Kur'an'da "Herkes kendi mizaç ve karakterine göre hareket eder" (Ýsra, 84) buyuruluyor.
Kiþinin sahip olduðu davranýþlarýn bütünü olarak tanýmlanýr karakter. Doðuþtan gelen özelliklerin yaný sýra, içinde yaþanýlan çevrenin deðer yargýlarý da bu davranýþlar bütününü belirler. Karakterini bilirsen, karakter analizine tabi tutarsan eðer, bir insanýn herhangi bir etki karþýsýnda nasýl bir tepki vereceðini, nasýl bir davranýþ sergileyeceðini tahmin edebilirsin. Bu durum, bireylerden oluþan toplumlar için de geçerlidir. Her toplumun tarih içinde oluþmuþ bir karakteri vardýr. Karakterin geliþip pekiþeceði çevre faktörü devreye girmeden önce, doðuþtan sahip olunan özellikler bir bakýma ona iliþkin bir hazýr zemin iþlevini görür.
Malum, Ýsrailoðullarý ile Araplar Hz. Ýbrahim'in iki oðlu Ýshak ve Ýsmail'in soyundan gelirler. Kur'an'da Ýsrail oðullarýnýn atasý Ýshak'ýn doðumunun müjdelendiði ayette, onun "bilen bir erkek çocuðu" olarak nitelendirildiðini görüyoruz. Araplarýn atasý Ýsmail'in müjdelendiði ayette ise, "halim bir erkek çocuðu" ifadesi kullanýlmýþtýr. Ýsrail oðullarýnýn ve Araplarýn karakterlerinin temelini oluþturan ve ilk atalarý itibariyle doðuþtan kaynaklanan özelliklerinin "ilim" ve "hilm" olduðunu söyleyebiliriz. "ilim", derinlerdeki anlamý gösteren yüzeydeki iþaret anlamýný ifade ederken, "hilm" ise ilk olarak derin ve sessiz akan su, diðer bir ifadeyle derinliðin kendisi anlamýnda kullanýlmýþtýr. Tarihsel sürece bakarak diyebiliriz ki, Yahudilerin karakteri bilimsel alanlarda çýðýr açmakla, Araplarýn karakteri ise taþlarý çatlatan zorluklar karþýsýnda derin bir aðýrbaþlýlýk ve sabýrla direnmek þeklinde temayüz etmiþtir.
Yukarýdaki ayetin yer aldýðý "Ýsra suresi"nin bir adý da "Beni Ýsrail" yani Ýsrailoðullarý suresidir. Bu ismi almasýnýn nedeni, içeriðinin Ýsrailoðullarýyla ilgili olmasýdýr. Nitekim "Ýsra" ismi de Peygamberimizin Allah tarafýndan bir gece vakti Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülüp etrafýndaki ayetlerin gösterilmesini anlatan giriþindeki ayetten geliyor. Yani bu isim de Ýsrailoðullarýyla ilgilidir.
Dolayýsýyla surenin Ýsrail oðullarýnýn tarih ve çevrenin etkisiyle oluþan karakterlerine yönelik bir tahlil olduðunu söyleyebiliriz. Aslýnda bu karakterin yansýmalarýný, Gazze'ye baþlattýklarý acýmasýz savaþa ara verilen bir haftalýk süre içinde yaþanan esir takasýnda gözlemledik.
Hamas'ýn serbest býraktýðý esirler, insanca muamele gördüklerini, herhangi bir baskýya, iþkenceye, zorbalýða maruz kalmadýklarýný ifade ederken, yaný baþlarýnda duran Kassam savaþçýlarý birer aðýrbaþlýlýk ve sabýr abideleri gibi duruyorlardý. Buna karþýlýk Ýsrail'in serbest býrakmak zorunda kaldýðý esirlerin yýllardýr aðýr iþkencelerden geçtikleri, ruh ve beden saðlýklarýnýn bozulduðu, uzun zamandýr en basit insani gereçlerden, imkânlardan yoksun býrakýldýklarý kederli yüzlerinden, yarýsý yok olmuþ kafataslarýndan, kýrýk kol ve bacaklarýndan, artýk ailelerini bile tanýyamayan, konuþmayý unutmuþ mazlum yüzlerinden anlaþýlýyordu. Bir halký yok etmek için þeytanýn bile aklýna gelmeyecek en dehþetli bilimsel yöntemleri kullanan Ýsrailli yetkililer ise, bu esirlerin arkasýnda þeytanlýðýn destanýný yazýyormuþ gibi duruyorlardý.
Arapçada þeytanlýða "üstün bilgi destekli kurnazlýk" deniyor. Öyle anlaþýlýyor ki Ýsrail oðullarý, atalarý Ýshak'a verilmiþ "ilim" niteliðini tarihi hýnçlarý, doymaz hýrslarý nedeniyle bilgi destekli bir þeytanlýða dönüþtürmüþler. Gazze ve Filistin'in sabýrlý, metin, aðýrbaþlý evlatlarýný bir yana býrakýrsak, Araplar da atalarý Ýsmail'in aðýrbaþlýlýðýný, sabrýný, "hilm"ini ölümcül bir tembelliðe, vurdumduymazlýða dönüþtürmüþler.