"Bari bugün yapmayýn. Ýnsanlar ölmüþ, siz ne yapýyorsunuz? Çekilin gidin, git ne olursun git..."
Bu isyan cümleleri evlerinin enkazý baþýnda bekleyen, arama kurtarma ekipleri sevdiklerini sað salim çýkarsýn diye dua eden, kaybettiklerine aðlarken bir yandan da hayata yeniden ve nasýl baþlayacaðýný bilemeyen depremzede vatandaþlarýmýza ait. Canlý yayýnda Fox TV ekibine karþý sarf edildiler.
Ama deprem bölgesini yalan ve manipülasyon alanýna dönüþtüren Fox TV deðildi sadece.
Vatandaþ tarafýndan "yalan söyleme, devlet burada, etrafýna baksana" diye azarlananlardan biri de Halk TV yazarý Ýsmail Saymaz'dý mesela.
Antakya'dan yayýna baðlanýp "sýðýnmacýlar yaðma yapýyor" diye anons geçen ama hemen o anda yalanlanan diðer bir isim ise Þirin Payzýn oldu. Onu diðerlerinden ayrýþtýran þey bizzat kendi televizyonu tarafýndan yalanlanmýþ olmasýydý!
Bu isimlerle sýnýrlý deðil tabii muhalefet medyasýnýn deprem manipülasyonu. Karar'dan Sözcü'ye hepsi kendi çapýnda bir miktar enkaz eþeledi.
MASANIN KURTARICI TÝLKÝSÝ
Peki ya Fox TV yayýn yönetmeni Doðan Þentürk'e ne demeli?
"Kutularýn üzerinde alkol resmi var diye AFAD halkýn gönderdiði yardýmlarý geri çeviriyor" yalanýný yaymaya çalýþýrken stüdyo konuklarýnca durduruldu canlý yayýnda. Ama o "teyit etmediðim duyumu aktarýyorum, bu yaptýðým provokasyondur, haber etiðine aykýrýdýr, özür diliyor düzeltiyorum" demek yerine "yapsalar da olur yani, kafa bu kafa" diyerek yalanýna tüy dikti.
Haliyle bir televizyon kanalýnýn tepe ismi bu kafadaysa oradan ne beklenebilir, diyebilirsiniz.
Haklýsýnýz.
Ama bekleyenler var malum.
9-10 saat süren toplantýlarda konuþmayýp bir diðerine mesaj vermek, laf sokmak için mecra arayan 6'lý masa müdavimleri iletiþim eksikliðini gidermek için en çok Fox TV'nin kapýsýný çalýyor.
Bu durum da Fox TV'yi muhalefet medyasý içinde eþsiz kýlýyor.
DEPREMÝ FIRSAT BÝLDÝLER
Öte yandan kendilerini Erdoðan ve Cumhur Ýttifaký karþýsýna konumlayan, haliyle muhalefeti destekleyen ama beslendikleri damarlar farklý olduðu için de masadaki dengeleri yandaþý olduklarý partiler lehine deðiþtirmek isteyen medya kuruluþlarý bu ayrýlýða raðmen deprem yayýnlarýnda epeyce ortaklaþtý.
Ýnsanlarýn acýsýna saygý duymadýlar.
Yapýlan iþleri yok saydýlar.
Gelen acil yardýmýn, dayanýþmanýn, arama kurtarmanýn, daðýtýlan çadýrlarýn, konteynýrlarýn, çorbanýn, gýdanýn, kýyafetin, saðlýk ve alt yapý hizmetlerinin üstünü örttüler.
Kriz ve kaos çýkarmak için hem deprem bölgesinde hem sýcak stüdyolarýnda epeyce uðraþ verdiler.
Radikal sol, PKK, FETÖ, DHKPC medyasý, fondaþ medya gibi açýktan devlet-millet düþmanlýðý yapamadýlar ama "Merkez üssü Ankara", "devlet enkaz altýnda" demekten de çekinmediler.
Ama makul görünen muhalif gazeteciler bile depremin açtýðý yarayý yaðmalamaktan utanmadý.
HELALLÝK ÝSTEMEK HAKÝKATÝN PARÇASI
Depremin yýktýðý þehirlere giden herkesin göreceði bir gerçek vardý oysa. Afet o kadar geniþ bir alana yayýlmýþtý ki maalesef ve maalesef ilk anda yetmek, yetebilmek, yetiþebilmek mümkün görünmüyordu.
Hala devam eden artçýlarýn sýklýðý, yýkýcýlýðý bile yaþadýðýmýz felaketin büyüklüðüne koþut gidiyor.
Bunu en baþta orada depremi, yýkýmý yaþayanlar biliyor.
Zorluðu da gördü vatandaþ, verilen büyük çabayý da gördü.
Nitekim Cumhurbaþkaný Erdoðan durumu izah ederken "helallik" isteyerek baþlýyor söze. Hesapsýz içtenliðin, paylaþýlan acýnýn, iyileþme gayretinin ifadesi bu deðilse nedir.
Devletle milletin el ele iki büyük depreme, kýþa, 11 ilde yaþanan yýkýma, her tür zorluða raðmen dayanýþtýðý bakan gözün göreceði tek hakikattir.
Acý içinde olsa da etrafýnda olup bitenin son derece farkýnda vatandaþ.
Yaðmacý siyasetçileri gördüðü gibi enkaz eþeleyen medyayý da görüyor.
O yüzden de manipülasyon medyasýný gördüðü yerde ilk sözü "kovulmuþ medyanýn þerrinden sana sýðýnýrým" oluyor.