenler, bu gücü nereden aldýklarýný soruyorlar sýk sýk... Ve Kur'aný Kerim'i okuyorlar... Dalga dalga Ýslam'a girenler var batýda... Halklar hiç uyumadan, usanmadan, Ýsrail'in küresel kötülüðünü tel'in etmek için caddelerde yürüyor... Kuþkusuz bunlar þehadetin bereketleri...

Ýsrail'in bu çaðda sarf ettiði, sergilediði bu pervasýz kötülüðü, bizi yani insanlýðý (Müslümaný, Hristiyan'ý, ateisti ile birlikte tüm insanlýðý) bambaþka bir yere taþýyor farkýnda mýsýnýz?

Hatta batý dünyasý için bu dönüþüm çok daha çarpýcý... Çünkü onlar yüz yýllardýr atýf yapýlan evrensel etik dünyalarýný da tenkide uðratabiliyorlar, bu yaþananlar karþýsýnda... Bizlerse onlar kadar þanslý deðiliz gibi geliyor bana... Anam babam usulü doðuþtan Müslüman bir topluma doðduðumuz için, kendimizi doðuþtan Ýsrail olmamakla temize çekiyoruz zaten... Oysa bizim toplumumuzda yaþananlara bakar mýsýnýz?

Kara para aklama yarýþýna girmiþ insanlar, dolandýrýcýlar, lüks yaþamlarýný iðrenç bir þekilde sergileyenler, insan kaçakçýlarý, her gün saðý solu kurþunlayan mafyalar, henüz kundak bebeði iken ortalýða býrakýlan kimsesiz çocuklar... Tüm bunlara baktýðýmýzda bu ahlaki yozlaþmanýn, 'zaten Müslümanýz, o cepte' gibi bir kandýrmacayla, bizi çürüttüðü de bir baþka gerçek...

Ama bizim için de umut aðartacak bir ses çýktý Gazze'deki insani dramla birlikte... Boykotlar mesela, bizi içinde dönüp durduðumuz tüketim çarklarýndan bir nebze de olsa çekip çýkartacak bir hava estiriyor. Ýsrail'i destekleyen firmalarý boykot etmek, bizlerde yeni bir iç denetim, yeni bir zincir kýrma eylemi baþlatýyor...

Belki Gazze'deki insani dram bizlerin de kulaklarýndaki pasý açacak, gözlerimizdeki perdeleri kaldýracak, en sonunda gönüllerimizdeki mühürleri de çözecek, insanlýðýmýzý fark ettirecektir.

Ýsrail bilmese de, kullar bilmese de, Allah'ýn bir bildiði var elbette!