Başka başlıklarda deneyebilirdim bu başlık sıcak tutar belki malum ortam lapa lapa.
Hani yazmıştım "İstanbul da öyle sanki. Adı kaldı, ruhu da albüm fotoğraflarında. Ortalığı dağıtıp gidenlerin arkasından bakan anne yüzü İstanbul. Elbiseleri yeni de olsa aynaya bakmak istemeyen kız çocuğu küskünlüğünde.
Torunlarını hayalinde sevsin diye loş odalara tıkılan, akşam erken yatsın diye abajur ışıklarına abanılan, yaşlısı olan evler gibi İstanbul.
80 yıldır ancak orta kapıya kadar ilerleyebilmiş olan partiye "Cumhuriyet Halk Otobüsü" denir demiştim. Yıllardır eskise de cam bezi olma kıvamına gelse de tüy tarlasına dönse de sırf inattan giyilen pembe kazaktır bu parti.
Saçındaki maşayı çıkarıp eline alan yürüyen kısır tabağı teyzelerin genetik fanatizmi. Elektrikler gitse jeneratör olarak bile devreye giremeyecekleri bize aydın diye yutturan işporta abajurudur bu parti.
Anladık tamam İstanbul'da neredeyse ekmeğe bile süreceğiniz ÇokoEkreminizi allayıp seçmenle dalga geçiyorsunuz.
İlk defa bu kadar kıvırmayı bir arada görüyorum. Tutarsızlığın sebze hali Kıvırcık..
Tamam onu da anladık. İstanbul'u siyasi garezinize feda ettiğinizin farkında mısınız?
Cıvıklık yapma, bulaşık olma konusundaki aşkınız çözüm üretme şevkinizin önüne mi geçiyor anlayamadık.
Ne güzel demiş Tiryaki Sözlerden "Eserim kahkahaya mahkum olmaktansa nisyana (unutulmaya) mahkum olsun."
Kabul etmek istemedikleriniz söz konusu olduğunda ne çirkef mantık üretiyorsunuz öyle değil mi?
Korkaksınız gözlerime ve harcadığım zamana mahcup olduğum bir video izledik şöyle diyordu konuşan tatil valizi
"Bana bütçeyi öğretmeye kalkmasınlar akıllarını alırım" bunların cüsseleri hamakat barajının doluluk oranına denk.
Akıllarını alırım sözünüz, ancak şarkı sözünde, bütün cıstaklığıyla endam eden damar demogojinizle iyi gider. Kabul edeceksiniz, çuvalladınız hatta çuvalı da ajansınıza yamadınız.
Gözünüze kestirdiğiniz yapılmış olan projelere otobüs tepelerinden attığınız öpücükle konarken engellenmiyorsunuz; lakin beceriksizliğinizden aylaklığınızdan teslim etmediğiniz projelere gelince "engelleniyoruz" diyorsunuz. Kim inanıyor? Tüy dikmenizi siyasi nefretlerine dolayanlar inanıyor.
Yahu otobüsler kafası dumanlı geziyor, millet neredeyse yedek parça diye evinden kepçe kazan getirecek. Ve neredeyse halk ittirerek otobüsleri gideceği yere kadar bırakıyor!! hala engelleniyoruz.
Buna kim güler biliyor musunuz? O şov uğruna sattığınız antrikot tabağı güler.
Bütçeyi bana öğretmeye kalkmasınlar diyorsun, öğretsinler bence en azından yalana yatırım yapmamayı öğrenirsin.
Korkaksınız ve başkalarının cesaretinin konforuna sığınıyorsunuz.
Hakikat cesur, yalan ödlektir. Biri durduğu yerden sapmaz, diğeri kaçarken tosladığı yerin elinde kalır.