İsrail'in saldırıları ve sınıfta kalan uluslararası vicdan

Günlerdir gözler önünde, Filistinliler çoluk çocuk demeksizin öldürülüyorlar. BM Genel Sekreterinden çıkan ses ise uluslararası hukukun nasıl bir durumda olduğunu sergiledi. Bunca STK'lar ve hukuk savunucularından ses yok.

Türkiye'nin anlamlı mücadelesi ve onun bu tutumundan cesaret alan bir kaç devletin beyanları dışında, Netanyahu'nun ırkçı zihniyeti, dünyanın neredeyse hepsini yanına almış.

Resmiler değil, beni en fazla gayri resmi "hukuk ve adalet adına meydanda varım" diyenler hayretler içine düşürdü.

Gücün hukukunun işlediğini teyit eden, acımasız bir dönemdeyiz anlaşılan!

Bu kadar ahlak dışı bakış açısı, dünyanın yeni döneme muhakkak girmesi gerektiğini de göstermekte. Dünya medyası sansür uyguluyor, sosyal medya sansür uyguluyor. Parlamenterlerden çıkan tek tük ses dışında, herkes şeytanın dilsiz versiyonu olduğunu işaret ediyor bize!

Peki neden? Nedeni herkese göre değişiyor. Orta Doğu coğrafyasının geleceğinde İsrail'in ciddi boyuta girmesi için Filistin'in elinde olan stratejik noktalara sahip olması gerekiyor. İslam dünyasının vazgeçilmezi olan "Kudüs konusu sindirilirse, gerisi gelir" hesabı da var işin başka boyutuna bakıldığında.

Akdeniz'in geleceğindeki planlamaların, İsrail'in elinin kolunun açık olduğu gerekçesi ehemmiyet arz ettiği için, bir başkasına göre bu zulmün devam etmesi sonuç verir.

İlgimi çekti en yüksekten sesinin çıkması gerekenlerden İran, basit bir sessizlik içinde! Peki neden? İşte o da başka hesap kitap. Acaba ABD ile pazarlık için, kendini kurtarma işi için sessizlik boyutu söz konusu olabilir mi?

Rusya, Filistin haklarını tanıyor ama O da tırmanan gerilimden kendince nemalanacağını hesaplamakta. Nasıl mı? Putin'e bakılırsa, "güvenlik meselesi bizi ilgilendiriyor" dedi. Yani gerilim coğrafyanın tamamını etkilemeye başlarsa, acaba oralara girme planı içinde olabilir mi? İsrail ile ilişkilerine bakılırsa olabilir!

Her zamanki gibi net, kimsenin yanında durmuyor ama hakemlik süreci başlarsa, devreye girmeyi kafasında tasarlamış bile!

AB ülkelerinin tutumuna bakalım. Almanya halen diyet ödediği İsrail'e yüksekten ses çıkardığında, nasıl bir algı ile karşı karşıya kalır acaba? İngiltere küresel oyunun mimarı olarak nasıl bir Orta Doğu peşinde? Filistin'in haklarının teslim edilmesine inanıyor. Çünkü Kudüs'ün İsrail'e teslim edilmemesi gerektiğine inananların başındadır İngiltere. Ne garip değil mi? Oysa 1. Dünya Savaşı şartları oluşturulurken, Yahudilere devlet sözü verenlerin başında İngiltere var. Ama anlaşılan İsrail'in tek başına Orta Doğu'da aktör olmasını istemiyor. Kendi düzenini İsrail'e bozduracak değil haliyle!

Hiç bir konuda sesi çıkmayan Hindistan'ın, İsrail'e destek vermesi anlamlı değil mi?

Tabii İslam konusunda herkes ortak olmuş gözüküyor ve dünyanın paylaşılması meselesi!

Yahudi lobisinin devletler nezdindeki etkisini, bundan sonra daha fazla irdeleyeceğiz.

Mesela Ukrayna, çok ama çok dikkatimi çekti. Kendi toprağı ilhak edilmesine rağmen, Filistin topraklarına müdahaleye, baskıya, teröre karşı koymak yerine, İsrail'e destek mesajları devreye girdi. İşte devletlerin bürokrasisine, finans ve medya sektöründeki etkilerin rengine, siyasi partilere, adaylara, başkanlara, hepsine iyi bakılmalı. Bakarsanız hepsi doğal haklardan bahseder. Kimsede demez ki, "arkadaş siz İsrail'in elindeki öldürücü silahlardan bahsetmeden, Filistin'in elindeki amatör silahları konuşursanız, size kimse güvenmez." Bir halkın direnişine terör damgası vurmaya kalkanların bir çoğuna bakıldığında, terör ve adaletsizlikten dünyanın ikili standartlarından eziyet görenlerdir. Ama ne hikmetse İsrail söz konusu olunca, bu hukuk anlayışı ortadan kaybolunur. Evet, Türkiye'nin vakar yaklaşımı sonuç verecektir. Çünkü sessiz çoğunluk, cesaretini bu vakar duruştan alıyor. Ve dünya yeni düzene gitmek zorunda kalacaktır. Zorlayan ise "hiç sayılan sessiz çoğunluğun 'yeter artık' nidaları olacaktır." Türkiye ise bu "yeter artık" diyeceklerin ana damarını oluşturma yolunda. Bu tutum, tarihin ve dayatmanın da seyrini etkileyecek hiç kuşkusuz! Çünkü haklı olanlar, sonunda kazanan taraf oluyor.