O sabah Ýstanbul Þehremini Ýmamoðlu Ekrem Bey pek bi sinirli uyandý. Þehr-i Ýstanbul'un dizginlerini eline aldýðý an önünde bütün ülkenin secde edeceðini sanmýþtý. Ama beklediði gibi olmamýþtý. Bütün ülkeyi hala Babýali yönetiyordu; Sadrazam, nazýrlar oradaydý. Yani ülkeyi onlar yürütüyordu.. Ve tabi Padiþahýmýz efendimiz! Dahasý sokaktaki adam onu eleþtirmeye bile baþlamýþtý! Hani Padiþah, Sadrazam, Nazýrlar onu eleþtirebilirdi...bir yere kadar!! Sokaktaki adama n'oluyordu?? Onlar önce yýkanmayý öðrensin; pis herifler!! Leþ gibi okuyorlar! Hele de boynuna sarýlýp öpmeye çalýþanlar yok mu?!! Öööh!! Midesi bulanýyor insanýn!!
Kýpkýrmýzý kesilmiþ, her yanýný ter basmýþtý. Derin derin soluk alýp verdi; öfkesini bastýrmaya çalýþtý.
"Hava da fena deðil..bi tatil mi yapsam.." diye düþündü biraz sakinleþince. Ama hemen vaz geçti. Hala son gittiði tatili sakýz gibi çiðneyenler vardý; Hele aradan bi' kaç ay..yok hafta geçsin...O sýrada biri geldi, kulaðýna eðildi:
"Efendim þu yol var ya yol.."
"Ha þu postaneye giden hani.."
"Postane deðil, hastaneye efendim...hastaneye. Onu yapmanýzý istiyor halk!"
" Ben amele miyim ulan? Koskoca Þehremini mi yapacak yolu!!"
Allah Allah! Nasýl iþlerdi bunlar? Nasýl akýllara zarar iþlerdi! Koskoca Þehremini yol mu yapacaktý! Aslýnda Þehremini'nin ne yaptýðýný, asli görevlerinin neler olduðunu da bilmiyordu ya.. Boþ ver, diye mýrýldandý, en az dört yýl buradayým, öðrenirim nasýl olsa!! Öðrenemezsem de.. bol bol tatil yaparým!!
Aklýna birden bir fikir geldi. Arabasýna atladýðý gibi Sahaflarýn yolunu tuttu; üçüncü dükkanda aradýðýný buldu: "Þehremini'nin Görevleri".
Kitabý eline alýp þöyle bir tarttý. Amma da aðýrdý! Kaç sayfa bu mübarek diye açýp baktý:
"Ooooh..250 sayfa!!"
Kim okuyacaktý bunu be!
Derin bir iç çekti. Yorulmuþtu eni konu. Bu Þehreminilik de zor zanaattý birader. En temizi eve gidip biraz kestirmekti.. sonra da aileyi toplar, nereye tatile gideceklerine karar verirlerdi hep birlikte!