Kahramanlarımız şehid olurken sessiz kalmayın!

Kahramanlarımız; hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımızın ötesinde terör örgütü PKK ile aslanlar gibi mücadele ediyor... Allah ayaklarına taş değdirmesin... Onlar, bugün huzur içinde başımızı yastığa koyabilelim dile şehid olurken, birileri de Mehmetçiğe namlu doğrultan alçak kalleş cani PKK terör örgütünü meşru göstermenin yollarını arıyor... Geçenlerde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde çeşitli kademelerde 23 sene boyunca görev almış Emekli Albay, Savunma Strateji ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda 24 Televizyonunda değerli dostum İbrahim Güneş'in programında çok çok önemli bir tespit yaptı... dedi ki; "... TSK'nın sürdürdüğü sınır dışı harekâtı, içerideki politik konuları es geçerek konuşamazsınız da anlayamazsınız da..." Komutanımız, bu tespiti ile aslında; televizyon televizyon dolaşıp sadece, 'yüksek siyaset' konuşmayı tercih eden iç politik tartışmalarda 'taraf' olmamaya çalışan bazı konformistlerin ipliğini de pazara çıkarmış oldu...

**

Bakın biz böylelerini Faşist Gezi kalkışması sırasında gördük... 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsünde gördük... Hatta inanmayacaksınız ama bugün 'makbul' sayılan bazı yazar ve yorumcuların 15 Temmuz gecesi bile yani tepemize bombalar yağarken bile nasıl saklandıklarını gördük, görmedik mi?.. Gezi'de; "..gençleri de anlamamız lazım.." diyenler, 17 Aralık'ta "..hırsızlık yapanlar hesap versin, aklansın gelsin.." diyerek FETÖ tertibine meşruiyet atfedenler bugün el üstünde tutuluyor... Kimse kusura bakmasın ama şunun şurasında kaç kişiyiz, biliriz birbirimizi... Bugün de televizyon programlarında izliyorum bazı yorumcuları... Sınır dışı harekât yorumluyorlar fakat o harekâtın en önemli ayaklarını pas geçiyorlar... Bak arkadaş; CHP'nin sınır dışı operasyona yetki veren tezkereye 'hayır' oyu verdiğini anlatmadan bu operasyonu yorumlayamazsın... CHP ve İYİ Parti'nin 2023 seçimlerine HDP ile birlikte gittiğini, HDP'nin de apaçık kravatlı PKK olduğunu anlatmadan bu operasyonu yorumlayamazsın... Meclis'in gizli bilgilendirilmesini savunurken, o sandalyelerde iradesi Kandil'de ipotekli HDP'liler olduğunu bu insanların da Millet İttifakı bileşenlerinden biri olduğunu haykırmadan bu operasyonu yorumlayamazsın... Olmaz...

**

Gerçi sizi de anlıyorum. 2023 sonrası Erdoğan gider de bir başkası Cumhurbaşkanı olursa 'bana dokunmasın' diye yapıyorsunuz... Aynını yaptınız Gezi'de... Sahiden o sokaktan bir "devrim" devşirileceğine inandığınız için göz kırptınız Taksim'e... Aynını yaptınız 17 Aralık'ta. Sahiden bu suçlamalarla Erdoğan istifa etmek zorunda kalabilir hatta ailesinden giderek tutuklanabilir belki diye göz kırptınız FETÖ'ye... Aynını yaptınız 15 Temmuz'da, belki dönemez Erdoğan Marmaris'ten diye göz kırptınız kalleş darbeci/işgalci teröristlere... Sessiz kalmanız bile o gece göz kırpmaktı. Bilmiyor muyuz biz?.. Bunca yıldır kırptığınız gözler birilerinin dikkatini çekmediyse bence daha da uğraşmayın... Kahramanlarımızı şehid verirken bari sessiz kalmayın...

**

FETÖ TEHDİT ETMEYE DEVAM EDİYOR

Geçenlerde Firari Fetöcü Adem Yavuz Arslan'ın, gazeteci Oğuzhan Müezzino'yu tehdit eden twitter mesajları düştü önüme... Firari Fetöcü, Müezzino'nun mesajlarını "iyi ki arşivlemişim bunları" diyerek paylaştı... Ona destek veren trol ordusu da FETÖ ile aslanlar gibi mücadele eden isimlerden er-geç hesap sorulacağını yazdılar... Oğuzhan Müezzino, FETÖ'nün medya yapılanmasına devletimiz el koyduğunda her türlü riski göze alıp gidip sözlü ve fiziksel şiddet altında gazeteleri çıkarmış bir kahramandır... Nereden biliyorum?.. Çünkü o gün danışma kurulunda ben de vardım. "Bugün Gazetesi"nin arkasından bir tuvalet penceresinden içeri giriyor, içerideki FETÖ'cülerin tacizleri altında gazeteyi yapmaya çalışıyorduk... Yaptık da. Daha doğrusu Oğuzhan ve ekibi yaptı... 7 sene geçmiş üzerinden... FETÖ'cülerin kini nefreti bitmedi... Aradım kendisini, 'Dedim kardeşim koruman falan var mı?.. 'Yok' dedi... "Allah'a bir can borcumuz var"... Orası muhakkak da FETÖ, hâlâ daha "devran dönecek, geleceğiz ve hesap soracağız" diyecek dermanı nasıl buluyor, onu anlamış değilim... Normal şartlarda kafalarını bile kaldıramıyor olmaları gerekmez miydi?..