Geçtiðimiz hafta, Kýbrýs Limasol'daki Köprülü Hacý Ýbrahim Aða Camii, fanatikler tarafýndan kundaklandý. Ýslamofobik bir hareket olmanýn yaný sýra, insan haklarý, demokrasi, fikir ve inanç özgürlüðüne de açýk bir saldýrý anlamýndaydý bu menfur giriþim... Modern dünya, Ýslamofobik bu saldýrganlýðýn sadece Müslümanlara deðil, aslýnda tüm insanlýða yönelik bir karþýtlýk olduðunu anlayacak olgunlukta deðil ne yazýk ki... Þayet öyle olsaydý, bu tür kirli saldýrýlarýn sonunu getirmek için el birliðiyle mücadele verilirdi...
Kýbrýs, Akdeniz'in en stratejik kalesi konumunda ve Anadolu'nun hemen güneyinde olduðu için, çevre devletlerin tarih boyunca sahip olmak istediði bir adadýr. Nitekim Osmanlý Devleti, Girit ve Kýbrýs'ý Anadolu'nun Akdeniz'e açýlan iki kapýsý olarak nitelemiþtir. Ada'yý, Akdeniz'deki tüm gemileri taciz etmekle namlý Venedikli korsanlarýn elinden alarak, Akdeniz'deki güvenliði saðlama görevini üstlenen Osmanlý Devleti, selameti ancak Kýbrýs'ý fethederek saðlayabilmiþtir.
Kýbrýs, 2.Selim zamanýnda, Lala Mustafa Paþa öncülüðünde fethedilmiþtir. Öncelikle, geçtiðimiz hafta saldýrýya uðrayan Limasol ki tarihi evraktaki ismi Leymason'dur fethedilmiþ, ardýndan Tuzla, Girne, Lefkoþe ve Maðusa, Osmanlý yönetimine dahil olmuþtur.
Osmanlý için vakýf sistemi adeta bir hayat tarzýdýr. Orhan Gazi'den itibaren, sultanlar, sultan eþleri, hanedan mensuplarý, devlet adamlarý hayýr hasenat maksadýyla Allah rýzasý gayesiyle vakýflar kurarak inþa etmiþlerdir Osmanlý medeniyetini... Özellikle yeni fetholunan yerlerdeki bölgesel yerleþimi saðlamak ve Ýslamýn yaygýnlaþtýrýlmasý amacýyla vakýflar tesis edilmiþtir. Kýbrýs'ta da, cami, medrese, tekke gibi yerler, buralardaki görevli kimseler, eðitimden saðlýða, ulaþýmdan medeni sanatlara kadar her iþin ustasý, hocasý, alimi, sanatkarý bu vakýflar tarafýndan istihdam edilmiþtir...
Kýbrýs'ýn 1571 yýlýnda fethinden itibaren, Sultan II. Selim, Lala Mustafa Paþa, Arap Ahmet Paþa, Ferhat Paþa, Pertev Paþa, Aða Cafer Paþa gibi devlet ileri gelenlerinin kurduðu vakýflar ve onlardan sonra gelen birçok hayýrseverin kurmuþ olduðu vakýflar, Kýbrýs Türk Vakýf tarihinde yerini almýþtýr.
Vakýf, ayný zamanda tarihi bir kimlik, medeni bir þahsiyet belgesidir. Ýnsanlar için nüfus cüzdaný ne ise medeniyetimizin asýrlýk eserleri olan bu kurumlarýn nüfus kaydý da "vakfiye defterleri' aracýlýðýyla tutulur... Nitekim, Köprülü Hacý Ýbrahim Aða Câmi vakfýna ait vakfiye kaydý, Kara Kaplý Vakfiyye Defteri'nde bulunmaktadýr. Bu konuda Humeyra Karabýyýk'ýn Hitit Üniversitesi bünyesindeki doktora tezi, bugüne ýþýk tutacak bir belge hükmündedir...
Kayýtlara göre Köprülü Hacý Ýbrahim Aða tarafýndan vakfedilenler teferruatlý þekilde sayýlmýþtýr: "Leymason kasabasýndaki camii ve 6.000 kuruþ, Leymason'daki Müslüman çarþýsýndaki sundurma ile birlikte 2 dükkan ve baþkaca 2 dükkan daha, zabýta konaðý yakýnýnda 1 mahzen, zimmi Andirya'dan satýn aldýðý mahzen, Nikola'dan satýn aldýðý diðer 1 mahzen, yine Müslüman çarþýsýnda bulunan 1 kahve dükkaný ve Tuzla Ýskelesi'nde Gümrük Emini Hacý Ýbrahim Aða hanýna bitiþik 1 dükkan, Tuzla Ýskelesi'nde 3 kemerli 1 mahzen, Piskopi köyünde 29 dönüm tarla, 8 saatlik su hissesi, Manavrul köyünden 3 dönüm arsada 43 tane zeytin aðacý, Muteyaka köyünde 59 zeytin aðacý, Yermasola köyünde 61 tane zeytin aðacý ve 50 harnup aðacý, Polemidya köyünde 14 zeytin aðacý''... Bunlardan elde edilecek gelirle hem caminin bakýmý ve onarýmý hem de camide görev yapacak imam, müezzin, öðretmen gibi kiþilerin maaþlarý, hem de pek çok sosyal faaliyetin tanzimi yapýlmaktadýr. Yoksullara yardým, yetimlerin eðitimi, Ramazanlarda iftarlar, hayýr yemekleri, bayramlaþmalar gibi toplumsal iþlerde de vakýflar her türlü desteði saðlamaktadýr...
Bu vakýf kayýtlarý, ayný zamanda Osmanlý'nýn Kýbrýs adasýndaki tapu senetleri hükmündedir.
Tarihi belleði ciddi ve çok anlaþýlýr þekilde etraflýca kayýt altýnda tutan ecdadýmýz, vakýflara ait bu hukuki senetlerde, ayný zamanda bir coðrafya ve vatan misaký çizmektedirler...
Misak-ý Milli hakkýnda meraký olanlar, bu vakýf senetlerini muhakkak dikkatle taramalýdýrlar...
Camileri kundaklayarak Ada'ya sahip olacaklarýný zannedenler yanýlýyorlar. Tarih onlarý lanetle anacaktýr.
Kendisini, varýný, yoðunu, gönülleri fethetmek için vakfedenlere ise selam olsun, tarih onlarý asla unutmayacaktýr...