Kılıçdaroğlu'nu izliyorum... Gözlerim faltaşı!

CHP'nin başına bağdaş kurmuş en büyük talihsizlik, nam-ı diğer Kemal Kılıçdaroğlu, saatlerce bir incir çekirdeğini doldurmayacak laflar etti durdu! Arada bir de şiir patlattı, Tayyip Erdoğan'dan ilham alarak. Her şey bir yana şiir okumayı hiç beceremiyor; bundan böyle bu sevdadan vazgeçse iyi eder.

Kılıçdaroğlu ikide bir İdlib'de ne işimiz olduğunu soruyor. İdlib Esad'ın, tümüyle ele geçirdikten sonra Türkiye karşıtı ne kadar örgüt varsa depolayacağı bir yer. Nitekim PYD ,PKK ve alfabenin bütün harflerini kullanan örgütler, gelen raporlara göre tam 140 tane, İdlib çevresine çöreklenmiş. Oradan da Türkiye'ye sızıp soyacaklar, asacaklar, kesecekler, ülkede huzur bırakmayacaklar. .

Şimdi, ya bu örgütler ve de rejim güçleriyle İdlib'de kozunuzu paylaşır, onları oradan defedersiniz ya da Türkiye'nin Güneydoğu illeri yangın yerine döner. İdlib mi yansın yoksa, Allah korusun, Gaziantep mi? İşte Kılıçdaroğlu bunu anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Eğer biz Irak'a ABD bombardımanından hemen sonra müdahale edebilseydik bu gün Kandil diye bir melanet yuvası orada kurulmazdı. Ama olmadı ve PKK merkezini Kandil'e taşıdı; yıllardır bize oradan ölüm yağdırıyor!

İdlib'de olmazsak ve rejim güçlerini toprağa gömmezsek, on tane Kandil'le karşı karşıya kalacaktık. Kemal Bey bunu anlamıyor mu? Anlıyor elbet. Ama işine gelmiyor anlamak ve devlet doğru yapıyor demek.

Şehitler için üzülmek, göz yaşı dökmek Kemal Beyin tekelinde değil elbet! Durup durup bunu gündeme getirmesi, insanların "yahu bakın adamcağız nasıl perişan olmuş şehitlerimiz adına" diye üzülmesinin ona oy olarak döneceğini mi düşünüyor acaba? Böyle bir düşüncesi varsa çok yanılıyor. Çünkü aklı başında kimse onun bu oltaya takılmış balık örneği çırpınışlarını ciddiye almıyor.

Neden Idlib'deyiz Kemal Bey? Neden onca şehit verdik? Bizim içimiz yanmıyor mu? Biz birbirimize sarılarak ağlamıyor muyuz? Kemal Bey, bazen acı bir alev topu gibi gelir bağrınıza oturur. Aradan biraz zaman geçti mi; bazen niyesini niçinini, bilgisizce sorgulamak yerine yüreğinizi öç alarak rahatlatırsınız. İşte bugün Türkiye'nin yaptığı da budur. Elbette üç bin rejim askerini "etkisiz hale" getirerek yüreğinizi soğutamazsınız. Ama yeni yeni şehitlerin birbiri ardından gelmesine engel olmak için kollarınızı sıvar ve bu alçakça saldırıya gereken yanıtı verirsiniz. İşte Türkiye'nin yaptığı da budur efendim. Bunu ne kadar çabuk anlarsanız, Esad ve tayfasına destek vermek yerine devletinizin, hükümetinizin ve Cumhurbaşkanınızın ardında durursunuz. O zaman da bu millet sizi biraz olsun sevebilir. Hem kim bilir belki oyunuz da biraz artabilir!