Ümraniye Eðitim Araþtýrma Hastanesinde Kovid-19 aþýmý olmak üzere randevu alarak polikliniðe gittim. Hayli kalabalýktý, iki uzun koridor aþý kuyruðuna yetmemiþti. Derken yaklaþýk 40 dakika sonra önümüzdeki sýralarda duran bir gencin yanýna, üç arkadaþý daha geldi, onlarý da aldý yanýna, arkada ayakta durmakta zorlanan ve yerlere çömelen yaþlýlara hiç aldýrmadan, yüksek sesle konuþarak, kahkahalar atarak akýllarý sýra kaynak yapýyorlardý... Herkesin sinirleri bozuldu. Yapmayýn eylemeyin dedik, soðuk, ayaz, akþamýn karanlýðýnda hepimiz evlerimize geri dönmenin telaþýndaydýk, aþý sýrasýndaki bazý koltuk deðnekli teyzeler, çocuðuyla sýraya girmiþ anneler, kýzgýnlýkla seyrediyorlardý gençleri... Söylendik ama iþe yaramadý, istedikleri gibi de oldu... Çýkýþta kýzlarý gördüm, gülerken zýp zýp zýplýyorlar, hengame içindeki erkek arkadaþlarýnýn er ya da geç yanlarýna geleceklerinden öylesine emin, aynalarýna bakýp makyaj tazeliyorlardý...
..............................................................................................................................................................................................
Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi araþtýrma görevlilerinden Dr. Abdullah Eryiðit'in "Yasa-üstü Ýnsan, Platon'dan Agamben'e Yasa ve Hukuk Ýkilemindeki Ýnsan' adlý kitabýný okuyorum. Doðrusunu isterseniz bir edebiyat þöleni kitap ayný zamanda. Bir yanda zenginlerden çalýp fakirlere daðýtan Robin Hood nara atýyor, diðer yanda rehineci-tefeci kadýnýn kapýsýnýn önünde, paltosunun içine sakladýðý baltayla bekleþen Raskolnikov duruyor... Bunlar aslýnda suç iþleyen karakterler, peki ya niçin ayný zamanda halkýn kahraman gözüyle baktýðý, kiþiler?
Dr. Abdullah Eryiðit, "Yasa-üstü insan, asgari düzeyde beþeri yasalarla baðlý olmayan, kendi yasalarýný koymak, yürürlükte olan beþeri yaslarý deðiþtirmek, kaldýrmak ve yenilemek gücüne sahip olan kiþidir" diyor bir paragrafýnda...
Tehlikeli bir taným, doðrusu, patetik... Yasa-üstü kiþi, bir devrimci, bir kahraman, bir direniþçi bir halk lideri, olabileceði kadar, bir tiran, bir diktatör, bir monark, bir sapkýn da olabilir... Ama her þey bu kadar açýk ve net deðil... Öyle bazý koþullar oluþur ve o kadar kuþatýcý olur ki, hukuka, hukuk etiðine uymasa da bazý yasal düzenlemelerle haklar ve hürriyetlerin kýsýtlanmasýna gidilebilir. Nitekim 2020'den beri süren küresel pandemik salgýn koþullarý bizlere yeni yasaklar, engeller, kurallar dayattý. Bunlar belki hürriyetlerimizi kýsýtladý, hukukumuzu daralttý ama hepimiz de gönüllüce uyduk bu sýnýrlamalara. Agamben buna "dispozitif' diyor, yani pozitif hukuk gibi olmayan, fiili dayatma olan, demokrasi adýna kýsa devre yapan bir durum... Bunun bir adým ilerisi ise, 'insan' kavramýnýn yeni dönüþümü ile ilgili; insanýn daha fazla denetimi, daha çok kontrolü, daha aktif sýnýrlanmasý ve bedenlerimizin mahremiyetinin iptali, bedenlerimizin hastalýklar üzerinden benzeþtirilmesi, insanýn hastalýk tehditlerinden veya biyolojiden ibaretleþtirilmesi, insanýn iç dünyasýnýn modüler eþitlik harmanýnda örselenmesine geliyor sýra...
Olaðanüstü hallerin; birer alaca karanlýk kuþaðý gibi, hukuku ve hürriyetleri askýya alan, terörizme açýk, ani baskýnlara, hatta yaðmalara kadar yol açabileceðini görmek ve buna dair önlemler almak gerekiyor. Toplumsal rýzaya dikkat etmek, hakka riayet etmek gerekiyor.
..............................................................................................................................................................................................
Teklif Dergisi 1988-1991 yýllarý arasýnda çýktý. Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öðrencileri olarak çýkarttýðýmýz bu dergi, sadece hukuk, ekonomi, politika, kültür tartýþýlan bir dergi deðildi, bir düþünce ve hareket çatýsýydý, mütedeyyin gençliðin temsilcisi olma özelliði taþýyordu. Pek çok deðerli yazarý vardý Teklif'in, ismini zikredemediklerim beni affetsin... TBMM Baþkanýmýz Prof. Mustafa Þentop, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlarýmýzdan Av. Mevlüt Uysal, Av. Mehmet Þahin, Av. Emin Atalay, Av. Mustafa Yýlmaz, Av. Ahmet Kahraman, Av. Hüseyin Yürük, Av. Sýddýk Erarslan, Av. Ahmet Yaman, Av. Taha Erdinç Bülbül, Tokat milletvekilimiz Özlem Zengin ve bendenizin de yazdýðýmýz, sadece dergi deðil gençliðimiz, hayallerimiz, umudumuz, ideallerimiz anlamýnda bir dergiydi.
Geçtiðimiz günlerde, Teklif'in yeniden çýkacaðýný iþittik. Keþke, bunca emek verilmiþ, öðrenci gücüyle çýktýðý halde Türkiye'de gündem belirlemiþ bu derginin ismi kullanýlýrken, haberdar edilmiþ olsaydýk dedim, içim sýzladý... Ama bu günümüzde artýk iþ bilenin kýlýç kuþananýn deniyor. Gücü yeten, "nasip bizimmiþ' diyerek, nasýl kanattýðýna bakmadan kalbinizi söküveriyor.
Mütedeyyin kesimin iktidarý neredeyse 20 yýllýk. Hatta bunu 1950'den itibaren saymak daha doðru olur. 72 yýllýk bir süreçte nasýl bir insan inþa etti bu siyasi-kültürel birikim? Niçin herkes huzursuz, niçin birbirine baðýrýyor, niçin herksin her þeye hakký var, niçin kimse sýrasýný beklemiyor, niçin herkes birbirini itip kakýyor ve kimse gönül kýrmaktan korkmuyor. Dr. Eryiðit'in sorduðu gibi, yasal olan her þey hukuki midir? Gönül rýzasý olmadan da ne ilerlemenin ne büyümenin huzuru var...