Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Tüm Yazýlarý

Koronavirüsle birlikte anladýklarýmýz...

Bu içinde bulunduðumuz sürecin gerçeðini; þimdi saldýrýya uðramýþken hatta saldýrýya gardýmýzý almýþken, savunmaya geçmiþken anlamamýz, gerekçeleri dünyanýn geldiði noktayý idrak etmemiz, daha sonra esas gündemimize oturacak gibi.

Dünyanýn ve sistemlerin içeriðindeki açýklar, bu açýklar üzerinden hangi medeniyetlerin, nasýl refleksle iþin içinden çýkacaðýný da ileride daha net göreceðiz.

Ama açýkça anladýðýmýz ve yüzümüze vura vura kendinden bahsettiren, Avrupa'daki birlik ruhunun bize yansýtýldýðý gibi olmadýðý hakikatinin ortaya çýkmýþ olmasý.

Birbiri ile sýnýrlarýný kaldýran, kendi deðerleri içerisinde standartlar belirleyen Avrupa deðerlerinin esasýnda nasýl içerik taþýdýðýný, komþusunun yüz maskesi talebine "hayýr" cevabý veren Avrupa gerçekliði, üstüne basa basa yüzümüze vurdu!

Bazýlarý diyebilir ki, "herkes kendi canýný korumaya kalkarken neden yardým etsin ki!" Aynýsýný zaten Avrupa'daki devletler, Ýtalya'nýn yalvarýþlarýna cevaben söylediler. Lakin anlamamýz gereken þey þudur. Üstten bakan, kendini üst medeniyet zannedenlerin geldiði nokta, söylemlerindeki beþeri deðerler sistemi deðildir. Çünkü deðerler sistemi, suni enjektelerle oluþmuyor. O derin ve içinde insan barýndýran medeniyet üretebiliyor. Aksi taktirde bize sunulan ile gerçeði arasýndaki farký görmemiz için zor bir durum söz konusu deðil.

Herkese kapýsýný kapatmak, saldýrý dönemlerinde en doðru karardýr. Doðru! Bu virüsün yaygýnlaþmasýný oluþturan kitleyi, bu duruma sokan þey yine de insandýr. Dolayýsý ile insanýn kendini tecrit etmesi, sürecin olumlu sonuçlanmasýný tetikleyen ve ona zemin oluþturan en önemli durumdur. Lakin burada, kendi komþusunun kendi birliði ve kendince medeniyetinin bir parçasý olan ve acil yardýmda bulunana "hayýr" demektir, asýl mesele!

Bir virüs herkesin ne kadar bu tür saldýrýlara hazýrlýklý olup olmadýðýný bize açýktan göstermiþ oldu. Koca koca ordularý olup, ekonomisi tavan yapmanýn belki bu süreçten az hasarla çýkmaya yardýmý olabilir, muhakkak ki olacaktýr. Lakin anladýðýmýz esas þey, medeniyet algýsýnýn "medeniyet" dediðimiz oluþumunun, hangi temellere dayanarak meydana çýkmasýdýr.

Avrupa hatta Amerika'nýn bu virüse, bu kadar geç kafa yormalarý, esasýnda o büyük kibrin bir parçasý olmalý. O kadar "Bize bir þey olmaz" diye düþündüler ki, saraylarýna kadar uzanan virüsün sonucunu acý þekilde ödemekteler.

Ýngiltere Baþbakanýnýn virüslü hastalara giderek tokalaþmasý, sonrada virüsle dalga geçer gibi "tokalaþmaya devam edin" demesi, nasýl kendinden emin ve kibir içinde olduklarýnýn göstergesi deðil mi? Acaba cahillik olabilir mi? Oysa kendileri çok kamil ve her þeye sahip sanýyorlardý. Sonuç ne oldu? Ýngiliz Baþbakan da hastalýðý kaptý.

Demek ki neymiþ, kibir insanoðlunun en büyük faciasýdýr!

Bu süreç muhakkak ki devletlerin tedbirleri, insanlarýn kendi karantinasýný oluþturmasýyla ama ilahi kudretin isteði ile muhakkak doðal serüven içerisinde bitecek. Önümüzdeki dönemin daha fazla bu çeþit virüs savaþlarý içinde olacaðýmýzý düþünenlerdenim. Ýþte tam da bu sebepten ileriye bakmak zorundayýz.

Küresel ittifaklarýn üzerindeki kulüpleri, gizli örgütleri sadece "komplo" deyip geçmeyeceðiz. Ýçinde en ufak ayrýntý varsa bile, kafa yormaya deðer bir durumdan bahsediyorum.

Lakin bu çaðda bize, dünyanýn sahipleri olduklarýný dayatanlara, savaþlarý, topraklarý, silahlarý istediðine verip, istediðinden alanlara, savaþý sanki sadece çocuk oyunu gibi rahat kabul edenlere bir þey izah edilmekte. Mülkün sahibi Allah-ü Teala'dýr...