‘'Kelebek etkisi'...

Felsefede kelebek etkisi; bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen isimdir... Bu bağlamda 'Afrika'da kanat çırpan bir kelebek, Amerika'da fırtına çıkartabilir' derler...

Bu etkiyi, siyasette keşfeden adam Tayyip Erdoğan'dır. Sayın Cumhurbaşkanımızı il ve ilçe başkanlıkları günlerinden beri yakınen takip eden biri olarak söylüyorum bunu...

Mütedeyyin kesimin kadınlarını, aktif siyasetin içine davet ederek, uyuyan devi uyandırmış ve toplumun kılcal damarlarına kadar inebilen, ev-ev, sokak-sokak, mahalle-mahalle örülen bir dinamodan, kapı-kapı kurulan samimi ilişkiler ağından, siyasi bir dalga çıkartmayı başardı...

1950'lere kadar, kadınlarını sosyal hayata sokmak, kamusal alanda eğitim almalarına imkan tanımak ve onlara istihdam açmak konularında oldukça çekinceli olan mütedeyyin kesimin, kadınlar ve aktif siyaset ilişkisi adına örnek alınacak rol modelleri yoktu...

Ardından, 1968'de Şule Yüksel gibi gazetecilik ve sosyal hayatın içinde kendini gösteren, Dr. Ayşe Hümeyra Ökten, Eczacı Fevziye Nuroğlu, Dr. Gülsen Ataseven gibi sayısı oldukça az meslek sahibi hanım, 80'lerde başörtü yasakları ile karşılaşacak ve mücadele verecek mütedeyyin kızların örnekleri oldular...

Başörtü yasakları, mütedeyyin kesimin kadınlarını sert şekilde kamusal hayattan engellerken, tersinden başka bir şeye sebep oluyordu: Muhafazakar kesim artık kızlarının okumasını aynı zamanda bir kimlik ve onur mücadelesi olarak gördüğünden, eski çekincelerini bırakarak kızların tahsili ve çalışma hayatının içinde olmasını onaylıyordu artık. Enteresan bir terslik yaşıyorduk aslında. Muhafazakarlar kızlarının okumasını isterken, Çağdaş-Modern kesim kızların okumasını engelliyordu...

Mütedeyyin kızlardan yükselen bu onur ve kimlik mücadelesi, gayet modern bir talepler manzumesiydi aslında, Türkiye'deki modernizmin taşıyıcısı siyasetçiler, akademiler ve medya ise bunu asla anlayamadı ve çok gerici bir tavırla engellemeye kalkıştı...

Bu arada sistemin çok güçsüz ve uygunsuz bulduğu bu kızlar, sivil toplum çalışmalarına başlamışlardı. Selma Aktülün hanımı, Asiye Dilipak'ın başkan olduğu Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği'nin kurucuları arasında tanımamız, okullu günlerimize denk geliyor. Sonrasında onunla Mazlumder'de ve İHH'da da yollarımız kesişecekti...

Özgürlüğümüze ve onurlu duruşumuza giden yol tek başına sivil topumdan ibaret olamazdı, bu zorlu çetrefilli yol, siyaset olmadan aşılamazdı. İşte bu tıkanıklığı keşfederek, mütedeyyin kadını siyaset ile hemhal eyleyecek düğmeye basan kişi Tayyip Beydi... Refah ve Fazilet Partilerinde de Selma Aktülün hanım ile beraberdik. Üsküdar İlçe Teşkilatımızın en çalışkan emektarlarındandı Selma Hanım... İnanç, sadakat ve azmi tüm emektarlara örnekti... İsmek'in kurucularından oldu, binlerce kadına meslek kazandıran bir yaygın eğitimin idarecilerindendi. Ardından AK Parti il kadın kollarındaki siyasal etkinliği ile bugünlere gelmişti...

Bugün başörtülü milletvekilleri, bakanlar, bürokratlar görüyorsunuz... Ama onları bugüne taşıyan kelebek etkisini kanatlarında taşıyan kadınlardan da bahsetmek gerekiyor. Bu yüzden Selma Aktülün hanım, Diyarbakır'daki memuriyet hayatından başlayıp İstanbul'daki sivil ve siyasi hareketin içindeki gerçek ve tertemiz, ağırbaşlı, görgülü, inançlı, azimli kişiliği ile, bu 'kelebek etkisi'nin hakiki örneklerindendir...

Biz o güzel arkadaşımızı, yoldaşımızı ahirete yolcu ettik. Rabbimizin rahmeti, mağfireti üzerine olsun, Muharrem ayındayız, çok sevdiği Sevgili Peygamberimizin ve ailesinin şefaati üzerine olsun. Vefatını müteakiben indirilen sayısız hatimler ve çok sevdiği Kur'an yoldaşı olsun... İsmi gibi, ismiyle müsemma, selim bir hayat yaşadı. Aklı selim, kalbi selim, zevki selim sahibiydi...

Sessizce her yerdeydi.

Hiç büyüklenmeyen, alçakgönüllü, bilgece bir çalışkanlıkla, Türkiye'yi değiştiren kelebek kadınların arasında yer aldı... Onların kanat çırpmasıyla, evet ciddi değişimler, demokrasi adına sessiz devrimler, insan onuruna dair değerli kazanımlar elde ettik. Tüm dünyada bir 'Türkiye fırtınası' esiyorsa, işte Selma Aktülün gibi kendisini davasına adamış isimsiz kahramanlar sayesindedir... Ne mutlu onların arasında olabilenlere... Ne mutlu ardından dua ve rıza çağlayanları bırakanlara...

Tabii hüzünlüyüz, tabii ki garip kaldık, bir ablamızı ahiret yolcu ettik. İnşallah bir gün bizler de yüz akıyla rıza-i ilahi ile ve hayırla anılarak varırız yanına...

Biz bir yoldaşımızı ahirete yolcu ettik, bir kelebek cennete uçtu...