''Közünige Köğ Tüşti''

Kutadgu Bilig'de geçen bir terim bu; ayna paslandı, ayna göğerdi anlamında... Eğer Hakan, yönettiği kişilerden alakayı keser, onlardan ırak bir hayat tarzı tutarsa, ''köznige köğ tüşer''imiş... Yusuf Has Hacip tarafından Kaşgarlı Mahmut Han için kaleme alınan bu siyasetname, aynı zamanda bir toplum felsefesi manzumesidir. Devleti, bir ayna gibi, hakan ve teba arasında birbirini görme-bilme vasıtası olarak aktaran bu felsefede, insanın değerine, makbul oluşuna vurgu vardır. İnsanın görülmediği, fark edilmediği sistemler, insana körleşir, insandan uzaklaşır, hatta zaman içinde insan karşıtı olur... Dersimiz: İnsan...

İnsan Hakları Aktivisti ve Hukukçu Av. Gülden Sönmez, bu kez Doğu Türkistan'daki mazlumlar için adalet çağrısında bulundu. Doğu Türkistanlılara karşı işlenen soykırım, işkence ve insanlığa karşı işlenen suçların yargılanması için geçen gün genç meslektaşlarıyla birlikte, İstanbul Adliyesinin önündeydi. Çıkışta bir basın toplantısı düzenlediler ve ' toplama kampları kapatılmalı ve suçlular yargılanmalı' dediler.

Çin Hükümeti'nin, Doğu Türkistan bölgesinde, 'Akraba Aile Projesi'' adı altında evlere Çinli erkekleri zorla soktuğu, mahremiyeti yok ettiği, Doğu Türkistanlı kızların, Çinli erkeklerle evliliğe zorlandığı gibi konular, birer suçlama başlığında, kasten adam öldürme, işkence, haksız ve keyfi tutuklama, tecavüz suçlarının arasında zikredildi. 9'u Türk vatandaşı 19 şikayetçinin vekili olarak, tam 112 suçlu tespit ettiklerini de dile getirdi Sönmez. Halen kamplarda, aralarında çocukların da yer aldığı 116 mağdur bulunmaktaymış...

Av. Gülden Sönmez'in delilleriyle ortaya koymaya çalıştığı esaslı mesele; yapılanların 'soykırım' olduğuyla ilgiliydi. Paradoksal bir durum olarak, Doğu Türkistan'da yaşananlar, aslında kürede hemen herkesin işittiği, ama kulak ardı ettiği bir konuydu... Birleşmiş Milletler ve uluslar arası resmi kurumlar, Doğu Türkistan'daki 3 milyondan fazla Müslüman Uygur Türk'ünün toplama kamplarında tutulduğunu zaten defaatle dile getirmişlerdi... BM raporlarına göre; cezaevi işlevi gören toplama kampları, cezaevi gibi yönetiliyordu.

Sönmez'in açtığı davada, tanık beyanları, fotoğraf, video, sivil ve resmi kuruluşların verdiği Doğu Türkistan raporlar, gayet kabarık olan dosyada içler acısı gerçekleri ortaya koyuyor. Kamplardan bir şekilde kurtulan kadınların uğradıkları sistematik cinsel saldırıları, tanık ifadesi olarak uzaktan okumak bile feci bir dram...

Av. Gülden Sönmez: ''BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesi'nde yer alan ve soykırım suçunu tarif eden tüm fiiller, bugün Çin tarafından işlenmektedir. Çin, BM üyesidir, soykırım ve işkence suçlarından dolayı çok yönlü yaptırıma tabi tutulmalıdır'diyor.

Bu hukuk avazına omuz vermek zorundayız.

..................................................

Bu arada Xi'an şehrindeki artan Kovid vakaları yüzünden Çin Hükümeti, 13 milyonluk şehri karantinaya aldı. Şehre giriş çıkış yasak. İnsanlar otobüslere bindirilerek neresi olduğunu bilmedikleri yerlere bırakıldıklarını, aileleri tarafından kendilerine yollanan yiyecek ve suların kendilerine ulaşmadığını, artık şehir içinde ihtiyaçlarını karşılamak için trampaya (değiş tokuş) başladıklarını, soğuktan donmak üzere olduklarını dünyaya bildiriyorlar...

Mao döneminin kapalı toplum politikalarını geride bıraktığını her fırsatta vurgulayan Çin hakkında, son olaylardan sonra; 'Doğu Türkistan meselesinin ardından, Kovid ile mücadelede de sınıfta kaldı' yorumları yapılıyor...

İş gelip dolanıp, 'insan'a verilen değerle eşleşiyor. İnsana, insan onuruna değer vermeyen sistemler, küresel iletişimin dönüştürdüğü yeni dünyada, karanlıklarını daha fazla gözden uzak tutamıyorlar...